Dördüncü dakikada gelen “şok gol” de neden kademe hatası bu denli açık ve netti? Aurelio başta olmak üzere bir yığın sarı-lacivertli kalabalık Ballack’ın hemen arkasında bu kabahati yüklenirlerken kader ne kadar da acımasız davranmıştı Fenerbahçe’ye ve sarı-lacivert forma aşıklarına...
Halbuki İstanbul’daki ilk yarıda tam yarım saat fırtına gibi esen Chelsea’den eser yoktu dün Londra’daki yarışmada...
Evet, Chelsea topa daha hakim, düşünce ve çabuk oynama maharetlerinde Fenerbahçe’den daha üstün görüntülerle götürmekteydi oyunu... Golsüzlükle taşıyabilseydi, ikinci yarıda sarı-lacivertli ayakların paslaşma ve Chelsea kalesine yüklenme planları çok daha dengeli, hareketli ve de batıcı olabirdi.
Fenerbahçe’de ilk devre eldeki kadro adına çok doğruydu aslında. Semih ve Kazım ile başlamak Zico ustanın yerinde görüşü olarak yorumlandı tribünlerde... Özellikle Kazım’ın bu itimada çok da layık olamadığı bir durgunluk içinde sıkışıp kaldığını da belirtmeliyiz. Vederson’un sağ kanattan sürekli bindirmelerde arkasına kaçırdığı Chelseali oyuncular karşısında çaresiz kaldığını, orta alan düzeninde ise Maldonado’nun hep “kısa-yan ve geri paslarla durumu idare etmeye çalıştığı“ da dünkü kayıp yarışmanın göze batan görüntülerindendi.
60. dakikada Maldonado’yu oyundan alıp Kezman ile hücumu takviye etmesi Zico’nun oyun okumadaki “bilge”liğini ortaya koymaktaydı. Hatta Fener’in bu değişiklik sonrası derlenip toparlanması ve doğru paslarla Chelsea defansının üstüne atak yoğunluğu kurması işte bu değişiklik sonrası zaman zaman gündeme gelmekteydi. Ancak Chelsea’nin de “attığı golün üstüne yatma” maksatlı “uyutma politikaları” yarışmanın gündemine girmekte, ilerleyen saniye ve dakikalar Chelsea’nin isteklerine doğru yönlenmekteydi.
Uğur Boral’ın can alıcı ortası, Kazım’ın sert vuruşu ve Chelsea kalecisinin acemice hareketleri sanki Fenerbahçe’nin beklediği hayati gole göz kırpmaktaydı. Ancak İngiliz savunması hiç bir Fenerli’yi kendi altı pas çizgisi içine sokmamak adına çok kararlı bir planla “zamanı kemirmeye” devam etmekteydi...
Maçın son nefeslerinde gelen Lampard’ın golü ise turun sahibini işaretlemekte ve Fenerbahçe aslında hiç de layık olmadığı bir “talihsiz gece” yaşamaktaydı İngiltere’de...
Fenerbahçe’yi buralara kadar geldiği için kutlamak gerekmektedir. Çünkü bu yıl bize yaşattığı çok sayıda “lezzetli geceler” yanında dün geceki sonuç biraz da gerçeğin ifadesiydi belki...