Erdoğan Şenay

Erdoğan Şenay

esenay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Fenerbahçe, yedek kulübesindeki isimleri ilk 11'de sahaya sürerek yarışmaktaydı Ankara'da.
Aragones'in, klişe olmuş isimlerini gelecek haftaların önemli maçları adına İstanbul'da bırakması çok da doğruydu...
Öyle ya Buraklar, Tümerler, Denizler, Arsenal maçında yedek kaldığı için, "neredeyse kazan kaldırır durumlar yaratan" Kazımlar'ın bu maçta ortaya koyacakları futbolcu kimlikleri adına çok da önemli bir fırsattı bu maç, oynayanlar ve de Aragones'in geleceğin Fenerbahçe'sini gözlemlemesi adına... Ancak Ankaragücü önünde oynanan futbolun içinde yedek kulübesinden gelen isimlerin bıraktığı olumlu futbol izleri öylesine cılız ve umut vermekten uzaktı ki. Örneğin Burak'ın dünkü istek ve hırstan eser taşımayan yarışma kişiliksizliğini gördükten sonra bu oyuncunun geleceği adına hangi olumlu hayalleri kurabiliriz.
Rakip ligin en zayıf ekiplerinden biri. Genç bir adam futbol özelliklerini böyle bir ortamda bir bir konuşturamazsa başka ne zaman fırsat verebilirsiniz böyle sıradan bir oyuncuya...?

Haberin Devamı

Niçin vitrine koysun
Hadi Tümer'in bilinen kalitelerini hatırlayarak paslanmışlığına biraz da hoşgörüyle bakalım. Deniz'in derin sakatlık dönemi sonrasını yaşamışlığına saygı gösterelim.
Ama Kazım Kazım efendinin sağ kulvarda Ankaragücü defansını alt üst edip, önemli hücum atraksiyonlarını sergilemesini beklerken hazretin umarsız ve kırmızı karta kadar varan duyarsız taraflarına ne diyeceğiz...? Yani teknik patron Aragones dünkü Kazım'ı seyrettikten sonra İngiltere'deki Arsenal oyununun vitrinine onu niçin yerleştirsin ki...?
Ali Bilgin'in oynadığı bölgeyi ustaca sahiplediği bir gece yaşadığını söyleyebiliriz. Kalede genç Volkan'ın adaşı ve ustasını aratmadığını işaretleyebiliriz. Doğrusu, bunlar dışında, dünkü 90 dakikanın önemli bölümü Ankaragücü'nün top kullanma ve hücum üstünlüğü içinde oynanmaktaydı.
Kısacası Fenerbahçe'de ne varsa yine Semih'in yaratıcılığında var. Dün erkenden attığı galibiyet golü olmasa sarı-lacivertli kadronun çeyrek asırlık kupa hasreti umut dünyası haline dönüşebilir miydi?