02.10.2014 - 06:26 | Son Güncellenme:
Kurban keseceğimGELELİM maskaraya...SNEIJDER’DEN Pirlo yaratmaya kalktı, dağlara taşlara yaptı. Son maçın en iyisi Olcan’ı kulübeye çekip G.Saray’ı sabote etti. Tarık’ı, Bruma’yı, Umut’u oynatmayıp Pandev’e sarıldı ve G.Saray’a ihanet etti. Bu Prandelli teknik adamsa ben de kasabım. Ve Aysal’la Prandelli bu ülkeden gittiğinde söz veriyorum 1 değil 2 kurban keseceğim. Hepsini de hayır kurumlarına bağışlayacağım. Yetmezse LÖSEV, ALS Derneği’ne de bağış yapacağım. BUNLARI yazmaya başlarken skor 4-0 olmuştu.SELÇUK İnan efendi yorgunmuş, oynamak istememiş. Doğruysa bir zahmet senelik aldığı 10 milyon lirayı da iade etsin lütfen. Parayı sayarken yorulur sonra! Çünkü o aldığı para G.Saray seyircisinin cebinden çıkan para.MELO’NUN da dün bombasını Welbeck patlattı. 5 maçta 1 gol atan Welbeck, Melo ile Chedjou sayesinde dün gecenin kralı oldu. Aslında Melo 34. dakikada atılmalıydı.NEYSE Ünal Aysal ve Prandelli ikilisi Batı’ya açılan pencere G.Saray’ı el ele bitirdiler. Şimdi gidip kına yaksınlar.Vatan
Mor salkımın taneleri (Mustafa Anıklı)Fikir kimden çıktı bilmem ama, Galatasaray’ın “mor” forma tercihi, geleceğini gören bir müneccimin eseri olarak tarihte yerini alacak, kuşaklar boyunca “Bak oğlum...” diye başlayan sözlerle bu formalar gösterilecektir. Galatasaray, bu mor formayı bir daha ne zaman giyer ya da giyer mi; bilemem. Ama bir an önce bunlardan Londra’daki mağazalara göndermeli! Eminim, Arsenal taraftarı hatıra olarak saklayacaktır.İlk yarıdaki üçlü savunma, güçlü Arsenal karşısında morfin yutmuş gibiydi. Welbeck, “morina balığı” görünümündeki Chedjou önünde o kadar rahattı ki, Melo zaten onun için etkisiz elemandı. Brezilyalı Welbeck’i değil Galatasaraylıları rahatsız etti, ilk 45 dakikalık bölümde...Zaten Mesut ile başlayıp, Alexis Sanchez ile golle sonuçlanan üçüncü gol, Galatasaray’ın moratoryum ilan etmesiydi. Maçın sonunu bile bekleyemedi.İlk yarıyı kapamadan Prandelli’nin kulağını çınlatmadan olmazdı. Üçlü, pardon beşli savunma ne akla hizmetti acaba... “Sivas atamadı, Arsenal de gol bulamaz” düşüncesiyle mi sahaya çıkmışlardı, yoksa çok adamla çok iş başarma gayretkeşliği mi bilinmez...İtalyan’ın kulakları çok çınlamış olacak ki, ikinci devre “Aklın yolu bir” dedi ve Hamit ile birlikte dörtlü savunmaya döndü. Bu çare oldu mu? Ne çaresi; defans yine biçareydi. Araya atılan topu Welbeck, dördüncü gol olarak tabelaya yazdırırken, Galatasaray pes etmedi. Daha doğrusu uyuyan aslanı kaleci Szczesny uyandırdı.Penaltı ve ardından gelen kırmızı kart, Galatasaray’a hem gol, hem de kimlik kazandırdı. Ama sahte bir kimlik... 