Erdoğan Şenay

Erdoğan Şenay

esenay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kar altında oynanan zevkli yarışmada Fenerbahçe, Ankara’dan ağır yaralı olarak dönüyorsa eğer, bu maçtaki kabahatlari ve sevapları sahadaki futbolculardan çok teknik kulübelerde aramak gerekmektedir.
Fenerbahçe’de yıllarca takım kaptanlığı yapmış bir Ümit Özat’ın, Fenerbahçe’ye karşı bilinçli tedbirler alıp, sarı-lacivertli konuk kadroyu kolay bir galibiyetten uzaklarda tutmasının çok da doğal kabul edilmesi gerekmez miydi sizce de? Orta alanda Alex gibi bir pas ulemasının ne denli tehlikeler yaratıp, hangi beklenmeyen anlarda gol hareketlerine beynini ve ayaklarını sokarak, işi bitireceğinin hakikatini Brezilyalı oyuncuya da kaptanlık yapmış Özat’tan daha iyi kim bilebilirdi ki... Fenerbahçe’yi ilk yarıda dar alanlara kilitlemek için orta sahayı kalabalık tutmak Ankaragücü’nün hem taktik amacını doğruluyordu hem de Alex dışında Emre, Cristian, Niang, Gökhan ve Dia gibi joker oyuncuların paslaşma dengelerini darmadağın ediyordu...
Aykut Kocaman’ın solda Stoch’a kesik atıp, Dia’ya görev vermesi doğruydu. Dia’nın attığı uzun boylu deparlar ve Niang’la yer değiştirerek pozisyon aramalarındaki canlılık olumluydu, ancak golün gelmemesi yüzünden, ikinci 45 dakikanın korkularla dolu geçeceğinin de habercisiydi sanki.
Fenerbahçe’de sağ kulvarda haftalardır hatta aylardır süren bir sıkıntıya parmak basmak gerekiyor artık. Gökhan’ın bölgesinde çok soluklu ve yaratıcı bir futbol oynadığı tartışılamaz. Ancak Topuz’un, Fenerbahçe’de istikbal vaadeden (!) bir kanat oyuncusu olup, olmadığını artık iyice irdelemek lazım. Gökhan’ın coşku dolu çıkışlarında, hücumların gelişmesinde ayakbağı dahi oluyor. Bütün bunlara rağmen Aykut hocanın bu futbolcuda her hafta 90 dakika ısrar etmesi büyük bir yanlış gibi geliyor bizim gözlerimize. Yani demek istiyorum ki, geri dörtlünün sağına Bekir veya bir başka uygun ismi koysa da şu Gökhan’ı direkt kanatta oynatsa acaba Fenerbahçe’de kördüğüm gibi görünen bir sorun kendiliğinden çözülmez mi?
Ankaragücü, Fenerbahçe’yi ilk 45’te orta alanda meşgul edip, ikinci yarıda gerekli gol darbelerini Sestak’ın müthiş fizik gücü ve top kullanma zekasıyla vuruyordu. Sahadaki mücadelenin yanında teknik kulübede de yaşanan düşünce rekabetlerinin galip gelen tarafı eski kaptan Ümit Özat oldu. Bilmem bu gerçek, dün tribünlerden ve ekran başından hüzünle ayrılan Fenerbahçe sevdalılarının acılarını biraz da olsa hafifletebilir mi?