Erdoğan Şenay

Erdoğan Şenay

esenay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Fenerbahçe-Trabzon yarışı birinci sınıf futbol hareketliliği içinde geçen bir heyecan kasırgası temposunda oynanmaktaydı doğrusu...
Trabzon’un oyunun başlangıcı ile Fenerbahçe defansı üstüne yığılması Ersun Yanal’ın bilinen baskıncı anlayışını hatırlatmaktaydı sanki bizlere... Umut Bulut’un daha ikinci dakikada Volkan ile karşı karşıya kalışı ve herkes ofsayt sanısı içindeyken kaçırdığı müthiş fırsat Fenerbahçe adına olağanüstü bir şansın ta kendisi değil miydi? Önce Trabzon’un tüm hatlarıyla Fenerbahçe’den çok daha hazırlıklı bir oyun planıyla yarıştığını söylemeliyiz. Orta alanda dönen topları Fenerbahçeli ayaklardan çok daha çabuk düşünce ve hareketlerle toplayan Selçuk İnan, Umut Bulut, Gökhan Ünal-Colman ve Hüseyin gibi isimler hem orta alanı kontrolde Fenerbahçe’den önlere çıkıyor hem de karşı atak yenilenmesi adına önemli işler çıkarıyorlardı. Burada Fenerbahçe geri dörtlüsünü Gökhan Gönül başta olmak üzere kalede Volkan’ı, Carlos’u, Edu’su ve Lugano’su ile gerçekten kutlamak gerek. Çünkü sayısız Trabzon atakları gol ve gollere dönüşmediyse eğer bu oyuncuların olağanüstü dikkatleri, çabuklukları ve yürekten oynamalarıydı sonuçta...
* * *
Fenerbahçe, Trabzon’a karşı bilinen meziyetlerini niçin tam randımana çeviremiyordu? Olamıyordu, çünkü Trabzon’un fizik gücüyle ortaya koyduğu tavır Fenerbahçe’nin kendi oyun alanından kolayca çıkışlarını çokça zaman kilitliyordu. Alex-Selçuk-Deivid-Emre gayret sarfetseler de yaratmaya çalıştıkları dinamikler takımı gol sayısına taşımaktan çok uzaklarda kalıyordu. Hele Güiza gibi lüzumsuz bir adam sizin umut kapınız olarak inanılmaz bir uyumsuzluk ve de sorumsuzlukla dolaşıp duruyorsa gol bölgelerinde o zaman sizin maç ve maçlar kazanma ihtimalleriniz tesadüflere kalmış demektir.
Trabzon’da Gökhan Ünal’ın çalışkanlığını dikkatle izledim de acaba transfer olarak bana mevsiminde üç Güiza verseler karşılığında tek Gökhan’ı verir miyim acaba düşüncelerine takılıp kaldım oyun devamınca...
İleride “vitrin mankeni” gibi dolaşıp duran Güiza’nın yerine veya yanına Semih Şentürk’ü tribünlerin isyanına rağmen niçin oyuna almıyordu sayın Aragones hiç anlayamadık. Sadece defans blokunun, orta alanda Selçuk’un görevlerini eksiksiz yapan Gökhan Gönül ve kalede Volkan’ın yıldızlaştığı bir gece yaşandı Kadıköy’de... Trabzon’un Gökhan, Umut ve Yattarası’yla yani üç forvetle oynadığı yarışta Aragones tek Güiza’da ısrar edip Semih’i oyunun bitimine 5-6 dakika kala yarışmaya lütfen alıyorsa eğer Fenerbahçe’de şampiyonluk hesapları “tükenmiş kalemlerle” yapılıyor demektir ki, işte bu sarı-lacivertli takım adına çok düşündürücüdür.