"Fenerbahçe'de Cardozo olsa..."

BİLAL MEŞE sordu DUAYEN cevapladı
ŞANSAL BÜYÜKA ile DOBRA DOBRA

Fenerbahçe, Beşiktaş derbisini kazandı mı, kazanmadı mı bir türlü anlayamadı. Emenike ile başlayan, Emre Belözoğlu ile devam eden olaylar zincirine son halkayı da genel sekreter Mahmut Uslu koydu: Bu ligde şaibe var...

Süleyman Seba Sezonu diyoruz, onun adına hürmet ettiğimizi belirtiyoruz ama yapmadığımızı da bırakmıyoruz. Nereden başlasak? İyiyi, güzeli mi konuşsak, can sıkan gelişmelerden mi konuya girsek...

Topu ustamız Şansal Büyüka’ya atalım ve Emenike’den başlayalım. Normal olan taraftarın tepkisi mi yoksa Emenike’nin davranışı mı? Futbolcunun bundan sonraki geleceği sizce ne olur?
- Türkiye’de oldum olası “hoşgörü” sıfır... Üstelik Emenike sabırları taşırdı. Bu golü Moussa kaçırsa seyirci “Emenike” diye bağırmaz. Ama Emenike kaçırınca aynı seyirci “Moussa” diye bağırıyor. Bir anlamda ne ekiyorsan onu biçiyorsun... Emenike zaten Karabük’ten beri “arıza” diye anılıyor. Sezonun kalan bölümü, Emenike’nin Fenerbahçe’ye veda turları olur.

Fenerbahçe öyle ya da böyle kazandı. Sahadaki futbola bakarak sarı-lacivertlilerin performans tablosunu sizden dinlesek...
- Fenerbahçe için söylenecek tek şey var; Derbilerin efendisi... Eğer şampiyonluk yarışı sadece derbilerle kazanılmış olsaydı, Fenerbahçe her yıl şampiyonluğunu ilan ederdi. Ama bugün Fenerbahçe’nin iki defa yendiği Beşiktaş bir, bir defa yendiği Galatasaray iki puan önünde... Fenerbahçe okyanusları aşıyor, derelerde, ırmaklarda boğuluyor. Derbilerde bu kadar galibiyet alıp, bu kadar puan topluyorsun, gidip Akhisar’a iki maçta altı puan veriyorsun... Fenerbahçe’nin kaybettiği her şampiyonlukta hesapta olmayan takımlara kaybettiği puanlar var. Yıllardır böyle...

Kulübeden gelen iki adam; Webo’dan asist, Sow’dan gol... Bu bilgiler ışığında İsmail Kartal’ı nasıl değerlendirirsiniz?
- Bilic niye derbi kazanamıyor diye eleştiriliyorsa, İsmail Kartal da “derbileri kazanıyor” diye takdir ve tebrik edilmeli... Ancak kaleci Volkan olmasa, özellikle son Beşiktaş maçında iki pozisyonda Beşiktaşlı oyuncular boş kaleye vurabilse Kadıköy’ün tılsımı bozulurdu. Sonradan oyuna girenler golü attı, tamam da, Fenerbahçe’nin Sow dahil, golcülerini önümüzdeki yıl için yeniden gözden geçirmesi gerekiyor. Fenerbahçe’de Cardozo gibi ceza alanı içinde bir “son vuruş ustası” olsa, hiç şüpheniz olmasın 20 gol daha fazla atar, en azından 10 puan daha fazla toplardı.

Emenike olayıyla belki bağlantılı ama sona bırakalım istedim, Fırat Aydınus’u, yaptıkları ve yapmadıklarıyla şöyle bir değerlendirseniz...
- Fırat Aydınus, sahadan izinsiz çıktığı için Emenike’ye sarı kart göstermeliydi. Emre ile Bilic’in ağzından küfürler çıkıyor. Emre’yi soyunma odasına, Bilic’i tribünlere göndermeliydi. Ama bir yanda Emenike olayı, aynı anda Emre- Bilic kapışması Fırat Aydınus’u da rayından çıkarttı...

