09.12.2013 - 13:25 | Son Güncellenme:
Juventus ve Antonio Conte’nin buluşması İtalyan ekibin yeniden dirilişine sahne oldu. 2011 yazında göreve gelen genç teknik adam iki yıl üst üste takımı şampiyon yaparken 49 maçlık yenilmezlik serisine ulaştı. Bu muazzam başarı içerisinde Conte’nin saha içi organizasyonunun rolü bireysel oyuncu kalitesinin önüne geçti. Başka türlü ifade etmek gerekirse Juventus’un bu sıra dışı başarısının altında AntonioConte’nin taktiksel başarısı önemli bir rol oynadı.Bireysel oyuncu ya da kadro kalitesinden ziyade saha içi organizasyonu yenilmez bir takım yarattı. Öyle ki Prandelli’nin Avrupa Şampiyonası’nda fark yaratan oyunun temel noktası üçlü-dörtlü savunmadan ziyade Conte’nin çok yönlü orta sahalarının sistem içerisindeki rolünü bire bir İtalya milli takımına kopya etmesiydi.
Dizilimler, rakamlar mutlaka ki bir şey ifade ediyor. Yalnız son dönem Avrupa Futbolu’na damga vurmuş oyun felsefesinde belirleyici olan rakamlar değil oyunun içerisindeki orta sahaların fazlalığı ve bunun üzerine ön alanda kurulmuş oyun felsefeleri. Hali hazırda Antonio Conte’nin rüyası 1970 Brezilya’sından hayran kaldığı 4-2-4 felsefesi. Antonio Conte ceza sahası önüne diğer takımlardan çok daha kalabalık bir şekilde gitmeyi seviyor.Kanat bekleri ileri çıkıyor, santrforlar kendilerini geri çekiyorlar ve nihayetinde Bayern Münih, Arsenal gibi takımlarda olduğu gibi Juventus’un da farkı ceza sahası çizgisi ile orta saha arasına yerleşen 7-8 oyuncunun birbirlerine yakın konumlanması. Klasik bir 3-5-2 sistemi içerisinde kanat bekleri farkı oluşturur fakat Conte’ninJuventus’unu yenilmez kılan daha çok üç etkili ve çok yönlüüst düzey orta saha oyuncuları.Pirlo’nun yokluğunda bu üçlünün Vidal-Pogba-Marchisio olması bekleniyor. Doğrusunu söylemek gerekirse 3-5-2 ile fark yaratmış takımın en az konu edilen oyuncuları ilginç bir şekilde kanat bekleri. İlginç değil mi? Conte’ninsisteminin gücü orta üçlünün çok yönlülüğü ve gerideki üçlünün savunma gücü ve Buffon’dan ileri gelir. Öndeki ikili ve kanat bekleri ise hali hazırda sıklıkla değişir. İsla olur Lichtsteiner. Llorente ya da Vucinic olmadı Qualieralla, Tevez ya da Giovinco. Farkı hem İtalya milli takımında hem de Juventus’tayaratan üç çok yönlü orta sahanın hücum ve savunmada aynı ölçüde belirleyici olması.Beşli savunmanın önünde topun olduğu bölgeye kendilerini bir bütün halinde kaydırarak sekizli savunma hattı oluşturup baskı uygulayan bu çok yönlü oyuncular takım topa sahip olduğunda ise kanat bekleriyle beraber hızlı bir şekilde hücum oyuncularına dönüşüveriyorlar. Chielli’nin de sürpriz çıkışlarıyla beraber sekizli hat bu sefer rakip ceza sahasında kuruluyor. Rakip savunmayı sıklıkla merkezden delme girişimlerinde başarı yakalaması ise içeriye soktuğu iki forvetin yanında başta Vidal olmak üzere orta sahaların savunma dengesini bozacak şekilde içeriye girmeleri. Çizgiye inildiğinde hali hazırda ceza sahası içinde etkili iki santrforun yanı sıra Vidal ve Marchisio gibi oyuncular da içeride tehlike bölgesinde yer alarak savunulması güç bir şekilde hücum ediyorlar.
