Erdoğan Şenay

Erdoğan Şenay

esenay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Milli Takım, Bosna’nın kazandığını duyunca daha sahaya çıkmadan kaybediyordu Dünya Kupası’ndaki final umutlarını...
Olabilirdi tabii... Futbol oyunu buydu bir yerde... Çeşitli yanlışların ve de kabahatlerin iç içe girmesi sonucu işte böyle “çaresiz ve payesiz” kalabilirsiniz dünya çapındaki böylesine dev organizasyonlarda... Ancak milli oyuncuların moralsiz bir halde kalışları bir nebze kabul edilebilir de grupta “sondan ikinci” bir takıma bu kadar kolay teslim oluşlarını seyretmek zorunluluğu çok da ağrına gidiyor insanın...
Son beş maçını sürekli kaybetmiş Belçika’ya karşı bu denli “kadere rıza göstermiş” gibi oynamaya çalışmak top rakipteyken onları adeta seyredercesine yarışmada hafif ve tesirsiz kalmak, bakınız işte bu hiç yakışmıyordu dün gece Belçika’ya karşı soyunup forma giyenlere...
Defansımız arkaya adam kaçırma yetersizliğinde tel tel dökülürken orta alandaki oyuncularımızın Belçikalı ayaklar topla kalemize gelirken alenen geriye çekilip karşı sert hamlelere çıkamamaları milli oyuncularımızı dün gece adeta tanınmaz hale getiriyordu maalesef...

Haberin Devamı

Hafızaları kirlettik
Tuncay - Nihat - Ayhan - Nuri - Ceyhun Eriş gibi Avrupa etiketli oyuncularımızın varlığına rağmen Belçika’nın sahayı, özellikle orta alanı hem defansif hem de ofansif anlamlarda bizim takımdan çok daha bilimsel olarak kullanmalarını nasıl normal olarak yorumlayabiliriz?
Özetle, bu maç için fazla lafa gerek yok. Biz Türkler her konuda başarıyı yenilerine hızla taşıyamıyoruz. Çabuk şımarıp, çabuk havaya giriyoruz. Bu başta siyaset ve ekonomi olmak üzere Türkiye adına ciddi olan her meseledeki “İLLETİMİZ” adeta...
Dün sadece maçı kaybedip finallere gidişi yitirmedik. 2012 Avrupa Şampiyonası grup belirlemedeki avantajlarımızla 2006’daki başarılarımıza hayretlerle ve takdirle bakan yüz milyonlarca yerli yabancı futbolsever insanın hafızalarını da kirlettik. Şimdi bütün bunlardan sonra “Fatih Terim gitsin mi - kalsın mı?” falcılığına soyunmak bu ülkeye laf kalabalığından başka ne kazandırır ki?