Deplasman özürlüsü Fenerbahçe dün de Eskişehir önünde darmadağım bir futbol çaresizliği içinde kıvranıp kalmaktaydı.
Orta alanda tamamen rakibine teslim olmuş bir Fenerbahçe hangi hücum planlarını kurgulayıp bu maçtan canını kurtarabilirdi ki, dostlar?
Cristian başta olmak üzere, Emre, Mehmet Topuz ne savunma anlayışının ne de gole çıkış niyetlerinin heyecanı içeresinde yaşamaktaydılar müsabakada... Yani, mucizeler adamı Alex yine sihirbaz gibi pozisyonlar yaratacak ve Fenerbahçe de bu sayede kazanacak. Böyle bir “lotaryacı” anlayışın adına nasıl “futbol oyunu” diyebiliriz ki?
Eskişehir, orta sahadaki futbol yaratıcılığı konusunda tüm haşmetiyle olgular sergileyecek Kamara-Hürriyet-Serdar-Veysel ve Bülent gibi isimler sarı-lacivertli defansın altını-üstüne getirip hem gol bulacaklar hem de inanılmaz pozisyonları heba edecekler, ama anlı-şanlı Fenerbahçe kılını dahi kıpırdatamadan rakibini adeta seyredecek... Böyle bir “başıbozuk” dağınıklığa nasıl bir uygun isim koyabilirsiniz ki? Eskişehir sanki futbola susamış bir iştah isterisiyle güç gösterileri yaparken fiziksel yetmezliği tüm takımda açık-seçik sırıtan bir Fenerbahçe tükenmişliğine ne yorum yapabilirsiniz ki?
Uç bölgede kendini ispat etmek için getirilen Sow ya yanlış oynuyor, ya da yanlış oynatılıyor bize göre... İkili pozisyonlarda hiç bir ekstra özelliği olmayan bu pahalı transfer aynı zamanda sürekli sırtı rakip kaleye dönük oynuyor ve gerekli-gereksiz gerilere gelerek Fenerbahçe’nin hücum teşebbüslerini sıfıra indiriyor. Siz hiç mazinizde golcü bir santrfor ismi hatırlar mısınız “yarı kaleye dönük ve her an fişek gibi patlamaya hazır olmayan bir golcü şöhretini!” Ama attığı gole aldanmayınız lütfen... Çünkü Eskişehir kalecisinin yaptığı yanlışı ve yerde yatarken ki matrak haline kendisi de gülmüş olsa gerek...
Kimse Fenerbahçe’deki bu düşüşü “artık can sıkıcı olmaktan çıkıp toplumsal bir yara haline dönüşmeye başlayan” şike olaylarına bağlamasın lütfen... Çünkü tüm dünyada maç başlar ve futbolcu meziyetlerine göre oynar. Dünkü lig maçına da sapına kadar sahip çıkıp Fenerbahçe’yi de deviren tarafta bileğinin hakkıyla Eskişehir’di işte... Ayrıca kaçan gollerin sayısı da hesaplanırsa “kader Fenerbahçe’yi korudu diye düşünmek” gerekmez mi?