Juventus’un özellikle sezon başında kullandığı etkili silahı ise mesafe tanımaksızın atılan isabetli yüksek toplar. BayernMünchen ve Arsenal gibi orta saha oyuncuların fazlalığıyla dikkat çekip oyunu önde kuran takımlardan olan Juventus’undiğerlerinden ayıran en önemli farkı yüksek top kullanımı olduğunu söyleyebiliriz. Vidal ve Pogba’nın koruyuculuğu altında Pirlo’nun ön alana doğru isabet oranı yüksek havadan attığı uzun toplarbu sezon siyah beyazlıların en etkili hücum silahı da oldu.Bazen bunu Bonucci ve Barzagli’nin önüne çıkarak Chiellini’nin de bazı bazı Bonucci’ninde muazzam bir şekilde başardığına şahit olursunuz. Özellikle sezon başı çok iyi işleyen bu yapı zamanla Juventus’un tek silahı haline gelince Conte’nin takımı tökezlemeye başladı. Hücumu besleyen bu yüksek toplar aynı zamanda pres gücü yüksek orta sahaları kolay bir şekilde geçmenin de en etkili yolu. Enerjiden tasarruf olduğu gibi savunmanın düzensiz, beklerin ileride yakalanmasının da önüne geçiyor. Nihayetinde geriden çıkarken topu kaptırma ihtimali bir hayli azalıyor.BayernMünchenyeni teknik direktörüyle normal koşullarda yüksek top kullanmazdı ancak Borussia Dortmund karşısında Guardiola kariyerinin ilk ve tek uzun top kullanma stratejini geliştirdi zira Dortmund ‘un etkili orta saha presi içerisinde kaybedilen topların geriye atak olarak dönüşümünün önüne başka türlü geçemezdi. Çıkışlarda kaptırılan toplar savunmayı dengesiz yakalıyor ve Juventus’un uzun top kullanımı sonucu böyle bir problemi de olmuyor. Aynı zamanda Conte’nin 3-5-2’sinin temposu yüksek takımlara karşı kendisini koruma yöntemi olarak da değerlendirebilirsiniz.Nihayetinde oyunu önde kuran ve iki santrforun yanı sıra iki kanat beki ve iki orta sahasıyla da hücumu kalabalık bir şekilde gerçekleştiren Juventus oyunu bu şekilde ön alana da hapsetmiş oluyor. Top o bölgeye ulaştığında atak sonlanmadan çıkması mümkün olmuyor. Başka türlü bir takım dönen toplardan, ribauntlardan ve karambollerden bu kadar çok beslenebilir mi?İtalyan analistlerin “Juventus ön alanda topu bilerek kaybediyor” ironik yaklaşımı da buradan geliyor. Bazıları der ki makine gibi şut çeken Juventus’un asıl planı kaleciden dönen toplardır. Mümkün.
RobertoMancinideplasmanda oynadığı Juventus maçında rakibin uzun ve yüksek paslarına karşılık orta sahada baskı yapmak yerine geride iki savunma bloğu kurarak topu karşılayacak olan forvetlerin hareket alanını daraltarak etkisizleştirme yolunu seçti. Doğru bir strateji olduğunun altını çizelim. Üstelik bunu sadece Galatasaray değil Torino ve Verona da gerçekleştirdi. Pirlo’nun deplasmandaki Galatasaray maçında ayağa isabet kanat beki Asamoah’yahavadan gönderdiği uzun pasları ise pozisyon doğurmadı. Sonuçta Juventus ceza sahası önünde pozisyon üretse de tehlikeli olarak addedilecekler oldukça azdı. Buna karşılık merkezde forvetlerin hareket alanı kısıtlandığı ve top aldırılmadığı vakitJuventus hücumda sadece kenar ortalarıyla etkili olduğunu söyleyebiliriz. Galatasaray maçında FabioQuagliarella’nın, Verona maçında Llorente’nin golleri ve Chievo maçında Bernardini’nin kendi kalesine attığı gol bu tarz savunmayı ne şekilde aştığını gösteren örnekler. Olur da Galatasaray ilk golü bulursa Juve’ye karşı Mancini orta sahada basmak yerine takımı yine geriye çekerek ön alandaki forvetlere alan bırakmayacağını düşünüyorum. Üçlü savunma ve Gökhan Zan tercihi de Juve’nin kenar ortalarına karşılık deplasmanda gözden kaçırdığı yeni önlemi olabilir.
