Fenerbahçe, Malatya'da futbol adına ne oynayıp ne oynamadığının ve bu ayıplı yenilgiyle ne denli itibar kayıpları içinde sıkışıp kaldığının farkında mıydı dersiniz?
Kupada uzun yıllar öksüz bir yaşamın içinde sıkışıp kalan sarı-lacivertli kadronun genç Malatya önündeki berbat kaderine pek de itirazı yoktu sanki... Öyle ya, grupta prestij arayışından başkaca bir amacı olmayan genç Malatya kadrosu önünde futbol topunu istediği yere koşturma becerisinden yoksun, paslaşma bölgelerindeki ciddiyeti asla doğru yorumlamayan bu "alarga anlayış bozukluğu ile" Fenerbahçe nereye doğru koşuyor ki dersiniz?
Aykut Kocaman'ından, Semih'inden Niang'ına, Gökhan Gönül'ünden, Emre Belözoğlu'na kadar herkes devre arası tatilinin derin uykuları içindeydiler sanki... Ehhh, böylesine ehlikeyif bir kadronun içinden "kupayı kovalayan ve de ligin şampiyonluk mertebesine talip" bir Fenerbahçe tarifini nasıl bir cesaret yorumuyla yazının vitrinine koyabiliriz ki...
Fenerbahçe, kupada can çekişen bir yoğun bakım hastası değil, ölünün ta kendisidir artık... Gruptan bir iyileşme ile ayağa kalkıp üst katlara tırmanması sadece hayallerin dünyasına doğru kaymıştır artık...
Şimdi merak edilmesi gereken konu sarı-lacivertli kadronun Antalya'da lige nasıl hazırlanacağı ve nasıl derlenip toparlanacağıdır. Ancak bilinmelidir ki, yönetim kurulu adına camiaya değişik kanallardan demeçler yağdıran Başkan Aziz Yıldırım'ın soyunma odası emekçilerini sürekli tehdit etmesiyle iyiye doğru gidiş asla sağlanamaz. Ama hayır, biz yanlış düşünüp, yanlış yorum yapıyorsak eğer, o zaman biraz bekleyelim bakalım gelecek haftalar hangi düşünceleri doğrulayacak.