Erdoğan Şenay

Erdoğan Şenay

esenay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Berlin’de kazanmaktan çok kaybetmeme kurgusuyla düşünülmüş bir 11’le sahada yer alırsanız eğer, farklı yenilginin içine yuvarlanmanız kaçınılmaz olur.
Bu düşüncenin zorunlu bir oyun planı olduğu inancında olanlardanız... Öyle ya Türkiye’de adeta cımbızla aradığımız ve milli forma vermek için can attığınız yerli futbolcu sayısı azaldıkça, Milli Takım’ın kaderi de işte böylesine yerlerde sürünmeye mahkum kalır. Fizik gücü yüksek, oyun disiplini konusunda dünyaca ünlü meziyetlere sahip olan Almanya önüne hayati bir pervasızlıkla çıkıp daha berbat bir sonuca katlanacak da değildik ya.
İlk gol gelene kadar kendi oyun alanı içinde hata yapmadan kısa ama maksatsız paslaşmalarla top kullanma üstünlüğünü sahiplendiğimiz sanısındaydık. Ancak atağa çıkışlarda kanatlardan akıp gidecek, ortadan uzun boylu sprinter çıkışları olan ve top kullanma yetenekleri yüksek oyuncularımız hiç yoktu ki sahada... İleride top tutacak, hücumda çoğalmamızı sağlayacak, Alman savunmasını tehdit edebilecek bir Arda’dan dahi yoksunduk dünkü tertipte. Evet Altıntop kardeşler değişik kulvarlardan kişisel ataklarla pozisyon yaratmak için çırpınıyorlar, Tuncay bilinen sivri deparlarıyla pozisyon arayışlarında ısrar ediyor, ancak Alman defansının kademeli ve garantiye dayalı savunma duvarları bize adeta hiç şans tanımıyordu.
Şüphesiz maçın hakim ve rahat oynayan tarafı Almanya’ydı. Bizim kalabalık tuttuğumuz orta alanı onlar kanatları kullanarak kolayca aşıyorlar ve özellikle Müller’in - Klose’nin - Mesut’un kolay ve çabuk top kullanma meziyetleriyle oyunu kontrolleri altında tutuyorlardı...
Tribünleri dolduran yurttaşlarımız top Mesut’a geldikçe neden aleyhte tavır alıyorlardı anlayamadım. Almanya’da doğup büyüyen, Alman kültürüyle beslenmiş kişiliğiyle bu ülkenin formasını tercih etmesi bizi gururlandırmalıdır. Mesut’un içindeki Türklük coşkusunu incitircesine koyulan bu hoş olmayan tavırlar gecenin üzücü yanıydı.
Alınan farklı yenilgi için çok fazla üzülmek gereksizdir... Grupta Belçika’yı dikkatle kovalayıp, tüm teknik hesaplarımızı ikincilik adına yapmalıyız. Çünkü geçmiş Dünya Kupası’na katılamayan Türkiye’nin önümüzdeki Avrupa Şampiyonası’na gitmesi adeta zorunludur.