Her takım kaleye şut çeker ama hiçbirisi Juventus kadar sıklıkta bunu gerçekleştirmez. İtalya liginin en fazla şut çeken takımı Juventus olması şaşırtıcı değil. Maç başına 18.9 şut ile bu konuda Serie A’nın zirvesinde. Belki kendi liginde aslan kesiliyor diyeceksiniz ama aynı zamanda Şampiyonlar Ligi’ninbu sezon oynanan grup maçlarının da maç başına 32 takım arasında en fazla şut çeken takımı yine Juventus. Ronaldo ve Bale’li kadrosuyla Real Madrid’i daha toplamda az bir farkla da olsa geçti.Üstelik Devler Arena’sında kendi yerel liginde olduğundan daha fazla sayıyla zirvede yer aldı: maç başına 22 şut!2-1 kaybettiği Real Madrid deplasmanında kaleye 24 şut gönderenJuventus rakibi Real Madrid’den 7 şut daha fazla çekti. Üstelik Real Madrid o müsabaka içerisinde çektiği 17 şutun sadece 4’ünde isabet sağlarken Juventus yüzde 50 hedefi tutturma oranını yakalıyor ve Casillas’ı kahramanlaştıran 12 şut çerçeveyi buluyordu. Özellikle maç başına ortalama 4 kez kaleyi yoklayan Tevez ise istatistikleri bu seviyeye getiren oyuncu. Ceza sahası ön çizgisi içerisinde kıvraklığıyla kendisine şut çekecek alanı yaratan Arjantinli oyuncu Juventus’un içeriyeajanı Vidal’ı forvet kılığında sızdıramadığı anlardaki en büyük kozu. Ki aslında Juvehücumları merkez delici olarak çalışır. Olağan bir sonuç değil midir? Ceza sahası önüne iki santrforun yanına iki de golcü merkez orta saha gelince hangi birisini tutacaksınız? Stoperler Tevez ve Llorente’ye odaklanırken Vidal aradan kaçarsa sonucu bellidir. Olur da her şeyi düzgün yaparsa bir takım Pogba devreye giriyor. Nedendir bilinmez Juventus’un özellikle Pirlo’suz maçlarda hücumda kısırlık yaşadığı ya da zorluk derecesi yüksek maçlarda devreye hep Pogba girmiştir. Torino ve Parma maçlarının tek golü de Pirlo yerine oynayan Pogba’dan geldi.
Pirlo’suz JuventusAndreaPirlo’nun yokluğunda bu sezon Torino, Parma ve maçın başında sakatlandığı Udinese maçlarını Juventus aynı skorla maçı kazandı: 1-0! Sadece Bologna maçının son dakikasında Chiellini bu istatistiği bozarak ikinci golü atmayı başardı. Conte yönetimine Pirlo’suz çıkılan toplamda 9 maçın 6’sını kazanıp 3’ünde berabere kalan Juventus yenilgi yüzü dahi görmedi. Pirlo olmadan Juventus daha iyi savunma yapıyor ve fakat hücumlarının etkisinin azaldığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Nihayetinde 34 yaşında savunma gücü düşük Pirlo yerine daha dinamik ve mücadele gücü yüksek diğer bir oyuncu oyuna dâhil oluyor. Galatasaray açısından bu durum aslında koşullara göre avantaj ya da dezavantaj olabilir. Eğer ilk golü Arena’da sarı kırmızılı ekip bulursa Juventus pozisyon üretme konusunda Pirlo’nun yokluğunu hissedecektir. Her ne kadar geride oyun kurucu orta saha rolüne sahip olsa da ileride oluşturulan karambollerin dönüşlerinde rakip takımın dağılmış düzenindeki açığı en iyi Pirlo’nun yakaladığının altını çizelim. Rakip yarı sahada başarısızlıkla sonuçlanan ilk atağın sonrasında kapılan her top Pogba ve Vidal’ınarkasına sakladığı demarke vaziyette Pirlo ile buluşturulurdu. Orkestra şefinin en iyi yaptığı şey topu kaybeden rakibin