Alex’in 10. dakika dolmadan sakatlanması üstü örtülü şok havası yaratıyordu sanki Saracoğlu tribünlerinde. Tabi hesapta olmayan bu durum Fenerbahçe’de panik havası yaratamazdı. Ancak sarı-lacivert sevdalıları iyi biliyorlardı ki, konu Alex’e bağlı bir vaka ise hafiften ürpermemek yanlış olurdu.
Orta alanın göbeğinde ortak üretilen pasların dağıtımı ona ait. Sol kulvarda Santos görüntüde ise ona, sağdan Kazım veya Gökhan atak bindirme rollerinde daha net pozisyondaysa bu sefer o bölgeye atıyor topu. En uçta Güiza kendini gösteriyorsa, onun koşu yollarına ustaca paslar yuvarlamak iş-
levinin baş aktörü de Alex’ten başkası mıydı şu son yıllarda?
İşte Alex çıkıp, oyuna Deivid’in ham gövdesi dahil olunca sarı-lacivertli tribünler birden bire öksüz kalmışlar gibi kaptanın rollerini kimin üstleneceğini konuşup durmaya başlıyorlardı.
Bu kördüğüm 2. devre yavaş yavaş çözülmeye başlıyordu Fenerbahçe adına. Emre’nin ısrarlı top kapmaları, direkt kaleye dönük girdiği hücum slolomları oyundaki buzlu düşünceleri eritmeye başlıyor ve Emre, Alex’in rollerini sahiplenmeye başlıyordu.
Güiza bile kendi defans blokunun arasına girerek toplar çıkarıyor, orta alan döngülerinde roller üstleniyor ve Fenerbahçe, Sivas’tan üç puanı koparma adına yürekli çıkışlar yapıyordu ikinci 45’teki yarışmanın gündeminde.
Fener kenetlendi
İkinci yarıda tüm varlığıyla oyuna asılan bir Fenerbahçe bütünleşmesi sahaya hakim oluyor, Emre’nin direklerde dolaşan müthiş vuruşu belki talihsizliğin kurbanı oluyordu, ama sarı-lacivertli takımın kazanma umutları da üst çıtalara yükselmeye başlıyordu.
Fenerbahçe gol stresi içinde sıkıştıkça Sivas’ın puan umutları da devam ediyordu. Çıkmayan candan umut kesilmez düşüncesini kendine prensip seçmiş gibi görünen kırmızı-beyazlılar, Önder’in yan toptaki kafa vuruşuyla yine direklerin himayesine sığınıyordu.
Özetlersek Alex’siz zamanlar olay, 70. dakikadan sonrası kolay oldu Fenerbahçe için. Emre’nin oyun patronajında Alex’sizliğin boşluğuna sığdırdığı üstün teknik ve fizik güç ağırlığı, Gökhan’ın sağ çizgide ve sağ kanadın her karesine yığdığı görkemli futbolu başta olmak üzere bütün takımın ortaya koyduğu ortak emekler sonuç veriyor ve sarı-lacivertli takım, Sivas oyunundan beklediği üç puana, ikinci 45’te ortaya koyduğu mükemmellik ve komple oyun anlayışıyla ulaşıyordu.