Young Boys, yani genç çocuklar ismi ne de yakışıyordu İsviçre’nin dinamik ve müthiş çabuk oynayan ekibine.
Fenerbahçe, sezonun ilk resmi yarışmasını oynarken, futbol mevsimine hazır olup olmadığı konusunda fazlaca ümit vermiyordu doğrusu, tribünlerde ve ekran başındaki taraftar kitlesine... Önce defans blokundaki göze batan sayısız kademe çatlakları ve rakibe karşı ağır kalma görüntüleri özellikle ikinci yarıda seyredenlerin yüreğini ağızlarına getirmekteydi sanki.
Buna karşın üç kişilik savunma hattıyla Fenerbahçe hücumlarını karşılayıp, yıldırım hızıyla çoğalan ve sarı-lacivertli defansı sayısız kez gafil avlayan İsviçre ekibi sahada sezon başı olmasına rağmen göz kamaştırıcı bir paslaşma zenginliğini ve futbol oyununun tüm güzelliklerini sunuyorlardı seyredenlere. Ancak, Fenerbahçe oyunda daha ağır kalma zorluklarına düşse de yine de güçlü rakibine stratejik bir oyun tarzını kabul ettirme başarısını gösteriyordu zorlu deplasman yarışmasında... Birçok eksiği olan sarı-lacivertli kadronun bu yılki en büyük kazancı olarak kolaylıkla Stoch’u gösterebiliriz dün gece adına. Neredeyse sıfır hatayla oynayan bu oyuncu sol kanatta sanki bir Ağustos böceği gibi renkli ışıltılar yaymaktaydı yarışta. Hem hücumda hem de orta alandaki hazırlık paslarında enfes hareketlerle oyunu renklendiren Stoch, sanırım bu yıl Fenerbahçe tribünlerinin sevgilisi haline gelecektir. Bu arada Emre’nin dünkü mükemmel futbolu yanında uslu çocuk olma yolundaki sakin oynama ve aklını sadece oyuna verme dikkati de gecenin Fenerbahçe adına sevindirici bir başka olgusuydu. Ancak Kazım, faul sonrası yaptığı centilmenlik dışı hareket ve kırmızı kartla takımı 10 kişi bırakması, sanırız Aykut Kocaman kardeşimizin başlayan zorlu sezondaki sorunlular listesinin ilk sırasında yer alacaktır.
İkinci yarısı Young Boyslu futbolcuların tek kale hakimiyeti altında geçen oyunda başta Volkan’ın olağanüstü hamleleri, çaresizlik içinde gelen penaltıya rağmen, takımın akıllıca kapanıp rakibi ceza sahası içinde ustalıkla bozmaları, Fenerbahçe’yi berabere kalsa da avantajlı bir hale getiriyor ve sarı-lacivertli ekip kendi sahasında bu zorlu rakibi elemek açısından çok daha avantajlı olarak dönüyordu İstanbul’a.