Lille önündeki Fenerbahçe futbolda çabuk oynamanın nasıl bir düşünce zenginliği ve de fiziksel güç gerektirdiğini daha da iyi anlayabilmiştir sanırım.
Dar alanlardan kısa toplarla çıkma maharetleri göz alıcı zenginlik taşıyordu Fransızların... Pas isabetlerindeki yüzdelik oran çıtaları sarı-lacivertli ayakları kıskandıracak kadar farklıydı. Ayrıca Fransız oyuncuların sahanın her bölgesine çıkıp arkadaşlarıyla yardımlaşma özgürlüğü içerisinde örgütledikleri atak çıkışları yüreğimizi ağzımıza getirecek kadar tempolu ve korku vericiydi doğrusu...
Fenerbahçe ise yukarıdaki özelliklere ulaşmak için önce kendini toparlayabilecek zamana dahi ulaşamaz bir defansif kapanmanın çarelerini yaratmak adına boğuşuyordu aslında...
Lugano’nun sakatlığının nüksedip oyundan çıkması savunmanın göbeğini sarsıyor, zaten yenilen ilk goldeki şaşkınlıktan oluşan kaosun kısa devre yapması oyunun sonuna kadar devam ediyordu.
Vederson’un mükemmel aşırtma ile yakaladığı sayının Fenerbahçe’ye yetmeyeceği ilerleyen zaman içinde öylesine açık ve net görülmekteydi ki... Hele ileride Alex’in yarattığı müthiş fırsatta ve Güiza ile paylaştığı atak çıkışında bu oyuncunun yaptığı inanılmaz pas hatası da geceye “kara bir leke” gibi düşünce artık Fenerbahçe için kazanmanın mucizelere bağlı kalacağı belirginleşiyordu.
İkinci 45’in başında Deniz’in insanların gücüne gidecek kadar acı veren yanlışı ile gelen Frau’nun sayısı Fenerbehçe’si için yüzlerce kilometrelerden koşup gelen binlerce taraftarı da şaşkına çeviriyor ve sarı-lacivertli takımın rakibini yenme ihtimalleri yerle bir oluyordu.
Ancak oyun devam ediyor ve sarı-lacivertli ekip yine de elinden geldiğince topa sahip olup müthiş bir hız temposuyla oynayan Lille’den gol yapıp avantaj çıkarmak için adeta çırpınıyordu. Ama olamazdı, olmuyordu işte... Futbol lisanı olarak Alex-Emre-Gökhan-Cristian-Mehmet Topuz-Bilica-Vederson-Özer Hurmacı gibi oyuncularla asla aynı dili konuşamayan bir “Güiza şarlatanlığını” asla göremiyordu kenar yönetim... “Daum’un bu körlüğü” ile bu takım nasıl kazanır hale getirilebilirdi ki? Kusura bakılmasın Fenerbahçe, Lille önünde 1960’ların 70’lerin futbolunu oynamaya çalışıyordu sadece... “Güiza yanlışı” ile 90 dakika 10 kişi oynamaya mahkum kalan sarı-lacivertli takımın teknik yönetim kabahatleri dışında başkaca ne günahı olabilir ki...