Fenerbahçe, kendi sahasındaki kritik tur oyununda inanılması zor bir yavaşlığın ve fizik yetmezliğinin esareti altında ezilip kalmaktaydı maç boyunca...
Ne defans bloğunda bir bütünleşme, ne rakibe müdahale akılcılığı, ne orta alandan hücuma çıkış anlamları taşıyan paslaşma dengeleri, ne de rakip savunma kalabalığının eksiltme anlamına gelen “ver-kaç zenginliği” gözlere takılmaktaydı sarı-lacivertli ekipte...
Young Boys’un İstanbul’daki oyun planı ise daha yarışmanın ilk 15 dakikası içinde kolayca okunabilmekteydi Fenerbahçe’nin darmadağınlığına karşıt... Önce sahaya yerleşme anlamında 11 oyuncusuyla birlikte kendi oyun alanında mevzilenen İsviçreliler sarı-lacivertli ekibin kendi sahasındaki kazanma marifetlerini merakla izliyor, ancak sarı-lacivertli ayakların “yavaş-soğuk-kilitli” gibi emarelerle oynamaya çalışması İsviçreliler’i önce umutlandırıyor, sonrası cesaretlendiriyor, tehlikeli kontrataklar ve korner bereketleri hep misafir takımın ayaklarında futbol adına anlam kazanıyordu zaman ilerledikçe...
Alex’in durağanlığı
Önce Aykut Kocaman’a şikayet edelim dilersiniz oyunda ve takımda gördüğümüz “yanlışlar zincirini”...
Alex üstüne yıllardır kurulu olan oyun düzeninin bu yıl da daha çok sırıtacağı ve sarı-lacivertli kadronun hücuma çıkışlarda kanatlara yüklenen bir atak yenilenmesi yaratmasının Aykut hocada bu sezon beklediğimiz en safiyane yenilik düşüncelerimizdendi... Ama ilk maçta sırıtan Alex’in durağanlığını dün ilk onbirde yeniden sahneye sürmek, hele hele yine bu maçın ilk ayağındaki Gökhan Ünal’ın ileride “tek adam” olmazlığını böylesine kritik ve lüksü olmayan bir yarışmada aynen tekrar etmek ve gol umutlarını bu “iki büyük yanlış”a bağlamak acaba gelecek adına çok da düşündürücü değil midir Aykut hocamız adına?
Dia diye bir adam oynuyordu dün Fener’in sağ kanadında... Bu “pır - pır” futbolcuyu sarı-lacivertli takıma “kurtarıcı” diye arayıp bulanlar kimler acaba çok merak ederiz.
Fenerbahçe, geçmişte Kezman, geçen yıllarda ise Güiza isimli iki santrfor bozuntularıyla yıllarını ve şampiyonluklarını eritti sarı-lacivertli camianın... Şimdi golcü arayışlarında içi boş hayallerle zaman yitiren yöneticiler dün gece “Stoch”un dışındaki yerli, yabancı çakma transferlerle Avrupa rüyalarının daha sezon başlamadan bittiğinin farkındalar mı dersiniz?