Erdoğan Şenay

Erdoğan Şenay

esenay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Fenerbahçe Antep’te beklemediği bir yenilgiyle karşılaştıktan sonra bu maçın 90 dakikası içerisindeki stratejik hatalarının farkına varacağını ve lig yolculuğunda şampiyonluk hayallerinin ne denli gerçeğe dönüşeceğini fark edebildi mi bilemeyiz.
Zaten kadersiz bir gece yaşanacağının ilk işareti Alex’in kaldırdığı topa daha birinci dakikada soğuk kalıp kafa golünü talihsizce kaçıran Semih’in hareketinden belli olmaktaydı. Ancak sonrasında Alex’in şık golüne kadar Fenerbahçe’de işler düzgün gidiyor, yediği golün şaşkınlığına düşen Gaziantep’in de duraklamasından faydalanan Fenerbahçe Alex’le galibiyete ulaşıyordu. 18. dakikada atılmış bir golle futbolda her şeyin olacağını zannetmek ve oyunu bu kadar erken zamanlarda rölantiye almaya çalışmak sarı-lacivertli ekibin oyun anlayışına yakışıyor muydu?
Emre’sizlik ve Lugano’nun yokluğu buram buram hissediliyordu Kamil Ocak Stadı’nda... Cristian isimli bir futbolcu “kopyasının(!)” bu kadar yavaş, duygusuz, maksatsız kalması adeta kötü kaderin habercisi oluyordu Fenerbahçe adına... Bekir’in Lugano’nun yerinde yaptığı gereksiz hırçınlıklar, hele hele karşı kaleye kadar gidip kaleciye yaptığı anlamsız şarj ve anlamsız sarı kart sarı lacivertli formaya yeni yeni ısınmaya başlayan bir profesyonele hiç yakışıyor muydu?
Gökhan Gönül son haftaların süratle irtifa kaybeden futbolcusu haline geldi. O’nun bu formsuzluğunu normal mi bulsak yoksa “düşüşe geçti” mi desek bilemiyorum.
Fenerbahçe’nin gol sonrası hücum çıkışlarını rölantiye alması Gaziantep’i adeta kamçılıyordu bir yerde... Hele hele Semih’in yerine zıpkın gibi bir forveti oyuna süreceğine Dia’yı yarışmaya sokması Fenerbahçe’yi forvetsiz oynama kabahatine sokuyordu. Olcan’ın başlattığı ve tüm hücum kalabalığıyla Fenerbahçe savunmasının zayıf bölgelerine girip çıkan Gaziantepli ayaklar bu yarışmada rol bulmanın kolaylığına doğru koşmaktaydılar sanki... Ceza sahası dışından atılan sert şutlara Volkan zamanında ve çok çabuk reflekslerle karşı koymasa Antep’in beraberliğe daha ilk yarıda ulaşması hayret verici olmazdı.
Fenerbahçe’nin önce deplasmanlarda çabuk ve taktik anlayışı yerli yerinde olan, kazanma hırsıyla dolu olan takımlara karşı fizik gücü olarak dirençsiz göründüğünü herkes kabul etmeli. Kazım Kazım’ın sağ kanatta varlığı ile yokluğu belli bile değildi. Niang Fenerbahçe’de son haftaların büyük umudu haline gelmişti. Bu futbolcunun sakatlıktan çıkmış olması hali olsa dahi son dakikalarda oyuna alınmasının anlam ve telaşını nasıl soracağız ki, Aykut hocamıza...
Özete gelirsek; Fenerbahçe kırılma noktası yaratabilecek kadar nazik bir üç puan kaybetmiştir Gaziantep’te... Bu kaybedilen “altın puanlar”ın telafisi öylesine zor olacaktır ki, korkarız sezon sonunda bu puanları “döke saça” son haftalara gelecek Fenerbahçe’de bazı sorumlu isimler ellerini dizlerine vurarak dövünmesinler.