Erdoğan Şenay

Erdoğan Şenay

esenay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İlk yarısı Fenerbahçe adına kabus halinde geçen tur maçının detaylarına hiç girmeyeceğiz. Çünkü rakibin isteğine boyun eğercesine bir durağanlık içinde sıkışıp kalan Fenerbahçe’yi ne mazide seyrettik ne de yakın zamanlarda...İkinci 45’e olmak veya olmamak parolasıyla başlıyordu sarı-lacivertli ekip. Emre’nin golü Fenerbahçe’ye ilaç gibi gelirken, içimiz korkularla da dolup dolup taşıyordu aslında.
Fenerbahçe ilk yarıda kendi oyun alanına sıkışıp kalmanın işe yaramazlığını fark etmiş olacak ki, tüm hatlarıyla PAOK’un üzerine yıkıyordu teknik ağırlıklarını... Yunan ekibinin ilk 45’te başarıyla uyguladığı kendi oyun alanına kilitleme tuzağını Aykut hoca ekibi devre arası tartışmış olacak ki, sarı-lacivertliler ikinci devreye hızlı ve umut dağıtan tempoda başlıyorlardı. Fenerbahçe’nin temposundaki başrol oyuncuları Gökhan Gönül başta olmak üzere Stoch ve Niang’ın seri, çabuk ve dengeli ataklarıydı.
Bu arada Fenerbahçe’de varlığı tartışılan Alex’in de oyunun ikinci perdesinde bölgesine hakim olup, takımının hücum rotalarına önemli katkılar yapmak için çırpınıp durduğunu da belirtmeliyiz. İkinci yarıdaki Fenerbahçe çıkışından etkilenip oyundan düşme emareleri gösteren PAOK’un durumu da sarı-lacivertli takımı ateşliyor ve ev sahibi, oyunda hakimiyet kurarak tur şansını rakibine kaptırmamak adına gol arayışı içinde çalışıyordu. PAOK’un karşı ataklarında müthiş pozisyonlar doğuyor, bazılarını şansa bağlasak da sonuçta Fenerbahçe defansından çıkan hamleler konuk ekibin amaçlarına inen ağır darbeler haline dönüşüyordu.
Evet, tur şansı Fenerbahçe ağırlıklı gibi görünse de PAOK’a da gülümsüyor, iki takım da evlerinde yakaladıkları birer golün avantajından tur hakikatine ulaşmaya çalışıyorlardı. Kaçan gol pozisyonları furyası tribünlerin yüreklerini ağızlarına getiriyor, tamamen stresten doğan karşılıklı gol kaçakları oyunu uzatmaya taşıyordu.
Uzatmanın başında Müslimovic’in, Bilica ve Lugano’nun arasından çaktığı gol vuruşu acı gerçekleri de ortaya döküyordu Fenerbahçe’de... Müslimovic’le kafaya çıkan Bilica’nın ayakları yerden dahi kesilmezken sonrası Lugano’nun çaresizliği ise Fenerbahçe defansının eskimişliğini ve eksikliğini acı ile resimliyor ve Fenerbahçe, PAOK’a teslim olarak buraya kadar mesajını veriyordu sevenlerine.