düzeninin de bozulmuş olmasından faydalanarak boşlukları keşfetmek. Bu aynı zamanda Juventus’un en önemli hücum silahlarından birisidir. Yapılan ilk hücum başarısızlıkla sonuçlanmış olsa da ön alandaki kalabalığın avantajıyla sıklıkla topa yeniden sahip olması Juve’nin gizli gücüdür. Öte yandan asıl soru savunma önü oyuncusu olarak Galatasaray karşısında Conte’nin kimi oynatacağı? Geçmiş maçların tecrübesinde bu ismin Pogba olacağını söyleyebiliriz. Antonio Conte maç öncesi yaptığı değerlendirmede Pogba’nınen verimli olduğu alanın iç oyuncusu olduğunun altını çizerken gerekirse bu bölgede de oynayabileceğini belirtti. Tahminim Pogba’nın savunma önünde oynayacağı lakin Pirlo sonrası orta sahalar içerisinde pas isabet oranı en yüksek olan Marchisio tercihi olursa da sürpriz olmaz. Öte yandan geçtiğimiz günlerde stoper olarak da oynayan Vidalsadece bu bölgeye değil sahanın her yerine aday bir oyuncu olduğunu da biliyoruz. Lakin Vidal ve Marchisio’nun ön alandaki etkinliği nedeniyle ofansa daha yakın durarak öndeki ikiliyi oluşturacağı bekleniyor. Nihayetinde sıklıkla bu bölgede başarılı maçlar çıkarmış Pogba akla gelen ilk isim.
Geçtiğimiz sezon Juventus Şampiyonlar Ligi’nde ikinci turu gol yemeden geçerken yenilgi yüzü görmemişti çeyrek finalde Bayern München’in rakibi olduğunda. Bugüne benzetmek gibi olmasın 5 maçtır da gol yememişti üstelik Şampiyonlar Ligi’nde. Conte burada Ribery ve Robben gibi etkili kenar oyuncularına rağmen sistemini bozmadı ve her iki maçta da iki gol yiyerek rakip ağları bir kez olsun sarsamadan Şampiyonlar Ligi’ne veda etti. Özellikle bu iki doksan dakika içerisinde 3-5-2’nin zaaflarını derinden yaşadı Conte’ninJuventus’u. Beklerin boşalttığı alana başta Ribery ve Robben olmak üzere sürekli dalış yapan Bayernliler sistemi çözmüştü. Grup maçlarında benzer bir tehlike Real Madrid karşısında onu bekliyordu. Ronaldo ve Bale kenarlarına nasıl bir önlem alabilirdi? Yaklaşık bir buçuk yıldır 3-5-2’sini bozmayan AntonioConte Madrid’in hızlı kenar forvetlerine karşılık ilk defa sistemini değiştirdi ve deplasmandaki Madrid maçına 4-3-3 ile çıktı. Maç sonrası açıklamasında ise “kenar oyuncuların kontralarına karşı buna mecburduk” diyecekti. Belki maçı biraz da Chiellini’ninkırmızı kartı nedeniyle kaybetti ama rakibinden daha iyi bir oyun ortaya koydu. Bunu maçın kahramanı galibiyete rağmen Cassilas olmasından da anlayabiliriz. Kaybettiği bu maçın içerisinde kaleyi bulan şutlarda Juventus 12’ye 4 Ancelotti’nin takımına yine üstünlük kurmuştu. En son ligde gol yediği ve kaybettiği Fiorentina’nınbaşta Cuadrado gibi iki etkili kenar oyuncusu olduğunun da altını çizelim her ne kadar maçın belirleyici olan ayrıntısı Rossi’nin muazzam performansı olsa da. Conte’nin korkusu Fiorentina’nın attığı son golün organizasyonudur. Evinde oynadığı Real Madrid maçına da 4-3-3 ile çıkan Conte geçtiğimiz yıl Avrupa’da yenildiği tek takım olan BayernMünchen’den aldığı dersi unutmamıştı. İtalyan futbolunu oldukça yakından takip eden RobertoMancini ise bu açığın farkında olarak Bruma’nın tersine ilk etapta Aydın Yılmaz’ı denemesinin