Mucizenin yaratıcısı gemisini kurtaran kaptan Alex oluyor, son 10 dakikaya sığdırdığı inanılmaz marifetleri yine stadın gündemini sarıp, sarmalıyordu
Fenerbahçe evinde olmasına rağmen Manisa önünde sıkıntılarla dolu bir 80 dakikayı yaşamak zorunda kalıyordu.
Mesut hocanın gençleri, hiçbir korku veya komplekse girmeden komple bir takım dengeleri kurarak yarışıyorlardı sarı-lacivertli kadroyla... Fenerbahçe’nin, Alex’in varlığına da güvenerek nasıl olsa araya bir şeyler sıkıştırırız alargacılığına sığınması, oyunda yavaş kalarak Manisalı genç ayakların yapacağı hatalardan medet umması sarı-lacivertli ekibe hiç yakışmayan büyük Fenerbahçe densizliği olarak yorumlanmalıdır.
Fenerbahçe niçin takım olarak birbirinden böylesine uzak ve top kullanma yeteneklerinde ise bu denli yavaş ve duygusuz kalabiliyordu ki ? Alex’in de bulunduğu orta alandan neden kanat bindirmeleri daha sık, çabuk ve etkili olarak güçlenemiyordu? Gökhan olmadığı için mi sağ kulvar bu kadar zayıf ve işe yaramazdı? Yani Gökhan’ın olmadığı maçlarda Fenerbahçe’deki kazanma işlemleri böylesine duracak mı?
Gökhan’ın yerinde görev yapmaya uğraşan Bekir’in, takım arkadaşının kıvamına gelebilmesi öyle mevsimlere değil, yıllara dayalı bir zaman dilimine bağlı ki, bu ihtimale değil camia, sabır taşları bile tahammül gösteremez.
İkinci bölümde de yarışma sahnesinin geneli Manisalı oyuncu aktörleriyle gündeme geliyor, Alex-Emre-Cristian-Santos’tan kurulu pas üretim merkezinin tehlikelerini geçmiş haftalarda çözmüş görünen Mesut hocanın gençleri, orta alandaki bu riskli bölgeyi müthiş bir pres, güç ve hırsla kontrollerinde tutuyorlardı. Sonrası Emre’nin lüzumsuz sinirli havası, kendisini kırmızı karta taşıyordu. Ancak 10 kişi kalmasına rağmen Fenerbahçe puan kayıplarına kabul edemiyordu. Özellikle Alex’in yerinde duramayan hali tribünlerce de dikkatle takip ediliyor ve Brezilyalı önce Güiza’ya müthiş bir pas atarak golü takımına kazandırıyordu.
Ama inatçı Manisa organize çıkışla beraberliği yakalayınca da Alex ve Fenerbahçe saniyelere sıkışan mucize arayışına soyunuyordu. İşte o mucizenin yaratıcısı gerçekten gemisini kurtaran kaptan Alex oluyor, son 10 dakikaya sığdırdığı inanılmaz marifetleri yine stadın gündemini sarıp, sarmalıyordu. Önce Alex’in vuruşu, sonra Semih’in ağlara yolladığı topla Fenerbahçe ipten dönüyordu.
Şöyle oynandı, böyle oynandı, neticede Fenerbahçe 4. haftayı da 3 puanla kapattı. Ancak Daum hem takımın sorunlu taraflarını düşünmeli, hem de heyecan dolu bu galibiyetin keyfini çıkarmalıdır.