Fenerbahçe’nin özellikle ilk yarıda oyuna soğuk kalıp, Ziya Doğan hocanın defansif taktiklerini bozamaması, 90 dakikanın sonunda iki puanlık bir kayıp faturası koydu sarı-lacivertli kadronun önüne.
Orta alanı çok adamlı tutup, Fenerbahçe’nin kuracağı pas tezgahlarını zorlu pres girişleriyle bozmakta, 10 üzerinden 10 numara vermek gerekir Diyarbakırsporlu oyunculara... Cristian - Alex - Andre Santos - Emre - Özer - Mehmet Topuz gibi pas ve atak ustalarını hem de evinde köşeye sıkıştırıp, kendi oyun alanı içinde kalmaya mecbur etmek çok önemli bir başarıdır bize göre Diyarbakırspor ve Ziya hocamız adına... Buna bir de Emre’nin maç boyunca sinir yapıp, Fenerbahçe orta sahasının sık sık keyfini kaçırması da eklenince ortalığı tam bir bozuk düzen havası sarıp, sarmalıyordu maç boyunca.
Hele Bebbe’nin oyunun başlarında direkte patlayan vuruşu sayı olsaydı eğer sarı-lacivertli takımda başlayacak paniklemeyi düşünmek dahi hayli korkutucu.
İkinci 45’te Fenerbahçe’de bir taktik değişimi ve de oyun viteslerini yükseltmek gibi başlaması gereken bir heyecan fırtınasını boşuna bekliyordu sanki bu maçtan üç puan ve gol patlamasını haklı olarak uman tribünler... Emre’nin laubalice yaptığı müthiş pas hatasında Tazemeta topu Volkan’a kaptırınca sarı-lacivertli takım bir kez daha korkular yaşamak zorunda kalıyordu kendi sahasında.
Evet Fenerbahçe’de orta alandan öne çıkışlarda yapılan inanılmaz pas hataları bu sezon ilk kez gözlere acı bir şekilde batıyordu. Semih’in etkisiz top kullanışları, Cristian ve Emre’nin kolayca ve de hoyratca harcadıkları toplar, özellikle de Alex’in son haftaların en berbat gecesinde kalışları, Fenerbahçe’nin puan kaptırmasındaki en önde gelen sebeplerdendi.
Özetle sahada gümbür gümbür oynayan taraf Diyarbakıspor ise tel tel dökülen takım da sarı-lacivertli kadroydu tümüyle. Üstelik dünkü hayal kırıcı futbollarıyla bırakın beraberliği, kaybetmeyi defalarca hak ettiler bize göre. Ziya Doğan ve futbolcularını, göğüs göğüse çarpışıp, bileklerinin hakkıyla kazandıkları puan için kutlamak gerekir.
Fenerbahçe’ye gelince... Kendi düşen ağlamaz dostlar. Başka ne söylene bilir ki, böylesine angaryacı bir anlayışın içine sıkışıp kalmış anlı, şanlı futbolcular için.