Fenerbahçe, kupada çeyrek finalin ilk ayağını oynarken keyifli ve oldukça da özgür bir futbol anlayışının rahatlıklarıyla yarışıyordu Bursaspor’la...
“Özgürce” ifadesini kullanıyoruz çünkü Güiza’nın yarım sezondur süren hücumdaki “gölge adam”lığı dün Aragones’ce takımdan çekip alınmış, “Semih-Deivid” ikilisiyle Fenerbahçe bu sezon ilk kez çift santrfor dizilişiyle çıkmıştı rakibinin karşısına...
Sol kanatta topu ayağına yapışık gibi kullanıp geçmişte takımın tüm hücuma kalkışlarını darmadağın edip bırakan Uğur Boral da yerini tek topla oynama anlayışına sadık Vederson’a bırakınca Fanerbahçe’deki pas trafiği hiçbir tıkanmaya takılıp kalmadan çalışıyordu maçın tamamında...
Haaa... “Alex’in olmayışı neyi ifade ediyordu?” diyorsanız bu sualin cevabını kendiniz bulunuz lütfen... Çift santrforlu düzende orta dörtlünün sağ kanadında veya göbeğinde her zaman forması hazırdır üstadın... Ancak “paslar ben de toplanacak” kompleksi yaratılmadığı sürece... Alex’in böyle bir iddiası olduğu söylenemez, ancak bu büyük futbolcunun santrfor arkası tekli olarak oynatılması takımdaki bu konuyu teknik açıdan bir çıkmazın içine kilitliyor. Yani Fenerbahçe’nin derbi ve özel stratejisi olması gereken oyunlar dışında artık iki hücumcuyla yarışması doğrunun ta kendisidir.
Bursaspor’un bir beraberlik yakalamak için yarıştığı ortadaydı dün... İlk maçı deplasmanda oynayan bir takım için beraberlik avantajının üstüne yatmak isteğinden daha doğru ne olabilir ki?
Romashchenko - Kirita - Mustafa Keçeli - Selçuk - Ali Tandoğan - Mustafa Sarp - Sercan gibi usta ayaklar çok da çalışkan ve özverili bir uğraşla yarıştılar Fenerbahçe karşısında... Ancak Edu’nun yerinde dün çok da başarılı bir oyun çıkaran Önder’i ve sarı-lacivertlilerin oturmuş defans bloğu ile başarı grafiği her maçta yukarılara tırmanan Volkan’ı aşma şansları olamadı bir türlü...
Oyunun hakem üçlüsüne gelince; kulaklarda telsiz, ağızlarda mikrafon donanımlı yönetim ilk yarının 34. dakikasında Tuna’nın Lugano’nun formasına ceza sahası içerisinde yapışmasını ve saniyelerce çekmesine niçin “görmez” kaldılar ki? Bu kadar açık ve net bir penaltı böylesine kolayca pas geçilir mi? Ne yani, o telsizler sadece futbolcuların küfürlerini duyup aktarma işlerinde kullanılması için mi gündeme geldi?
Özetlersek, Fenerbahçe’nin doğru tertip ve oyun formatıyla yarıştığı dünkü gecede gürül gürül top çeviren bir futbol anlayışı vardı gündemde...Bu düşünce rötarı Trabzon maçı öncesi yatsaydı Aragones hocanın kafasına, Trabzon maçının Fenerbahçe adına yaşanmış arızaları gündem dışı kalırdı bizce...