05.05.2025 - 07:36 | Son Güncellenme:
SPOR SERVİSİ
Süper Lig'de Beşiktaş'a 1-0 yenilen Fenerbahçe şampiyonluk yolunda kritik bir puan kaybı yaşadı. Spor yazarları dünkü derbiyle ilgili yorumlarını köşelerine taşıdı.
HALİL ÖZER: VE TÜKENİŞ (MİLLİYET)
Öncelikle Galatasaray’ın şampiyonluğunu kutlayalım. Hoş Fenerbahçe bu maçı kazansa da değişen bir şey olmayacaktı ya...
Fenerbahçe bir kez daha makus talihine yani kutlu ikincilikle idare edecek. Fenerbahçe’nin ilk yarıda yediği gole bakarsanız sezon özetini görebilirsiniz. Gol pozisyonu ile alakası olmayan uzun bir top... Mert Müldür’ün kulağı ile kontrol etse bile tehlike olmayacak pozisyonda asla ayarlayamayacağı ters bir kafa vuruşu ile Gedson’a asisti ve boş kaleye attığı gol. Ve de veda...
MOURINHO GOLÜ YİYİNCEYE KADAR İZLEDİ
Fenerbahçe zaten psikolojik olarak bitik. Tribünde öyle bir seyirci var ki evlere şenlik, maça niye geldikleri belli değil. Bari evinde otur.
Zaten golü de yiyince stadın havası iyice kaçtı. Bir de üstelik sahaya çıkan kadronun anlamsızlığı var.
En Nesyri yine tek forvet. Daha geçen hafta Gaziantep’de çift forvet ile maçı almışsın hala tek forvet. İrfan Can yine kulübede. Szymanski tutuk ve bitik. Beşiktaş’ın tek gol umudu var. Rashica’ya uzun top. Mert Müldür iki kere bu topları kaçırdı. Üçüncü de golü yedirdi. Hadi bir tane anlarım. Ama eğer kulübede Mourinho varsa iki üçü anlamam. Daha ilk topta önlemini almak zorundasın. Öyle izledi. Golü yiyinceye kadar.
MAÇ BİR ARA TALİSCA VE MERT ARASINDA GEÇTİ
Beşiktaş gücü kadar oynadı. Sakin kaldı. Taktik disiplinini kaybetmedi. Fenerbahçe’de ise sadece Talisca bir yıldız olarak ayakta kaldı. Ama çok yalnız kaldı. İkinci yarı ne değişti? Hiç bir şey. Çünkü çökük Fenerbahçe’nin bir de garip bir gol yiyince maçı çevirmesi çok zordu. Mou bu yarıya Szymanski’nin yerine Tadiç’i alarak başladı. Ama hiçbir işe yaramadı.
Sadece Talisca maça asıldı. Hatta bir ara maç Talisca ile kaleci Mert arasında geçmeye başladı. Hele serbest atıştan gelen Talisca topunu Mert öyle bir kurtardı ki maçı da orada bitirdi. Ama hakkını vermek lazım. Mert kesinlikle maçın yıldızıydı. Ve maçı neredeyse tek başına aldı diyebiliriz.
TESLİM BAYRAĞINI ÇEKMİŞLER
Tabii dikkat çeken bir nokta da şu. Fenerbahçeli futbolcuların isteksiz ve hırstan uzak olmasıydı. Galiba Kayseri maçından sonra ligi bıraktılar. Takımın hali onu gösteriyor. Galatasaray’ın buradan vermeyeceğini düşünerek teslim bayrağını çekmişler.
Beşiktaş’a gelince...
Adamlar Galatasaray, Fenerbahçe, Trabzonspor hepsini yendiler. Denizde değil derelerde boğuldular. En önemlisi ise kendilerine salıncak yakıştırması yapanların yüzlerinin kızarmış olması. Ama kızardı mı bilmem.
Biliyorsunuz bu yolda yani şampiyonluk yolunda her şey mübah artık.
BİLAL MEŞE: MERT TUTTU, GEDSON VURDU (MİLLİYET)
İki takımın kadrosunu kantara koyalım! Fenerbahçe’nin yedek kulübesine bakın, ideal bir 11 çıkar... Böylesi bir kadroyla Galatasaray’ın 8 puan gerisine düşüyorsanız ki öyle, başta Mourinho olmak üzere, herkes şapkasını önüne koyacak arkadaş!Y
a Beşiktaş, bırakın kadro derinliğini, alternatif oyuncu fukarası neredeyse! Ne var ki, sezon başından bu yana Kartal, derbileri ‘farklı’ oynuyor tıpkı dün olduğu gibi... Beşiktaş, Avrupa’ya çıkış bileti alabilmek için ilk üçü kovalıyor. İşin özeti Kartal, rakibine oranla psikolojik anlamda baskıdan uzak ve rahattı.
Ole’nin oyuncu tercihleri ve oyun taktiği tıkır tıkır işledi dersek abartmış olmayız. Rakibin yoğun baskısını savunma ve bol faullerle durduran Kartal, uzun toplarla fırsatlar kovaladı.
