Galatasaray - Beşiktaş

LEVENT KALKAN / SPOR SERVİSİ

Chedjou ve Eboue tribüne çıkarken, sakatlıktan yeni kurtulan sol bek Hakan Balta ise beklenmedik şekilde üç stoperden biri olarak oyuna başladı.
Mancini'nin savunmada yaptığı tercihleri önceden kestirmek gerçekten zor. İtalyan hoca, Juventus galibiyetinden sonra üst üste 15. resmi maçta defans kurgusunu değiştirdi. Belli ki takım kazanmış, puan kaybetmiş hiç fark etmiyor, Mancini savunmanın performansından bir türlü memnun kalmıyor.
Son Antalyaspor maçında Sabri, Semih, Burdisso, Telles dörtlüsü sahadaydı. Beşiktaş karşısında Burdisso tribüne çıktı, Sabri yedeğe çekildi. Bu ikilinin Antalya'da yapamadıklarını yapmaları için Veysel Sarı ve Hakan Balta'ya görev verildi. Duran toplardaki Almeida tehdidine karşın Burdisso ve Chedjou'nun kadroya alınmaması da dikkat çekiciydi.
Bilic ise Kasımpaşa maçında acemice bir kırmızı kart gören Serdar Kurtuluş'a bir hayli kızmış olacak ki sağ bekte sürpriz biçimde Necip'e şans tanıdı. Galatasaray'ın sürekli merkezden hücum etmesi nedeniyle de göbekte iki çabuk stoper Franco ve Dany'yi kullandı. Hücumun lideri Oğuzhan'ı sakatlıktan yeni çıkmasına rağmen 11'de görevlendirerek, Fernandes'i önemli bir koz olarak yedekte tutmayı tercih etti.
Galatasaray'ın tıpkı Bursa ve Eskişehir maçlarındaki gibi maça ön alanda agresif pres ve yıldırıcı atak üstünlüğüyle başlamasını bekleyenler yanıldı. Olcay, Veli, Atiba, Töre ve Almeida'nın hem kanatlarda hem de merkezde yaptıkları etkili pres, sarı-kırmızılıları ilk dakikalarda bir hayli zorladı. Sarı-kırmızılı takım, Selçuk ve Melo'nun daha fazla oyunun içine girmeleriyle 20. dakikadan itibaren kontrolü eline geçirmeye başladı, fakat Almeida'nın yakaladığı fırsat da savunmanın tehditlere açık olduğunu gösterdi.
Galatasaray ilk yarım saat dolarken oyunu büyük ölçüde rakip yarı alana yıkmıştı. Sağdan Veysel, soldan Telles, göbekten Melo ve Selçuk ilk dakikalara göre rahat top kullandıkları için hücumu organize etmeye başladı. Bu baskı Dany'nin bilinen acemiliğiyle birleşince Selçuk penaltıdan tabelayı değiştirdi.
Galatasaray ilk yarıdaki performansıyla kazanmayı çok istediğini gösterdi. Beşiktaş puan veya puanlar almak istiyorsa ilk yarıdaki oyununun çok üzerine çıkmalı. Bilic için en doğru adres olarak Fernandes gibi görünüyor.

İKİNCİ YARI

İlk devrenin son 15 dakikasında ciddi bir baskı yiyen Beşiktaş ikinci yarı savunmasını öne çıkardı. Alan daraltan siyah-beyazlı takım yeniden oyuna ortak olmaya çalıştı ve bunda da kısmen başarı sağladı. Almeida'nın üst üste yakaladığı fırsatlar Beşiktaş'ın kolay teslim olmayacağının kanıtıydı.

Galatasaray ikinci yarının ilk 15 dakikası geride kalırken kontratak şansları yakaladı. Ancak Burak Yılmaz hem fazla aceleci hem de Drogba ve Sneijder uygun pozisyonlarda olmasına rağmen çok bencil davrandı.

Beşiktaş son yarım saatte oyunu rakip yarı alana yıkmaya çalıştı fakat Galatasaray orta sahası ve savunmasının sıcak temaslı oyunu siyah-beyazlıların baskı kurma planlarına set çekti.

Risk almak zorunda olan Bilic'in, en kreatif oyuncusu Olcay'ı kenara çekerek Fernandes'i sahaya sürmesi yanlıştı. Sağ bekte verimsiz kalan Necip'i kenara alarak üçlü savunmaya dönmeyi tercih etseydi hem orta sahada sayısal üstünlüğü ele geçirecek hem de Olcay'ın rakip kaleye yaklaşmasını sağlayacaktı, fakat bunu denemedi. Ömer Şişmanoğlu'nu oyuna almak için Oğuzhan'ı çıkarması da aynı şekilde hatalıydı. Çünkü her iki değişiklik de puan almak için değil adeta ikinci yememek için yapılmış gibiydi!

İstatistikler ortada; deplasman derbilerinde geriye düşmek maçı yüzde 80 kaybetmek anlamına geliyor. Bilic'in buna rağmen gereken seviyede risk almaması Mancini'nin ekmeğine yağ sürdü. İtalyan hoca, Bilic'in Ömer hamlesine Gökhan Zan'la karşılık vererek Beşiktaş'ın son bölümlerde kontrolü ele geçirmesine imkan tanımadı ve Türk Telekom Arena'daki 8. lig maçını da kazandı. Şampiyonlar Ligi'ndeki Kopenhag ve Juventus zaferleriyle birlikte bu sayı 10'a çıktı. Beşiktaşlı futbolcular 11 dakikalık uzatmada ofsayta düşmekten başka bir şey yapmadı. Uzatmalar 11 dakikada değil, 21 de olsa siyah-beyazlı takım için çok fazla bir şey değişmezdi.

Derbinin en özel ve en güzel adamı elbette Semih Kaya'ydı. Hata yapan Cüneyt Çakır kale atışını işaret ederken, "top benden çıktı" diyerek meşin yuvarlağı köşe göndere bıraktırdı. Florya Metin Oktay Tesisleri'nin harika bir ürünü olarak alkışlanacak bir jest yaptı. Metin Oktay'ın evladına da bu yakışırdı...