Fenerbahçe okyanusları aşıyor, derelerde, ırmaklarda boğuluyor. Fenerbahçe’nin kaybettiği her şampiyonlukta hesapta olmayan takımlara kaybettiği puanlar var. Yıllardır böyle...

İstatistikler ‘zor’ diyor

Beşiktaş şampiyon olmak istiyorsa, Trabzonspor ve Galatasaray’ı yenmek zorunda... Olur mu? Özellikle G.Saray maçı için istatistikler “zor” diyor.

Beşiktaş’ı, savunması konusunda uyarmış, Avrupa’da telafisi bulunmadığını söylemiştiniz. Nitekim, öyle de oldu... Club Brugge elini kolunu sallaya sallaya turu alıp gitti. Bununla da kalmadı, Fenerbahçe derbisi de kaybedildi. Belki çok kötü değillerdi ama iyi olan da yoktu.

... Ve, hiç derbi kazanamayan bir teknik direktör var; Slaven Bilic... Hırvat hoca ne zaman bir derbiden başı dik ayrılabilecek?
- Beşiktaş için söylenebilecek tek şey var; Üç günlük kâbus... Feryat ettik, bu Brugge, Avrupa Ligi’nde 6 deplasman maçında 14 gol attı diye... Kimseye dinletemedik. 1-0 öne geçtin, tur için yetiyor. Kontrollü oyuna dönsene... Ersan’la savunmayı, Atiba ile orta sahayı güçlendirsene...

Turu geçmek için ha 1-0, ha 2-0 ne değişiyor. Atmak kadar, korumak da önemli... Bilic, Brugge maçında bariz hatalı...
- Dönelim Fenerbahçe maçına... Dakika doksan... Yenemediysen yenilme... Beraberlikte Galatasaray’la aynı puana geliyorsun, Fenerbahçe ile dört puan farkı koruyorsun. Beşiktaş ne yapıyor? Necip dahil, hücumda gol arıyor. 90 artı 1’de bakıyorsun, savunma sadece iki kişi... Bir Ersan, bir Atiba... Olacak iş değil... Sonra eğer sağlamlarsa ve cezalı değillerse göbekte kayıtsız şartsız Franco-Ersan Gülüm ikilisi oynar. Zorlamaya, yaz-boz yapmaya gerek yok.

Necip’e “Maşallah” dedik, hata ettik! Tolga’nın durumu da malum. Sezonu kapadı. Cenk sakat... Diğerlerini saymadık bile... Kısacası Beşiktaş’ın, sezon sonunu (başarıyla) görmeye nefesi yetecek mi? Kara bahtı buna izin verecek mi?
- Beşiktaş’ta Fenerbahçe’nin aksi bir durum var. Şampiyonluk yarışı yaptığı rakiplerine, 3 derbi maçında, ki ikisi kendi sahasında tam 9 puan verdi. Geçen yıl iki kez yenildiği Galatasaray’dan bırakın yenmeyi, iki beraberlik alabilseydi şampiyon olmuştu. Tamam, deplasmanda kazanıyorsun da, derbilerde siftahın yok. Bu camianın moralini de bozar, özgüvenini de kaybettirir. Beşiktaş şampiyon olmak istiyorsa, Trabzonspor ve Galatasaray’ı yenmek zorunda... Olur mu? Özellikle Galatasaray maçı için istatistikler “zor” diyor.

Beşiktaş’ta iki kilit isim olan Demba Ba ile Gökhan Töre’nin duraklama döneminde olduğu belirtiliyor. Rakipler mi onları çözdü, yoksa formsuzlar mı?
- Ben uzunca bir süredir Demba Ba’nın durgun olduğunu düşünüyorum. Gökhan Töre gene hareketli, maç içinde görünüyor, kayboluyor ama göründüğünde işi bitiriyor. Demba Ba son dört-beş haftadaki görüntüsü ile sanki fişi çekmiş gibi...

