Selçuk dünkü yarışmanın sahadaki en popüler ismiydi bizce. Attığı şık gol ayrı bir beceriydi
Kadıköy’de hem Fortis Türkiye Kupası gruptan çıkma maçı hem de sezonun ikinci perdesine hazırlık anlamı taşıyan bir doksan dakika oynanmaktaydı.
Fenerbahçe de, teknik kulübesini Ertuğrul Sağlam hoca ile yenileyen Bursaspor da açık bir oyun ve iyi niyet donanımlı bir anlayışla ısıtmaktaydılar gecenin futbol gündemini... Sarı-lacivertli ekip ilk yarıda oturmuş kadro düzeniyle sahada yer alıyor, defans - orta alan ve gol yollarına dönük pozisyonlar yaratmak konusundaki bilinen eksilerini artılara yükseltmek adına uğraş veriyordu... Kazım’ın sağ kulvarda, zaman zaman ortada, maçın sonlarına doğru sol çizgide bilinen vücut kıvraklığı, dalıcı meziyetleri yine dikkatleri çekiyor, Lugano - Edu - Gökhan - Carlos - Uğur Boral gibi isimlerin ise dikkatli ve garantiye endeksli oyun ciddiyetleri ayrıca huzur veriyordu tribündeki Fenerbahçe taraftarlarına.
Ancak Selçuk dünkü yarışmanın sahadaki en popüler ismiydi bizce. Attığı şık gol ayrı bir beceriydi. Ama hem rakiplerinden kaptığı toplarda hem de Fenerbahçe’nin hazırlık paslarındaki teknik ve tempo kalitesiyle yarışmada gecenin ismi oluyordu.
Alex’in sahadan çıkışına kadar oynadığı futbola bakarsak üstadın tekniğe dönük ayak ve pas gösterileri her zamanki gibi tartışılmazdı. Fakat fizik güç olarak gelecek zamanların hararet dolu haftalarını, aylarını nereye kadar taşır veya taşıyamaz belli değil. İşte bu acaba düşüncesine cevap, Aragones hocanın kafasında olsa gerek. Deivid’in iyi bir fiziksel diriliğe kavuştuğunu, tempo olarak göz doldurduğunu da ayrı bir Fenerbahçe artısı olarak işaretlemeliyiz.
Özetlersek Fenerbahçe’nin on yıllardır hasret kaldığı kupada iyi izlenim bıraktığı bir doksan dakika yaşadığını söylemeliyiz. Bursaspor’da ise Ertuğrul Sağlam kardeşimizin önce gereksiz yere sinir yapıp, sarı karta yapışan oyuncularını sıkıca bir uyarması gerekir. Bunun ötesinde yenilmesine rağmen Bursa’nın bayağı dinamik bir teknik ekip yapısında olduğunu da söyleyebiliriz.