Erdoğan Şenay

Erdoğan Şenay

esenay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Fenerbahçe’de artık kırılma noktası haline gelen Güiza muammasının teknik detaylarını inceleyip, o oyuncunun beynindeki fiziksel durum ve son hareketlerdeki rötarlı ve de özürlü kalışının kılcal ayrıntılarını bir gözden geçirelim birlikte.
Güiza’nın ileri uçta yalnız kalıp tek santrfor ısrarından vazgeçmeyen Daum’un yanlışına da kurban gittiğini kısmen kabul edebiliriz. Ancak bu oyuncunun fizik güç ve mental kavramlarda kendini maçlara hazırlayamadığını da Fenerbahçe forması içinde görünen acı bir gerçektir.
Uzun soluklu koşuları gerektiren pozisyonlarda ne denli halsiz göründüğünü, Fenerbahçe tribünleri ve TV başındakiler net şekilde izlemektedir. Kaleciyle karşı karşıya kaldığı anlarda küçük bir çalımla hareketlenip boş kaleye gol yapmak varken hazret (!) kalecinin üstüne ve kapattığı açıya vurarak sayısız gol pozisyonlarını kolayca, berbat şekilde harcıyor.
Yan toplarda da aynı durumlar olmuyor mu? Kendi fiziksel duruşunu gelen topa göre şekillemek, yani zamanlama dediğimiz olguyu sahiplenmek gerekirken, o güzelim korner-yan ortalar-serbest vuruşlar gibi gelişen pozisyonları pisi pisine heba edip, bırakıyor. Haaa... ‘Ya attığı golleri’ derseniz. Yahu insaf, Fenerbahçe gibi lokomotif bir ekibin tüm yıldızlarından yağan toplar, nefis ara paslarını, hangi sıradan bir forvet oyuncusu dahi Güiza’dan çok daha verimli bir grafikte kullanıp, sayısız gollere imza atmaz ki; Fenerbahçe forması içinde ve o muazzam seyircinin müthiş moral yükleyen tribünlerinin varlığına rağmen...
Bize göre Güiza’nın, Fenerbahçe macerası sarı-lacivertli formada artık bitmiştir. Onu uygun ve hovarda bir takıma göndermek, yerine ise ne yapacağını topa hareketlenmeden önce planlama zekası olan, diri bir fizik gücüne sahip ve de iş ahlakı tartışılmaz olan bir oyuncuyu sahiplenmek Fenerbahçe yönetiminin ve Daum’un ara transferdeki düşüncelerinin birinci seçeneği olmalıdır. Şampiyonluk rotasındaki doğru çizgi, bu gerçeği işaretliyor Fenerbahçe’de çünkü...