Erdoğan Şenay

Erdoğan Şenay

esenay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Avrupa Şampiyonası’nın büyük umutlar bağladığımız ilk maçında Fatih Terim’in tüm hesapları beraberlik üzerineydi.
Bu mantıkla Portekiz önünde tutunmaya çalışan Millilerimiz’de özellikle Servet-Gökhan Zan ikilisinin ilk yarıda verdikleri kademe açıkları, Terim hocayı hayli korkutmuştu anlaşılan.
İkinci yarıya Mevlüt’ü dışarı alıp savunmayı Sabri ile takviye etmesi, hocamız adına doğruydu belki. Ancak hemen arkasından Gökhan Zan’ı alıp yerine Emre’yi oyuna sürmesi, tedbirden öte açık bir korkunun ifadesiydi, teknik kulübemiz adına...
İşte tam da bu değişiklik sonrası defansımızdaki çatlaklar daha da derinleşiyor ve oyunun başından beri hem Portekiz hücumlarına sinsice katılan, hem de bizim çıkışlarımızdaki birçok pozisyonu ustaca eriten Pepe, ani bir verkaçla Türkiye’ye kederlere kilitleyen sonucu yaratıyordu.
Emre-Nihat-Tuncay niçin hep sol kulvarı kullanarak hücum şanslarımızı hovardaca harcama enayiliğinde ısrarcı kalıyorlardı. Halbuki sağ iç koridorunda maç boyu top bekleyen Kazım kanadından çalışsak, hem Portekiz’in oyun formatını bozar, hem de ısrarla aradığımız gol sayısına ulaşabilirdik.
Uzun yorumlara gerek olmayan bir gece yaşandı. Milli Takım’ın kazanmak isteğinden çok, gol yememe ve beraberlik üzerine kurulmuş tertip-oyun planları ve değişiklik hataları bizi göz göre göre yenilgiye taşıdı sonuçta... İsviçre-Çek Cumhuriyeti maçını da tek devre seyredebildik. Halbuki gruptan çıkmamız adına tek puan ne kadar da işimize gelirdi. Ama dünkü teknik kulübeden yansıyan ve yanlışlar dizisi halinde geçen 90 dakika sonrasındaki düşüncemiz odur ki, bu gruptan çıkmamız sadece mucizelere bağlıdır.