Fenerbahçe dün gece dişli rakibi Bursaspor’u devirip taraftarına karşı ispatı vücut etmek için sabırsızlanıyordu sanki.
Bu histeri içinde de başladı oyuna. Sezon başından bu yana işlerin ters gitmesi nedeniyle her rakibinin üstüne gelip, gol arayışını ısrarla tekrarlayacağını iyi bilen sarı-lacivertli teknik düşünce özellikle defansif maksatları tüm dikkat ve titizlik anlayışıyla donatmıştı adeta...
Sarı-lacivertli ekip, Volkan dışında tüm defansif anlayışlarda belki de sezonun en başarılı imtihanını vermekteydi bizce. Orta alancılar ve gole çıkan isimleriyle sonucu kazanmak adına adeta çırpınıyordu takım. Roberto Carlos’un kendi bölgesindeki savunma maharetlerinde ilk kez bu kadar işine sahip çıkan, hiçbir abartıya meydan vermeden ciddi ve çok başarılı bir oyununu dün gece seyrettim ben.
Lugano geçmiş haftaların acı sonuçlarına isyan edercesine maça yürekten bağlı bir mücadele örneği vermekteydi. Eh, futbol melekleri bu oyunu yürekten hisseden, zamanın ve pozisyonların hakkını verip tüm olaylara sıcacık duygularla yorum getirebilen her futbolcunun hakkını teslim ederler. İşte Lugano’nun maçın başlarındaki korner topuna içtenlikle koşarak vurduğu kafa ve attığı anahtar gol yukarıdaki gibi bir adaletin tecellesi değil miydi...?
Uğur Boral da sol kanatta oyuna büyük katkılar sağlamak adına hem enfes bir gol atıyor hem de tüm gücünü kullanarak gecenin flaş isimlerinden biri oluyordu. Tabi, Alex - Semih - Gökhan - Güiza - Edu gibi isimlerin oyuna ve sonuca olan katkılarını unutmamak gerekir.
Josico’yu seyrederken karşı takımda mükemmel toplar kullanan Yusuf takıldı gözlerime. Bu oyuncunun sarı-lacivertli forma içindeki yıllarını hatırlayınca insanın kirpikleri ıslanıyor sanki. Bu olağanüstü yetenek üstün meziyetlerini hâlâ sarı-lacivertli forma içinde yaşayarak değerlendirseydi eğer Josico - Maldonado gibi isimlere muhtaç mı kalırdı sarı-lacivertli forma...?
Hakem Tolga Özkalfa’ya söylememiz gerekenler de var. Özkalfa özellikle ilk yarıda üst üste çaldığı sert ve bazısı çok yanlış düdüklerle otoritesini kabul ettirmeye çalışıyordu oyunculara. Ancak Alex’in indirilmesiyle doğan net penaltıda ters bir kararla Alex’i kartlaması bir otorite ifadesi miydi, yoksa oyunu elinden kaçırma adına yaşadığı korkuların ayak sesleri miydi dersiniz...?
Fenerbahçe yeniden yapılanmanın işaret fişeklerini yaktı diyebiliriz. Ancak Volkan’ın uzaklardan yediği ayıplı golleri de hatırda tutarak...