Erdoğan Şenay

Erdoğan Şenay

esenay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ağır saha koşulları yanında pozisyonları zengin ancak dramatik tarafları da olan bir futbol gecesi yaşanmaktaydı Mersin’de...
Mersin’in bizim gençlik yıllarımızı ve hafızamızı gıdıklayan diri, kabadayı futbol anlayışı 90 dakika boyunca heyecanla sarıp sarmalamaktaydı maçın gündemini...
Özer’in 4. dakikada adeta gökyüzünden inen golü Özer kardeşimizin kendine özgü bir aşırtma vuruşu muydu, yoksa yaklaşık 30 yıla yakın bir zaman dilimi sonraları yeniden Mersin’e uzanan Fenerbahçe gelişinin keyfini çıkaran “Tarsuslu Aziz Peder Paul ve diğer saygın ruhlar kalabalığının bir ikramımıydı” doğrusu merak
ederim...
* * *
Evet... Fizik gücü ve saha hakimiyeti ile sarı-lacivertli on birle göğüs göğüse savaşan Mersin İdman Yurdu’na karşın bulduğu golün kıymeti harbiyesine sarılan Fenerbahçe ise tek sayının kerametine sığınmadan garanti golü arıyordu ısrarlı ve seri ataklarla Mersin kalesinde...
Karşılıklı kaçan goller öykülerinin teknik tariflerine kalkışırsak eğer, şimdi bizim kritiği kaldırır en okunmaz sayfalara atar Cem Şengül Müdürümüz... Ama ilk yarıda Bekir’in elini kaldırışı, topun yön değişimdeki pozisyona Halis Özkahya penaltı ve kırmızı kart kararlarını peş peşe çıkamıyorsa eğer bu büyük kabahatin günahı da vebali de kendisine aittir bize göre...
* * *
İkinci 45’te ilk yarıdaki “pozisyon düellosu” aynen devam etmekteydi Mersin’de... Fenerbahçe’den puan kapmaya yeminli gibi oynamaya devam eden ve fiziki temposunu hiç bozmadan koruyan Mersin’e karşın sarı-lacivertliler de, aynı hız ve gücünü büyük futbol ustalıklarıyla savunmaktaydı bu zorlu deplasmanda...
Yenilmezliğini Mersin’de hem doğa koşullarına hem de mazisi futbola dönük renk cümbüşleriyle donanımlı Mersin’e kabul ettirmekte azimli oynayan Fenerbahçe’de ayrıca çok da akılcı bir “zamanı kullanma becerisi” hüküm sürmekteydi yarışmada... Defans, orta alan, hücum bölgesi gibi teknik tariflerin tabiat koşullarına teslim bayrağı açtığı yarışmada Fenerbahçe yine de üç puanı çıkarıp dönebiliyorsa Kadıköy’e eğer, Aykut Kocaman ve disiplinden kopmadan oynayan futbolcularını kutlamak gerekmez mi?