Fenerbahçe’nin Sivas’taki yenilgisi, takımdaki tüm özürlü bölgelerin sırıtıp durmasından başkaca birşey değildi bizce...
Sarı-lacivertli ekibin sistemle alakası olmayan kaderciliğe endeksli oyun anlayışıyla önündeki dev maniaları aşması, zorun da ötesinde bir durumdur. Sivasspor’un çabuk-dengeli-kontr atağa dayalı ve de kendinden emin doksan dakikalık mücadelesi karşısındaki Fener’in yarışmadaki panik halindeki durumuna teşhis koymakta zorlanıyoruz dostlar... Emre Belözoğlu’nun bilmemkaç milyon euroluk transfer pahasına karşılık oynadığı futbola metelik verir miydiniz dünkü doksan dakika adına ? Güiza’nın kaçırdığı gol pozisyonlarına bakınca insanın tüyleri diken diken oluyor; bu oyuncu, yoksa ikinci bir Kezman vakası mıdır diyerekten... Yok çalışkanmış da, yok yalnız kalıyormuş da gibi üstadı koruyucu laflar kalabalığına hiç gerek yok. Çünkü bu oyuncunun pozisyonlara müthiş yavaş kalması, son hareketlerdeki gol sezgilerinin körlenmiş hali Fenerbahçe’nin gelecek maçları adına karanlıklara sürüklüyor düşünenleri...
Sivas’ın maçın ikinci perdesinde oyuna asılması ve 1-0’lık yenilgiden çıkıp maç kazanır hale gelmesi, muhakkak ki Bülent hocanın düşünce kerametinden kaynaklanmaktadır. İyi ama, yerli hocamızın bu müthiş düşünce dopingine karşı sinyor Aragones’in karşı hamlesi sadece Uğur Boral’ı oyuna almak mı olmalıydı ?Alex, ilk goldeki asistliği yanında genç Sivaslılar’ın arasından sıyrılarak takımını kurtarmak adına didinip duran ayaktaki tek adamdı. Ama bu oyuncunun sakat sakat yarışmada kalması ve yenilgi skandalını adeta seyrederek yarışma moralitesini kahretmesi salı günkü Dinamo Kiev yarışması adına büyük bir yanlışın manşet olayı değil miydi ? Maldonado için haftalardır yazıp duruyoruz. Bu oyuncu 20 metrelik daire içerisinde kalıp ayağındaki topu en yakınındaki oyuncusuna vermek kurnazlığından başka birşey yapmıyor. O zaman futbolun mutfağı kabul ettiğimiz orta saha oyunculuğundaki büyük iddialarına 10 üzerinden ikiden öte not verebilir miyiz, bu ağır gövdeli adama ?
Genç Volkan’ın dün geceki ustaca kurtarışlarını ve başarılı açı kapatma bilgeliğiyle yaptığı çıkışlardaki isabetleri gülümseme ile karşılayabiliriz. Ama Sivasspor’un ani baskınlarındaki pozisyonlarda paniğe kapılan önündeki defans kalabalığıyla birlikte o da şaşkına dönüp kaldı, zaman zaman...
Bu maç için daha fazla laf etmenin bir anlamı yok bizce... Çünkü Fenerbahçe’nin transferdeki yanlışları, ligin ilk yarışması olan Gaziantep yenilgisi ve sonrasında ortaya koyduğu maç kazanma çırpınışları dün gece büyük şokla noktalanmıştır. Tabii ki bu yenilgi herşeyin sonu olamaz. Ancak sarı-lacivertli ekibin Avrupa’da geçen yılki ambiansı yakalaması hayal gibi görünmektedir. Türkiye’de ise durum daha da vahimdir. Çünkü eldeki kadroya bakıyorsunuz, sonrasında yedek kulübesini gözden geçiriyorsunuz. Ve sonunda kanaatiniz kendiliğinden oluşuyor. Bu takımla bu irtifa kaybını aşıp, tekrar ivme kazanmak her geçen hafta daha da bir ‘hayal görmeyelim’ vurgusunu yapıyor beyinlere !