10 kişi kalmış rakibi karşısında efelenen Cim-Bom’a, İngilizler “Oğlum bak git!” diyordu.Sneijder’da da bir kimlik sorunu vardı aslında... İlk 45’te, “Benim burada ne işim var” diyen ve savunmanın önünde çırpınan bir Hollandalı, ikinci yarıda özünü buldu ama bu kez durdu.Umut’un katılımı, Bruma’nın yıpratıcılığı ve Hamit’in her geçen dakika kendini bulması, Galatasaray’ın ayağa kalkmasını sağladı. Ama aranan gollere bir türlü ulaşılamadı. Bu bölüm, sadece Galatasaray adına buruk bir tat olarak akıllarda kaldı.Belki çok erken; ancak kalite-sonuç değerlendirmesinde Galatasaray’ın Anderlecht ile UEFA Avrupa Ligi mücadelesi vereceğini söylemek de, o mor formayı giydirenin mesleğini elinden alma olmasa gerek!Milliyet
Invenzione (Güntekin Onay)İyi bir G.Saraylı, aynı zamanda G.Saray liseli olan eşimle birlikte izledik maçı Londra’da. 2-0’dan sonra sordu: “Bu savunma kurgusu ile ve önlerinde Sneijder ile G.Saray çok zor anlar yaşar diye az önce konuşuyordunuz. Öyle de oldu. Sizler bunu görüyorsunuz da; nasıl oluyor İtalyan Milli Takımı teknik direktörlüğü yapmış birisi bunu düşünemez?” dedi. Anlam veremiyordu. Cevap veremedim. Çünkü bilemiyor ve göremiyor olamazdı.YENİ İCATLARA NE GEREK VARBELKİ de doğru bildiğimiz veya doğru sandığımız her şey yanlıştır diye sorarım bazen kendi kendime. Çok da faydalıdır... Ancak bu felsefi bir tartışma değil.. Futbol...KARİYERİ boyunca Felipe Melo ve Wesley Sneijder’in oynadıkları ve verimli oldukları pozisyonlar belli. Yani, yeni icatlara ne gerek var? Neden Prandelli böyle deneysel çalışmalar içinde? Veya bunun yeri Şampiyonlar Ligi’nde Arsenal deplasmanı mı? Sivas maçında rakibe 6-7 pozisyon verilmedi mi? Arsenal, Sivas’tan güçlü değil mi?CHELSEA’Yİ DÜŞÜNDÜLER!İLK yarıda skor 3-0 olduktan sonra görüp değiştirmenin ne faydası var? Madalyonun bir de öbür yüzü var.. Ligimizin temposu, hızı ve kalitesi.. Sadece teknik direktör Prandelli’nin dizilişi ve tercihleri değil mesele..İDEAL ilk 11’den tam 5 oyuncusu eksik bir Arsenal senden daha teknik, hızlı ve yetenekli.. Pas, çalım, oyun görüşü taktik anlayış ve hız bakımından bizden kat be kat daha iyiler. Bu da başka bir gerçek.63. dakikada gelen kırmızı kart ve penaltı ise karanlık gecede adeta bir güneş gibi oldu bizim için.. Farklı skoru bulmuş, 10 kişi kalmış ve hafta sonu Chelsea olan ile maçı düşünen Arsenal karşısında baskılıymış gibi gözükmek de yanıltıcı olmamalı.Vatan
Prandelli'nin eseri (Osman Şenher)Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, Fatih Terim ve Mancini’nin ne kadar değerli olduğunu anlayamamış ki bu iki teknik direktörle de yollarını ayırdı. Kala kala koca Galatasaray, yurt dışında ilk defa çalışan Dünya Kupası’nda, İtalya Milli Takımı’nı yerle bir eden Prandelli’ye kaldı.Sivas maçında üçlü defans, Melo stoper, Sneijder onun önünde sonuç Galatasaray 2-1 kazandı ama rakip yüzde yüz 8 gol pozisyonuna girdi. Maçtan sonra bizler kalemimizi elimize aldık, dedik ki Prandelli rakibin