Burak’la her şey güzel

Buraklı Galatasaray ile Buraksız Galatasaray arasında dağlar değil, sıra dağlar var. O varsa, hücum adına her şey güzel, Burak yoksa hücum adına her şey kötü.

Galatasaray eleştirilmesine rağmen zirvede... Kasımpaşa maçında taraftarının yüreklerini ağzına getirdiler ama maçı çevirmeyi de bildiler. Yasin’in pozitif futbolu, Muslera’nın kurtarışları, golcülerinin skorları...

Final haftalarında Cim-Bom rakiplerine göre biraz daha fazla mı zorlanıyor? Baksanıza Abdurrahim Albayrak bile fenalık geçirdi!
- Galatasaray iyi oynamıyor, özellikle defansında feci hatalar yapıyor. Ama Hamza Hoca ile birlikte büyük bir özelliği yakaladı; kazanmaya alıştı. Kalan dokuz haftada Galatasaray’ın en büyük avantajı, bu kazanma alışkanlığı olacak.
Albayrak’ın fenalık geçirmesine gelince, büyük geçmiş olsun da, fenalık geçiren sadece kendisi değil ki, milyonlarca Galatasaraylı her maçta kalp kontrolünden geçiyor.
Muslera dersen, kaleci böyle olur... Adem’in kafasını mucize şekilde çıkarmasa oyun 3-0... O topu çıkardı, çıkardığı top gidip Kasımpaşa kalesine gol oldu. Muslera gibi bir kalecin var, şampiyon adayları arasında en fazla golü yiyen takım sensin. Düşünün savunmanın halini...

Kasımpaşa maçında hem Burak Yılmazlı ve Burak Yılmazsız Galatasaray’ı seyrettik. Aradaki fark nedir?
- Buraklı Galatasaray ile Buraksız Galatasaray arasında dağlar değil, sıra dağlar var. Burak oynarsa hücum hattına hareket geliyor, bereket geliyor. Burak varsa, hücum adına her şey güzel, Burak yoksa hücum adına her şey kötü...

Kasımpaşa-Galatasaray maçına gündemine vuran olay da Veysel Sarı idi. Küçük bir espri nerelere gitti, karşılaşmayı bile “Şaibeli” hale getirdi.
- Veysel şerefli, haysiyetli, namuslu, adam gibi adamdır. Kasımpaşa’da sadece Veysel mi kötü? Kaleci Ertaç, üçüncü golde ellerinin arasından Burak’a vurdurmadı mı? Galatasaray’ın her uzun topu, Kasımpaşa savunmasının arkasına yeni bir hücum olmadı mı? Ne oldu yani, Kasımpaşa takımı toptan maçı mı sattı? Ayıp... Bu iftirayı atarken, insan insanlığından utanmalı... Baktığında inançlı, müslüman bir ülkeyiz. Bizim inancımızda, bizim dinimizde bunlar yok. İnsanları karalamaya, şerefleri ile oynamaya, öküz altında buzağı aramaya bayılıyoruz. Belge yok, bilgi yok, salla gitsin. Vicdan gitmiş, insanlık bitmiş... Yazıklar olsun...

En büyük kazanç Deniz Yılmaz’dı

Trabzonspor, kendi sahasında oldu mu affetmiyor. Akhisar Belediyespor karşısında yine golcüleriyle sonuca gitti. Mehmet Ekici diyorduk, Cardozo’ya da ayrı bir paragraf gerek herhalde...
- Cardozo ceza alanı içinde havadan-karadan gerçek bir son vuruş ustası... Yeteri kadar besleniyor mu? Hayır... Yeteri kadar orta geliyor mu? Hayır... Trabzonspor için son maçtaki en büyük kazanç, Deniz Yılmaz’dı. Uzun sakatlığın ardından kendini bulursa Trabzonspor adına önemli işler yapabilir.