Tugay Kerimoğlu’nun muhteşem veda gecesini ıslak gözlerle izlerken on yıllar öncesine kaydı hafızam..
Evet, çeyrek asır öncesi Fenerbahçe takımı ile Trabzon’a deplasmana gitmiştik sevgili ve de rahmetli İSLAM ÇUPİ ustamız ile...
O yıllarda Trabzon’u her ziyaretimde olduğu gibi takımla birlikte ÖZGÜR Otel’e, yani bizim 1959’lu yıllardan beri kadeşliğimizi paylaştığımız ve iki sezon MUHAFIZGÜCÜ formasını birlikte taşıdığımız NEVZAT ÖZGÜR’lerin aile oteline yerleşmiştik, Fenerbahçe ve spor yazarları kafilemizle birlikte...
Akşam otelin restoranında TUGAY’ın, babası ÖZKAN Kerimoğlu da dahil hayli kalabalık masada peş peşe dolup boşalmaya başlamıştı rakı kadehleri... Müthiş keyifli gecede herkesten en ilginç futbol anıları doyumsuz akşamın muhabbetine düşüyor, ertesi gün oynanacak Trabzon-Fenerbahçe maçının teknik detaylarına dahi girmek gereğini duymuyorlardı masanın eski Trabzonlu ve Fenerbahçeli yorgun futbol emekçileri...
Tugay’ın babası Özkan Kerimoğlu deyip geçmeyelim hani. O yılların unutulmazlarından olan Özkan, raket gibi sol ayağı, kendine özgü top kullanma estetiğine sahip mükemmel sol kanat oyuncusuydu. Adalet’te önümde yıllarca birlikte oynadığımız için onun futbolcu kalitelerini iyi bilenlerdenim. Eğer Tugay’ın babası oğlunun futbola olan profesyonellik sadakatinin yarısını gösterebilseydi bu meslekten uzun yıllar ekmek yemesi işten bile değildi. Ama olamadı. İçkiye olan tutkusu futbola olan sevdasını aşınca bankacılık mesleğini seçti.
Alkollü gecenin hayli ilerleyen saatlerinde Özkan, İslam baba ile beni “küfür-küfran”lı itiş kakışı ile ve de zorla evine götürdü. Tugay’ın rahmetli anacığının yalvar yakarına bakmadan mışıl mışıl uyuyan, “minik TUGAY”ı yatağından kaldırdı ve güya bizlerle tanıştırdı! Hâlâ hayatımın en ayıplı gecelerinden biri olarak hatırlarım o hüzün dolu gecenin sonraları TUGAY’la birlikte yücelen kıymetli anılarını...
Yani, 30’una kadar Cim-Bom forması ve milli takımda harikalar yaratıp o yaştan sonra da İngiltere gibi futbol mesleğinin en hassas olduğu bir ülkede 10 seneye yakın “BLACKBURN” formasını giyerek ilahlaşan ikinci “Tugay olayı” yaşanır mı dersiniz ülkemizde? Hiç sanmam. Çünkü TUGAY bu mesleği hiç para ve transfer oyunlarına sokmadan sadece futbol sevdası, iş ahlakı ve aile geleceği prensiplerine sadık olarak yaşadığı için yücelmiştir İngiltere gibi futbolda “kılı kırk yaran” bir diyarda... Yoksa 40 bin kişinin dakikalarca ayakta alkışlayıp kliplerini tüm statlarda yayınlaması birbirinden anlamlı pankartlar açıp, Türk bayrakları ile uğurladığı Tugay’dan başka kaç yabancı futbolcu yaşamıştır İngiltere’de...
Sevgili TUGAY senin müthiş başarılarını yıllarca seyredip saygı ile alkışlamaktan başkaca bir şey yapamadık. Ancak gerek Türkiye’de gerek İngiltere’deki inanılmaz yükselişin ve oralarda Türk insanları ve sporcuları adına yarattığın saygınlık adına sana öylesine derin şükran borcumuz var ki... “TÜRK FUTBOL DÜNYASI” sana minnettardır, sözcüğüyle anılarımızı noktalarsak yine de sana borçlu kalır mıyız bilemiyorum EFSANE ADAM.