Dünkü çok keyifli yarışmanın oynayanlar için ne denli zevk verici olduğunu ancak 19 Mayıs’ta ve aynı hava koşulları arasında defalarca top koşturmuş olanlar çok daha iyi bilirler mazi anılarına kayıp gittikçe...
Bizce dünkü pek önemli puan yarışmasının en anlamlı tarafları Gençlerbirliği’nin oyunu sahiplenmek için Fenerbahçe’den iki gol yiyene kadar yarışmada “rötarlı kalması”, sarı-lacivertlilerin ise ayaklanan Gençler’in skoru beraberliğe getirmesi anlarına kadar yarışmada “rakibini seyredercesine” duyarsız kalışlarıydı... Yani iki takım da kozlarını paylaşmak için maçın ikinci perdesini ve zeminin beyazlanmasını bekliyorlardı sanki... Öyle de oldu sonuçta... Devre arasında “bu maç kazanılmalıdır” doğrusunu soyunma odasında bir kez daha kafalarda ölçüp biçen sarı-lacivertli ekip ikinci 45’te oyunu tamamen sahipleniyor, Gençler’in acar, diri ve tempolu ayaklarını daha orta alandaki hazırlık paslarında presleyip susturuyorlardı.
Sonrası kolaydı artık Fenerbahçe’nin orturmuş kadrosu için... Ligin ikinci yarısından beri yani yedihaftadır aynı futbol diliyle paslaşan ve olumlu pozisyonları kolayca yaratabilen bilinen star isimler dün yine sahne alıyorlardı üç puan adına Ankara’da...
Tabii karlı zeminin “üstat ayakları” olarak yine Alex’i işaretlemek kaçınılmazdır. Kendisinde toplanan tüm pasları en doğru bölgedeki arkadaşlarına büyük bir ustalıkla kullanan kaptan hem sarı-lacivertli kadronun hücum çıkışlarını akord ediyor hem de bu çok önemli deplasmanı üç puan kârla bitirmenin ince harekâtını yönetiyordu 19 Mayıs’ta...
Futbol oyununun sadece bavul dolusu euro veya dolar kazanmak olmadığını bilmek için işte böyle zor havalarda tribünleri ve ekranları sıcacık duygularla besleyebilen futbolcular olunması gerekmektedir...
Bizce Fenerbahçe maçı ve hayati puanları kaptı götürdü ama Gençlerbirliği’nin hayat dolu yarışma temposu da dünkü unutulmaz gecenin özellikleri arasında ve ön sıralardaydı.