nedeni de burada yatıyor. Onun ihtiyacı olan Conte’nin 3-5-2’sini zora sokacağını düşündüğü hızlı iki kenar oyuncusu olmuştu.Bruma’nın yanı sıra Aydın yerine Amrabat’ta karar kılan Mancini hızlı iki kenar oyuncusu ile Conte’ninJuventus’una karşı fark yaratacak kurguya sahipti belki ama oyuncuların yeterli seviyede olmaması, Bruma’nın pozisyon bilgisinin yeterli seviyede olmayışı, Amrabat’ınyokları oynamasının yanı sıra yaptırdığı penaltı gibi sorunlar onu belki de galibiyetten etti.Düşünce doğruydu, uygulamada oyuncu tercihi hatalıydı. Avrupa’nın pek çok takımının 3-5-2’yi kullanmamasının temeli de kanat beklerinin hücumdan savunmaya ya da savunmadan hücuma geçişlerde yaşadığı sorun. Salı akşamı Juventus’un kanat beklerinin önceliği savunma olacaktır lakin Galatasaray ilk golü bulduğu andan itibaren geriden kenarları besleyecek ortamı Mancini yine kenar oyuncularıyla bulmak isteyeceğini düşünüyorum.
3-5-2’sini Real Madrid’e karşı bozan Conte bu önemli maçta sistem değişikliğine gideceğini düşünmüyorum zira Galatasaray’ın etkili ve formda kenar oyuncusu bulunmuyor. AslındaJuventus karşılaşmalarıBruma’nın maçları olması gerekirken henüz oyun zekâsının yeterli seviyede gelişim göstermediği için bu maç içerisinde ilk 11’de olacağını dahi düşünmüyorum. Ancak öne geçtikleri zamanda üzerine gelecek olan Juventus’a karşı ilk silahı Mancini’ninBruma olacaktır. Eğer Sneijder hazırsaDrogba’nın yanına ikinci forvet olarak yerleştirilebilir. Bunun da nedeni Juventus’un üç stoperinin hava hâkimiyetinin muazzam olması. Juventussavunmasının kenar ortalarıyla delinmesi oldukça güç ve fakat Avrupa Şampiyonası’nda Chiellini’nin beklenenin aksine hata yaptığı gibi burada da şans Galatasaray’ın yanında olabilir. Lakin maç öncesi kurgu daha çok merkezden zorlayarak sezon başında sık sık yaptıkları gibi rakibi bireysel hataya zorlamak. Burada hızlı ve hareketli oyun konusunda hüner sahibi Sneijder’in Burak’ın yerine oynaması beklenebilir. Bruma ve Burak daha çok Galatasaray’ın atacağı bir gol sonrası oyuna sokacağı oyuncular arasında yer alabilir. Sneijder’in hazır olduğunda orta sahaya yerleştirilemeyeceğinin bir başka nedeni ise Juventus’un bu sezon en iyisi olan ArturoVidal. Attığı goller bir yana ecnebilerin “tackling” dediği rakipten top çalmayı olabilecek en iyi şekilde gerçekleştiren sahanın her yerinde oynayan Şilili oyuncuiç sahadaki Real Madrid maçındaki “tackling”sayısı Modric, Khedira ve Alanso’nun toplamından bir fazlaydı. Nihayetinde üçlü savunmanın beşli orta sahanın zorunluluğu deplasmandakiJuventus maçının aksine oyunun hâkimiyetini eline almak zorunda kalan Galatasaray’ın orta sahada Vidal-Pogba-Marchisio üçlüsüne Selçuk-Melo ve Emre(Yekta) ile üstünlük kurma mecburiyetidir.Galatasaray iç sahada 9 maçtır İtalyanlara yenilmediği gibi bu maçların 6’sını da kazandı. Eğer üçlü savunma ile Mancini çıkarsa geriye kalan tek sorun ilk golü Galatasaray’ın atması olacaktır. Taraftar baskısı ile sonuca gitmesi sürpriz bile sayılmayacaktır belki ama son dönem Galatasaray’ın Elazığ maçı hariç güven vermeyen savunması önündeki tek engel.