Erdoğan Şenay

Erdoğan Şenay

esenay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Türk futbolundaki yabancı oyuncu ve teknik adam ithalatı can sıkıcı bir halden çıkıp, derin maddi yaralar ve milli formaya zarar verici vahim durum haline geldi.
Şu maskaralığa bakar mısınız? Del Bosque efendinin eli öpülüyor ve kendisine Beşiktaş’tan kopardığı müthiş paralarla İspanya’da hayır kurumlarına yardım ettiği için Türkiye adına şükranlar (!) sunuluyor. Öte yandan Galatasaray’da kimseleri iplemeyen Lincoln efendi tasını tarağını toplayıp, ülkeyi terkediyor ve koca Galatasaray da çaresiz kalıp, antrenmanlara noter getiriyor, Lincoln’ü dönüşünde cezalandırmak adına... Fenerbahçe’de Appiah maskaralağına hiç girmeyelim dilerseniz. Çünkü kurt masalı gibi kirli bir hikaye bu işin iç yüzü. Aragones macerasının nasıl biteceği aslında açıkça ortada. Hazret kaçmaya hazır, yönetim de göndermeyi dört gözle bekliyor. Ancak iki taraf da sahte gülücüklerle lig haftalarının eriyip, sezonun bitmesini beklemedeler. Eh, bu kadarlık bir giriş dahi üç büyüklerin yabancılar konusundaki affedilemez maddi ve manevi zararlarını özetlemeye yetmiyor mu sizce de?
*   *   *
Hadi bütün bu maskaraca durumlar kulüplerimizi bağlayan konular diyelim ve basiretsiz yöneticilerin bu affı zor ekonomik zararlarını yine kendileri ödeyecekler iyi niyetine bağlayalım düşünce kanallarımızı.
İyi ama, bu gece Bernabeu’da 2010 Dünya Kupası elemeleri için dünyanın en güçlü takımı İspanya ile sahne alıyor milli takımımız. Onlara kadar uzanacak yukarıdaki savurganlıklardan doğan milli kadro sorunlarına nasıl çareler bulacağız dostlar?
Fenerbahçe’nin saha içi assolisti Alex, ama gelin görün ki, Fatih hocamızın elinde böyle bir joker yok. Beşiktaş’ın golcüleri yabancı. Galatasaray umutlarını Lincoln, Baros ve Kewell’a bağlamış. Fenerbahçe’de, Güiza dramasını anlatmaya gerek yok.
Geliniz defansif ayrıntılara bakalım hep birlikte. Üç büyüklerin hepsinde savunmacıların yarısı yabancı yarısı yerli. Eh, böylesine bir bilgisizce yabancılaşma sonrasında milli takımdan nasıl olur da mucizeler beklersin. İşte meseleler böylesine karmaşa haline gelince doğal olarak Fatih Terim’in teknik sıkıntılarından ve yaşadığı aşırı baskıdan stres dalgaları doğuyor ve etrafa yayılıyor. Ve sonra da biz de bu gri dalganın içerisine girip sonuçları üzerine haksızca kilitleniyoruz.
Yanlış anlaşılmasın. Ben ay-yıldızlı kadronun bu geceki yarışmada varını yoğunu ortaya döküp alabilecekleri en iyi sonucun üstüne kilitleneceğine inananların önde geleniyim. Ama hepimiz bilmeliyiz ki, yenilgi olursa tenkitlerin hedefi İspanya’da değil, Türkiye’deki başıbozukluktadır.