Haftalardır merakla beklenen derbi, kıyasıya bir hırs ve heyecan kasırgası halinde oynanmaktaydı Saracoğlu’nda.
5-6 üst düzey oyuncusundan yoksun olan Beşiktaş’ın sahaya sürdüğü kontratak çıkışları, oyuna hakim gibi görünen Fenerbahçe ve defans blokunu hayli de zorlamaktaydı. Özellikle Holosko’nun çabukluğu ve savunmaya ters gelen top sürme ve kullanma stili, yarışma boyunca siyah-beyazlı taraftarlara gol umutları dağıtmaktaydı.
Fenerbahçe ise sakatlıklarına rağmen oyuna sürdüğü Gökhan Gönül ve Emre Belözoğlu’nun varlıklarına güvenerek kullanmak istiyordu maçı kazanmayı. Gökhan’ın asistliğinden gelen Yobo’nun attığı sayıya bakarsak Aykut Kocaman’a hak vermek gerekir, star isimleriyle sahaya çıkması bile başka türlü bir güvence oluyor, böyle anı şanı görkemli takımlar için... Öyle ya, Gökhan ilk yarı sonlarında sahayı terk etmek zorunda kalsa da 3 puanı getiren anahtar goldeki hissesi unutulabilir mi? Maçın ilk perdesi kapanırken, işte yukarıdaki düşünsel tespitler sarıp sarmalamaktaydı kafamızı.
İkinci 45’te Beşiktaş’ın gençler ağırlıklı kadrosunun, korkunun ecele faydası yok parolasıyla yarışmaya sarıldığı görülmekteydi. Fenerbahçe’nin biraz da içe kapanık oynayıp tek golünü korumaya çalıştığını hisseden Kartallar düzgün ve keyifli paslarla Fenerbahçe kalesine ani baskınlar düzenliyor, ancak sarı-lacivertli ekipte defans blokunda başta Yobo ve Ziegler olmak üzere, çok akılcı ve mantıklı pozisyon tavırları içinde kesiyorlardı Beşiktaş ataklarını... Bu arada siyah-beyazlı ekip orta alanı ele geçiriyor, Ernst’in ayağından kaçırdığı pozisyon ve üst direkte eriyen vuruşlarıyla gol kapılarını iki kez çalıyorlardı.
Kazanma doğruları üzerine Fenerbahçe’nin oyun stratejisi. Yani; attığın golün kıymetini bil ve kalan zamanı iyi kullan mantığında sarı-lacivertli ekip, haklı çıktı ve üç değerli puanı kazandı dün gece... Ama futbol ve pozisyon zenginliği olarak da Beşiktaş’ın üstünlüğü uzun süre konuşulacak bir derbi yaşandı Kadıköy’de... Son anda Musa Sow’un, Caner’in ‘al da at’ dercesine önüne bıraktığı sayıyı da eklersek sonuca kazanan daima haklıdır sözünden başka, ne laf edebiliriz ki...