Galatasaray, Ordu deplasmanında oynaması gerektiği kadarki bir tempo dengesini kurarak kazanıyordu Karadeniz’deki bu önemli puan yarışmasını...
Cim-Bom’un ligin gidişatını renklendiren son haftalardaki flaş çıkışı dünkü maçta yerini “mantık ve dengeler” anlayışı üzerine yoğunlaşıyordu... Sarı-kırmızılı 11 defansif ve hücuma çıkışlarda sakin ama çabuk oynamaya çalışıyor, Elmander, Kazım ve Baros gibi isimlerin son hareket maharetleriyle de aradığı golleri kovalıyordu.
Orduspor’un teknik imkanları kadar mücadele etmesi doğaldı yarışmada... Son zamanlardaki talihsiz ve de başarısız sonuçların ardından Metin Diyadin’in de ayrılışı zaten Orduspor’un ligdeki hedefleri açısından umut kırıcı değil miydi?
Fatih Terim’in gözalıcı harekatı tüm özellikleriyle dikkatleri çekmeye devam ediyor sarı-kırmızılı formada... Bir kere özgüven özelliğinin beyinsel dürtüleri Galatasaraylı futbolcuların her hareketlerinde kolayca okunabiliyor. Herkes “top bizde kaldığı sürece mesele yok” anlayışına sıkı sıkı sadıklar. Hele “pas yanlışları kötüye gidişin en acımasız işaretidir” hakikati haftalardır Cim-Bomlu futbolcuların en geçerli meziyetleri... Dün de aynı prensipleri dikkatle sahaya yansıtırken tabii Baros’un da golü gelince daha da bir üst tempoda uygulamadaydı Ordu’da...
Özetlersek, tüm sarı-kırmızılı ekibin dengelerle dolu oyunu kazanma hareketliliği yanında Melo - Elmander - Baros ve özellikle de Kazım’ın futbolcu portreleri bir hayli öne çıkıyordu yarışmada...
Uzun lafa gerek yok. Ligde uzun yıllar sonrası yepyeni soluklarla esip gürleyen bir “Fatih Terim ve Cim-Bom fırtınası” yaşanacaktır anlaşılan...
Galatasaray’ı izlemeye devam edelim...