Galatasaray komple oyun mantığı içinde kalmak özeni ve düzeni sayesinde kazandı dün geceki sonucu merakla beklenen derbiyi.
Defansta kalabalık olma, orta alan kurgularında titiz paslaşma ve çabukluk prensiplerini eksiksiz çalıştırdığınız zaman futbol oyunundaki kazanma ibreleri daima sizden yana çalışır... Sarı-kırmızılı takımın zaten cümle alemce bilinen yukarıdaki oyun grafiğine ilave, bir de rakibin hatalarını dikkatle kovalıyorsanız eğer kazanmak daha da kolaylaşır.
Daha 8. dakikada Rüştü gibi bir kalecinin ellerindeki top sekiyorsa eğer o zaman Servet gibi bir “yan top avcısı” oyuncu hemen devreye girer ve oyunun kazanç kapısı bu anahtar golle geceye hakim olur.
Yoksa Beşiktaş da ince hesaplarla donanımlı bir yarışma planı ile girmişti oyuna... Galatasaray’ı özellikle dar alanlarda sıkıştırıp top kapmak ve sarı-kırmızılı takımı oyundan koparmak adına her siyah-beyazlı oyuncu elinden geldiğince çalışmaktaydı. Yağmur birikimli zeminde kim çabuk düşünüp tek topu hatasız kullanma ustalığını ortaya koyabilirse, pozisyonların da o takıma gülümsediği ortadaydı dünkü yarışmada...
Kartal düşünmeli
Yukarıdaki genel meziyetleri net bir şekilde ortaya koyan taraf Cim-Bom’du. Gecenin assolistlerini Lincoln-Arda-Ayhan-Nonda-Baros-Servet-Barış-Mehmet Topal olarak belirtmeliyiz. Hele ikinci yarıda iyice ağırlaşan saha koşullarına ve de Holosko’nun zıpkın gibi gelen golüne rağmen hiç bozulmayan oyun disiplinlerini ve bu mantığa sadakatlerini ve maharetlerini yürekten selamlamak gerekir bizce...
Kara Kartal’a gelirsek; gelecek günlerde Denizli’yi yargılamak yerine Rüştü’nün elinden kaçırdığı toptaki şaşkınlığını ve şanssızlığını, Delgado’nun ikinci kartla kırmızılandığı andaki “kart yeme kaşınmasını”, hemen sonrasında Uğur İnceman’ın Lincoln’e sarılmasıyla gelen penaltı olaylarını ciddiyetle incelemek gerekir sanırım. Bir takımda bu kadar bireysel hatayı yapabilen futbolcular varsa, bunların profesyonellik değerlerini, böylesine önemli bir müsabakadaki laubali davranışlarını iyice ölçüp biçmek gerekmektedir.
Kısacası sarı-kırmızılıların kendi sahalarında ve bilinen değerleriyle kazandıkları bir yarışma vardı Ali Sami Yen’de. Beşiktaş’ın ise hiçbir panik havasına girmeden takım olmak üstüne yoğunlaşması ve ciddi çalışmalar yapması gereken bir devre arası gündemdedir. Bakalım doğruyu bulma arayışları içerisinde geçmişteki yanlışlar yeniden gündeme gelecek mi?