Erdoğan Şenay

Erdoğan Şenay

esenay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bursa Atatürk Stadı’nda kıyasıya bir lig kapışması ve de futbol gösterisi yaşanmaktaydı yeşil-beyazlılar ile Fenerbahçe arasında...
Bursaspor’un maçın başlarında kurduğu ağır baskı ve hücum üstünlüğü sarı-lacivertli ekibi zorluyor, Fenerbahçe yaklaşık 20 küsur dakikalık bir zaman diliminde tek atak şansı dahi yaratamıyordu Bursaspor kalesine...
İşte böylesi bir şaşkınlık anında da Serdar’ın kendi kalesine atmak zorunda kaldığı “kontrpiye sayı” geliyordu tempolu ve zevkli yarışmanın ekranlarına...
Fenerbahçe’nin biraz da ayılıp kendine gelmesi oluyordu sanki kalesine attığı şanssız gol... Derlenip, toparlanmaya başlayan geri dörtlü doğru paslarla Bursa alanına çıkmaya başlıyor, orta sahadan ise Baroni-Caner-Sow ve zaman zaman Selçuk’un çıkardıkları kontra ve uzun paslar Bursa’yı kendi oyun alanına itiyordu. Biraz da fiziksel gücü azalmış görünen yeşil-beyazlılar Fenerbahçe’nin ağırlıklı futbol üstünlüğünü kabul etmek zorunda kalıyorlardı yarışmada... Sağ kanattan Krasic’in yaptığı ortaya Sow’un çaktığı kafa vuruşu beraberlik sayısı olarak ağlarla kucaklaşınca hem tribün hem de ekran başındaki Fenerbahçe tutkunları derin bir nefes alıyorlardı sanırız...

İkinci 45’e fırtına gibi giren taraf yine yeşil-beyazlı ekipti doğrusu...Belluschi-Pinto-Vederson-Batalla-Ömer gibi isimler hem kanat bindirmeleri hem de Fener defansının göbeğinden denedikleri duvar pasları ile sarı-lacivertli savunmayı adeta alt üst ediyorlar ve sahada tam bir “Bursaspor kasırgası” esiyordu sanki futbol oyununun pozisyon zenginlikleri ve seyir zevkleri adına...
Fenerbahçe ilk devredeki ayaklanmasını ikinci yarıda neden kaybediyordu? Orta alandaki canlılığı niçin devam etmiyordu sarı-lacivertli ekibin? Sayısız kurtarışlarla Fenerbahçe’yi adeta ipten alan Volkan’a bu kadar çok iş düşmesinin anlamı neydi? Bütün bu suallerin cevabı basitti aslında... Çünkü Bursaspor kazanmak için tüm fiziksel ve beyinsel güçlerini kullanıyor ve Fenerbahçe’ye topla oynama şansı da bırakmadan götürüyordu hakikaten seyri son derece zevkli lig kapışmasını...
Son anlardaki saman alevi gibi parlaması bir yana, doğrusu eksiği-ziyadesiyle Fenerbahçe bu yarışmadan yenilmeden döndüğü ve puan da çıkardığı için sevinmelidir bizce... Çünkü futbol oyununda “lafla peynir gemisi yürümez” ve saha içinde golü çakamadığınız sürece de “eveleyip-gevelemeniz”in karşıtıdır bitişte kullandığımız sözcük...