Millilerimiz Cenevre’de hem Türkiye’nin, hem şampiyonayı seyreden tüm futbolseverlerin hayretler içinde kaldığı bir 90 dakikayı onurla sahiplendiler.
Futboldaki derin tarihçeleri çok gerilere kadar uzanan Çekler disiplinli, teknik seviyeleri yüksek ve de Koller gibi bir ustanın attığı şık gol, üstüne üstlük arkasından gelen ikinci sayıyla maçın bittiğini zannetmenin gafletine düştüler. Çekler’in ne yapıp, ne yapmadığı bizim hiç de umurumuzda değil tabii... Milli Takım’ın oldukça kontaklı geçen Portekiz ve İsviçre müsabakalarından sonra dün gecenin ikinci yarısındaki inanılmaz çıkışları şampiyonanın flaş yarışması haline getiriyordu dünkü 90 dakikayı...
Maçın teknik içeriğine dönük uzun uzun düşünce zincirleri var beynimizde ancak Arda’nın ay-yıldızlı formayı giymesiyle başlayan milli kadrodaki derlenip toparlanmanın Çekler’e karşı bir patlama noktası yaratmasıyla zirve yaptı doğrusu...
Tabii Nihat’ın geçmiş maçlardaki suskunluğundan sıyrılıp, hayat boyu inanılması zor goller yaratması ve milli takımı çeyrek final kürsüsüne çıkarması futbolumuzun tarihinde layık olacağı yeri bulacaktır.
Milli Takım planlaması adına Fatih Terim hocamıza gelirsek... Önümüzdeki zamanlarda konuşulacak teknik derinlikler olacaktır muhakkak. Hocanın şu veya bu şekilde yanlışları konuşulabilir. Ama dün geceki müthiş sonuçtan sonra birçok meselenin üstünü çizip, ay-yıldızlı ekibimiz adına yepyeni beyaz sayfalar açmak gerekmektedir.
Bu mutluluk dolu sonuçtan sonra bütün bunlar bir kenara itilip tüm ülkece beyinlerimizi ve düşünce ölçeklerimizi Viyana’ya doğru yönlendirmeliyiz. Çünkü Terim hoca, elindeki kadronun üst seviyede yarışma değerlerine artık tamamen hakimdir. Şimdi çeyrek finalde artık çok daha net doğrulara doğru yönlenmiş bir Türkiye seyredeceğimize öylesine inanıyoruz ki...