Gökhan, Kazım ve Semih’in attıkları gollerin yanında, Fenerbahçe’nin gelecek zamanlardaki önemli yarışmaları adına üstünde durulması gereken hataları, hatta kabahatleri de hayli sırıtmaktaydı dünkü yarışmanın ilk 45’inde.
Fenerbahçe defansının göbeğinde henüz sarı-lacivertli formaya yabancı gibi soğuk ve duygusuz oynayan Bilica’nın golün sahibi Tazemeta’yı 20. dakikada arkasına kaçırdığı an sarı-lacivertli ekibin, Diyarbakır’daki sonuç kaderi korkulara bürünüyordu bir anda... Öyle ya kadroda yıllardır öksüz çocuk rolündeki hazin duruşuyla forma bekleyen Önder’in kaç sezondur sanki lanetli gibi dikkate alınmaması ve bu acı gerçeğin Milli Takıma çağrılmasına rağmen devam etmesinin günahı sayın Daum’a aittir.
Bilica ile bilinen Lugano’yu bu maçla birlikte sahaya sürmesinden en çok çekinenlerden biriydim maç öncesi... Bilica’nın zamanlama konusundaki zaafları, hazırlık maçlarında tek tek sırıtmaktaydı zaten. Lugano’nun transfer manevralarıyla meşgulken futbol ve Fenerbahçe’den ne denli uzaklarda yaşadığı da herkesçe bilinmekte. Öyleyse böylesine önemli lig deplasmanında bu özürlü ikiliyi direkt sahaya sürmek ve de Önder’siz oynamak bir tertip kumarbazlığı değil de nedir sevgili Daum.
Evet kabul edelim ki, Ziya Doğan kardeşimiz bir devrelik de olsa takımını fizik ve mental olarak çok da mükemmel hazırlamıştı. Fenerbahçe’nin orta saha zenginliklerini yerinde inceleyerek ilk yarıda sarı-lacivertli takımı gafil avlıyor herkes Diyarbakır’ın defansa çekilmesini beklerken Ziya hoca tam tersine orta alanı kalabalık tutuyor ve yerinde paslaşmalarla Fenerbahçe’yi sürekli atak tehdidi altında bulundurmayı yerinde bir tempoyla başarıyordu.
İkinci 45’te sular duruluyordu Diyarbakır’daki elektriği yüksek maçın havasında. Diyarbakır takım halinde fizik güç zaaflarına düşüyor, Fenerbahçe ise tempo yükselterek galibiyet yollarını ısrarla açmaya çalışıyordu.
Fenerbahçe’nin yerinde duvar pasları ve ani kanat değiştiren derin toplarla rakip defansı silkelemesi oyunun kontrolünün sarı-lacivertli takıma geçmesine zemin hazırlıyordu Diyarbakır’da. Bir ara dağılır duruma düşen Diyarbakır’ı, Kazım’ın enfes vuruşu daha da sarsıyor, arkasından gelen Semih’in çok da haklı penaltısı Fenerbahçe’nin bu zor deplasmandan üç puanla dönmesini sağlıyordu.