G.Saray dörtledi

İslam Çupi

GALATASARAY, Ilie ile golü atıncaya kadar "turu İsviçre'de kazandım" diye bir düşünce taşıyordu, kafasında.
Haklı idi gerçekten...
Galatasaray esas sonucu Sion'da patlatmış ve Ali Sami Yen'e ikinci maça mecbur olduğu için çıkmıştı. Rövanş oyunu başlar başlamaz Galatasaray'ın kontrolüne girmiş ve Sarı - Kırmızılı takım ille gol diye bir aceleciliğe girmemişti.
Hagi, Sion'un sol boşluğunda kah Filipescu kah Tugay'ı yer topları için yanına çağırıyor, bu küçük gruplar oyunun atraksiyonu oluyordu, zaman zaman... Galatasaray defansı Popescu 5 numarayı ilk giydiği maçta, mevsimin en derli toplu oyununu oynuyor ve bu Rumen klasiğinin yanında Bülent ve Fatih ile savunmadan çıkabildiği kadar çıkıyordu.
Sion, rövanşı turistik bir seyahat olarak yorumlamış, önce Sultanahmet Camii ile Ayasofya'yı seyretmiş, sonra Kapalıçarşı'ya alışverişe gitmiş, sonunda ise Ali Sami Yen'e bizim çocukluğumuzda mahalle arasına çıktığımız "üçte haftaym altıda bitiyor" adlı bir çift kaleye çıkmıştı.
Bu çift kalenin Sion adına galibiyetle bitmeyeceği o kadar açıktı ki İsviçreli forvetler ceza sahası içine girdiklerinde Volkan'ın, bir kez hariç, ne kalesine ne yüzüne bakıyorlardı.
Hollanda Federasyonu'ndan hakem üçlüsü yönetimiyle bizim yerli meslektaşlara bir düdük dersi verirken, kapalı tribün bu maç için pahalı numaralı haline getirilmiş, Galatasaray sesleri bu yüzden eskisi kadar gür ve fakir çıkmıyordu. Çünkü tarife fakir tarifesi değildi.
Bundan sonra Hakan kahramanlığı'nı Ilie'ye vermiş ve Galatasaray, Rumen'in şahane frikik ve kalecisinin üstünden aşırttığı usta golle durumu üçlemiş, sonra Fatih defanstan çıkarak skoru 4 - 0'a yükseltmişti.
Bu sonuçtan sonra Galatasaray vites düşürmüş ve pazar akşamı bu stadda yapacağı Vanspor lig maçını kafasının içine alıp düşünmeye başlamıştı. O kadar haklıydı ki...