Fenerbahçe, Antalya deplasmanında bilinen ve geçmiş haftalarda sağlıklı sonuçları yakalayan kadrosu ile galibiyet ararken beklemediği bir “puan kanaması” ile noktalıyordu ligin ilk yarısını...
Antalya, Fenerbahçe’nin orta alanda yaratıp, kanatlara ve Semih’in koşu yollarına çıkardığı uzun, tehlikeli topları önlemek için yoğun bir çaba harcıyor, özellikle de Gökhan Gönül - Mehmet Topuz - Ziegler ve Stoch’un hızla taşıdığı toplara mani olmak için çok çaba harcıyordu Güneyimizin kırmızı beyazlı ayakları... Ayrıca Emre Belözoğlu, Alex gibi isimlerin tehlike taşıyan sprinter dalışları da Antalya defansına korku salıyordu. Ancak ilk yarının sonlarına doğru Alex’in belinden sakatlanıp çıkışı maçın kaderini de değiştiriyordu sanki... Nüfus kağıdı hayli sararmış bu büyük ustanın vücudunun bir yerlerde isyanlara başlaması doğaldı aslında... Ayrıca böylesine yüklü bir maç trafiğinde Alex’in ayakta kalabilmesi ve zor şartlara direnmesi alkışlara layıktır.
* * *
Maçın ikinci perdesinde canlanan ve oyunun anahtar gol sayısını ısrarla arayan tarafı uzun süre Antalya oluyordu müsabakada... Uğur İnceman - Ali Tandoğan - Ali Zitouni - Musa ve Doğa gibi isimler Fenerbahçe savunmasının üzerine sayısız ataklar düzenliyor ancak “yorgun savaşçı Necati”nin yavaşlamış refleksleri yukarıdaki başarılı isimlere ayak uyduramıyordu bir türlü...
Fenerbahçe’nin Bienvenu ile kaçırdığı pozisyonlar inanılır cinsten değildi hani... Hele Semih’in önüne kafayla indirdiği toptaki uyarsızlığı ve duyarsızlığı hayret verici oduğu kadar futboldaki facianın tarifiydi sanki...
Fenerbahçe’de galibiyetlerin rejisörü olan kaptan Alex çıkınca sarı-lacivertli ekibin pozisyon yaratma akortları alt-üst oldu Antalya’da... Ancak yine de teselli olunacak bir bakış getirirsek beraberlik sonucuna, Serdar Kesimal - Gökhan Gönül -Yobo -Ziegler’in savunmadaki başarılarına Volkan’ın sağlıklı kalecilik hamlelerindeki gösterilerine de saygı duyarak noktalayabiliriz düşüncelerimizi...