Dünya Kupası’nın lezzetten yoksun 16 takımı nihayet elenerek Afrika’nın vuvuzelalı gürültüleri içinde futbol tarihinin geçmişine gömülüp gittiler.
İngiltere-Fransa-İtalya gibi dünya devlerinin de bu 16 ekibin arasında kaybolup gitmesi tabiki 2010 Dünya Kupası’nın en önemli ve üzerinde düşünülmesi gereken OLAY‘ıdır bizce... Globelleşen dünyamızda Avrupa Birliği’nin doğuşu ve istikbale doğru yol alışı insanlara hiç de olumlu sinyaller vermiyor. Dünya ekonomistleri ve bilim adamları zaten alt-üst olan küresel ekonomi zelzelesi sonrasında daha da derinden ve endişeler içinde izlemeye başladılar dünyamızın halini...
Biz Avrupa Birliği içinde kopan fırtınalara dikkatle bakarsak konuyu fazla dağıtmadan incelemiş oluruz sanırım.
Fransa’da Paris’ten yola çıkalım dilerseniz. Bugün Paris’in en ünlü “Şanzelize”sinden en eski kenar mahalle barlarına kadar her yerde Afrika ağırlıklı göçmen Fransızlarla birlikte olmak zorundasınız.
Londra’da safkan bir İngiliz, SİR‘üne rastlamak için özel bilgilere sahip olmanız gerekir. Londra’da Piccadilly Circus caddeleri, Oxford City veya diğer ünlü semtler 72 ırktan yabancı kökenli İngiliz ve ilticacılarla dolmuş vaziyette... İtalya aynı sancıların içinde kıvranıp durmakta. Her gün deniz ve kara yollarından AB ülkelerine sığmaya çalışan binlerce insanla İtalyan polisi gece-gündüz “köşe kapmaca” oynamaktalar sanki...
Ehhh, böylesine bir kaosun içinde ekonomi-sosyal-kültürel ve sportif işlerin iyi gitmesi mümkün olabilir mi?
Federal Almanya, DDR’li kardeşlerinle büyük paralar ödeyerek birleştiği zamanlarda kaybetti zaten “ipin uçkurunu”... Üstüne üstlük bir de AB’nin liderliğine soyunup euronun kaderinde de başrol oynama görevi alınca onlarda da emekliler-çalışanlar ve patronlar da başladılar sızlanmaya “yani bu birliğin cefasını bizler çekmeye mecbur muyuz?” diyerek. Ancak bunlara rağmen 2010 Dünya Kupası’nın bugüne kadar ki, 90 dakikalık seanslarında yine de flaş gibi gözlere çarpan isim Almanya... Avrupa’nın tüm zorluklarına rağmen futbollarını dipdiri tutmayı başarıyorlar.
Evet, dostlar Afrika’da olanlarda “büyük resme” bakmak gerekir bizce... İngiltere’nin net golünü, ofsaytları ve sayısız hakem körlüklerini nasıl olsa her gün yazmakta dünya ve bizim basınımız. Afrika kıtasında vuvuzela denilen plastik boru birbirinden saygın ülkelerin milli marşlarının önüne geçiyorsa eğer Ronaldo-Kaka-Torres-Ribery-Rooney, Messi gibi şöhretler futbol adına dünyadaki tüm futbol sevdalılarını tribünlerde ve ekran başlarında hayal kırıklığına uğratıyorlarsa o zaman bu oyunda “FIFA ve UEFA başta olmak üzere birçok şeyi yenilemek gerekir”.