Erdoğan Şenay

Erdoğan Şenay

esenay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Fenerbahçe’de ilk onbirde Semih varsa kazanma konusunda mesele yok demektir. Çünkü rakibiniz hangi kalitelerde olursa olsun, yarışmada ilk gol, kazanma kavramının tartışılmaz anahtarıdır.
Bu konuda Daum belki günahsız sayılabilir. Ama tüm Fenerliler’in yürekten sevdiği Zico ustanın Semih konusundaki inanılması zor yanlışlarını nasıl unutulabilir ki?
Şimdilerde Aragones’in Semih’e bakış ölçeklerini dikkatle izlemeliyiz. Dün geceyi gördünüz. Geçmiş sezonda Kezman’ın son hareketlerdeki inanılması zor, berbat davranışlarıyla koskoca bir şampiyonluğu kaybetti Fenerbahçe. Bu sezon ise Güiza dert olmaz umarız sarı - lacivertli formaya. Ondan ligin gol krallığını filan bekleyen olmayabilir. Hatta ters kulvarlara attığı kontra deparların ve de orta alandan yardım aldığı zamanlardaki pozisyon değerlendirmelerinin Partizan maçı içindeki artıları gönüllere su serpmiş de olabilir. Fakat biline ki, eldeki kadroya göre Semih ve Güiza ikilisi ilk on birde devamlı bir taktik anlayışı olarak kullanılmazsa geleceğin Fenerbahçe’sinde işler iyiye gitmez bizce...
Evet, Fenerbahçe dün sonuçta kolay bir rakibi zorluklarla da olsa elemenin ve de Şampiyonlar Ligi’nin kapısını açmanın mutluluğunu hakça yaşayabilir. Ancak dikkat edilmesi gereken gerçek açık ve net olarak ortadadır. Sarı - lacivertli ekibin defansta sorunları vardır. Orta alanda Aragones’in daha geçmiş yılın kasetlerinde tespit ettiği ve de ‘Maldonado Fenerbahçe’de oynamaz’ beyanatını verdiğini bu futbolcuya dahi zorunlu olarak forma vermenin acı faturaları yarın veya öbür aylardaki 90 dakikalarda ağır bir bedel halinde ortaya çıkabilir. Roberto Carlos, Alex, Lugano hatta Yasin’in dahi oyun disiplininden kopmadan oldukça başarılı çalıştıkları dünkü gecede son lafımız da Kazım Kazım’a olsun: Genç adam, silkin ve kendine gel. Antep maçı öncesi ısınırkenki muzip şovunu cümle alem izledi. Dün gece sahada var mıydın, yok muydun onu da pek anlayamadık. Hele hele tüm takım arkadaşlarından farklı olarak giymekten zevk aldığın kırmızı ayakkabılarla çok ayrıcalıklı olduğunu sanıyorsun. Ama bir futbol emeklisi ağabeyin olarak sana şunu söyleyebilirim ki futbolcunun hayatı çok kısadır kardeşim. Kendini bir anda dünyanın bütün futbol sahalarını keşfetmiş sanabilirsin. Ancak unutma ki, Fenerbahçe’deki bu duyarsızlık, bu başı bozuk halinle geleceğini parlak görmüyorum. Korkarım o ayakkabılarla Londra’nın Picadilly semtini arşınlayıp durmak zorunda kalmazsın. Ancak, Fenerbahçe’nin dün akşamki zor geceyi tatlıya bağlayıp Avrupa Süper Ligi’ne merhaba deyişini de kutlamak gerekmektedir.