Nitekim 36’da Talisca kornerde topu elle oynayınca Yasin Kol beyaz noktayı gösterdi, atışı Gedson kullandı, kaleci İrfan kurtardı. 44’te Mert Müldür’ün hatalı kafa pasında araya Gedson girdi, İrfan’ın kapadığı köşeden topu filelere gönderdi, kendini affettirdi. Gedson çok özel bir oyuncu arı gibi çalışıyor, maşallahı var, bal da yapıyor.
İkinci yarı mı? Fenerbahçe baskıyı artırdı, tüm hatlarıyla yüklenirken, Ole 62’de rakiplerini durdurmakta zorlanan Emrecan’ın yerine Uduokhai’yi oyuna sürdü, bence geç kalmış bir hamleydi! Mustafa’nın yerine ise Mario’nun oyuna girmesiyle Kartal vites yükseltti... Tabi ki kaleci Mert ve savunmanın rakibin baskısına müthiş direniş gösterdiklerini de not edelim.
72’de Yasin Kol’un çaldığı faüle kargalar güler kargalar! Gedson topa vuruyor, Uduokhai de topa vuruyor, faul falan yok, bir de sarı çıkarıyor! Talisca’nın frikik atışında ya gol olsaydı, olmadı Mert müthiş bir kurtarış yaptı. Kol’un Beşiktaş lehine çıkarmadığı sarıları da hatırlatalım! Artı faullerde hakem Kol, sürekli çifte standart uyguladı.
Evet, futbol böyle bir oyun... ‘Ummadığınız taş, baş yarar’ demiş atalarımız... O taş Beşiktaş’tır arkadaş... Ole’ye bir ünvan da ben vereyim, ‘derbi ustası’ bunu da hak etti.
ATTİLA GÖKÇE: OLE, SANA 'OLE' DİYORUM (MİLLİYET)
Tam da rekabet tarihimizde anlatılan, son yıllarda özlenen bir “derby” izledik. Evet, Kadıköy’de de Beşiktaş kazandı. Fenerbahçe yaşadığı ve yaşattığı onca hayal kırıklığına bir yenisini ekledi. Portekizli Mourinho, uluslararası şöhretiyle biraz arkada kalan Ole Gunnar Solskjaer’e ikinci kez teslim oldu.
Öncelikle altını çizmemiz gereken bir gerçek var: SüperLig’in ilk yarısındaki maçı da Oxlade Chamberlain’in kalabalık içindeki golüyle Beşiktaş kazanmıştı. Ne var ki o gün oyunun efendisi Fenerbahçe idi. Mert Günok’u, savunmayı ve kötü şanslarını aşamadılar. Dünkü maçın efendisi ise hem oynayan, hem kaçıran, hem de atan Beşiktaş oldu. Solskjaer’in cesur bir kararla geçen haftanın üç gollü kahramanı Ciro İmmobile’yi 87. dakikaya kadar bekletip son anda oyuna alması ise göstermelikti. Bu arada Mourinho’nun ihmal ettiği Cenk Tosun’u da sahaya sürmesi dikkat çekti.
Şu ilk yarıda yaşanan olaylara bakalım: 34’de Talisca sağ eliyle topu tutmaya (!) kalkınca Yasin Kol penaltı noktasını gösterdi. Yıllardır topun başına gelince aniden durup kalecinin erken hamlesini bekleyen penaltıcıların “kaçırma” riski yarattıklarını düşünürdüm. İrfan Can, o duruşa kanmadı, vuruşla beraber isabetli bir uzanışla topu tuttu.
Fenerbahçeli futbolcularda biraz motivasyon eksikliği gördüm. Galatasaray’la giriştikleri amansız mücadelede hep geride kaldılar. Derbiler dahil, olmayacak puanlar kaybettiler. Bu motivasyon yoksunluğu, Beşiktaşlı Gedson Fernandes’in Mert Müldür’ün hatasıyla yakaladığı topu gole çevirmesi Beşiktaş’ın gayretlerine karşılık bulan bir şans anıydı.
Gerçekçi olalım: Mourinho maç kadrosunu belirlerken önemli yanlışlar yapıyor. Oğuz sağda, Szymanski solda top kullanırken 4-4-2’yi zor uygularsınız. Dahası üçlü-dörtlü çelişkileri içine kararsız kalan Mourinho, Çağlar’ın maç boyunca yaptığı hataları seyrettikten sonra değişikliğe gitti. Talisca, En Nesyri, Dzeko çok gayret ettiler ama bir gol üretemediler. Beşiktaş’ta kaleci Mert Günok, gerçek bir savunma anıtı gibi saygı, takdir ve alkış topladı. Buna karşılık sınırda olduğu halde sarı kart görüp cezalı duruma düşmesi yanlıştı.Fenerbahçe maçın son 30 dakikasında çılgın bir isyanla Beşiktaş yarı alanına yerleşip üst üste gol pozisyonları yakaladı. Ancak Beşiktaş’ın topluca savunma ve dayanışma ile mücadelesini kıramadılar.
Günün adamları Mert Günok, Gedson Fernandes, Rafa Silva, savunmada içe alınıp stoperde de başarıyla oynayan, üstüne bir de gol için hücumu başlatan Masuaku çok başarılıydı. Ötekiler mi? Hepsi de sezonun en iyi oyununu çıkardılar. Bravo! Haydi, Ole’yi de “ole” sesiyle kutlayalım.