Sivas. Aynı sistem aynı taktikle Arsenal’e karşı oynarsan seni orda dümdüz ederler diye yazdık.Maalesef bizlerin gördügünü İtalyan hoca göremiyor. Yazık değil mi Galatasaray’a. Tarık, Olcan alındı. Bruma kaliteli futbolcu. Bu gençler böyle büyük maçlarda oynamayacak da hangi maçlarda oynayacak. Yeni yönetim ne karar alır bilemiyorum, ama bu Prandelli takımın başında kalırsa kulüp futbolcu çöplüğüne döner. İnsan üzülüyor. İki sezondur Şampiyonlar Ligi’nde başarılı olan takım şimdi ne hale geldi!Yönetim zaten yok. Futbolcular özgüvenlerini kaybetmişler. Düşünün bir kere Selçuk gibi bir futbolcu bu kadar büyük bir maçta bırakın yedek kulübesini 18’de yok. Bu zihniyetle Galatasaray bir yere gidemez. Arsenal, İngiltere’nin büyük takımlarından bir tanesi. 7 tane çok önemli futbolcuları sakatlıktan dolayı oynamıyor. Sahaya bakınca bu eksiklikleri bizler göremiyoruz. Demek ki tam kadro çıksa vay başımıza gelenler diyeceğiz, tarihi bir hezimet olacak.Bizim futbolcumuz günlük yaşıyor. Yöneticilerimiz Avrupa’nın futbol kalitesine ayak uyduramıyor. Oradaki standartları Türkiye’ye getiremiyorlar. Bu yüzden 100 milyonlarca euro sokağa atılıyor. Uluslararası bir başarımız yok denecek kadar az. Allah rızası için üç yılda Galatasaray’a gelen futbolcu sayısı 50’nin üzerinde sokağa atılan para 100 milyon dolardan fazla.Sahaya bakıyorsun ne doğru düzgün bir takım var ne de doğru dürüst bir hoca. Bu kadar paralar bunun için mi harcanıyor? Herkes şapkasını önüne koyacak. Eleştirilere açık olacak. Şu an takım başarısız. Prandelli ile hiçbir hedefe varılamaz. Ne Süper Lig’de ne de Şampiyonlar Ligi’nde başarılı olması mümkün değil. Bir kere daha söylüyorum. Prandelli ne kadar çabuk gönderilirse o kadar iyi olur. Gelecek olan hoca belki bu seneyi kurtarabilir. Yoksa bu sezon hüsran olur.Milliyet
Kâbus hafif kaçar (Ruşen Çakır)Sahamızda 1-1 biten Anderlecht maçından sonra şöyle yazmıştım: "Bu sezon Spor Toto Süper Lig çok tatsız. G.Saray daha da tatsız. Bir umudumuz Şampiyonlar Ligi kalmıştı, ama sorunun yabancı sınırlaması filan olmadığını dün çok net olarak gördük. Aramızda sık sık 'İyi ki Arsenal ya da Dortmund değildi rakip' dedik. Bu iki takımla yapacağımız maçların birer kabus olacağı aşikâr."DÜNKÜ Arsenal maçı için "kâbus" tanımı herhalde hafif kaçar. Açıkçası hangi kelime dünkü hezimeti karşılar, bilmiyorum. Bildiğim şu: Maçı epey kalabalık bir mekanda izledim ve skor 2-0 olduktan sonra hiçbir G.Saraylı’nın suratında bu maçı çevirebileceğimize dair bir umut ışığı görmedim. Ne var ki 60. dakikada kalecinin kırmızı kart görmesi ve Burak'ın penaltıyı gole çevirmesiyle en azından farkı biraz kapatma yolunda bir heyecan yaşadık ve epey gol pozisyonuna da girdik, ama olmadı. Özellikle Sneijder'in şutlarından hiçbirinin gol olmaması açık bir talihsizliktir.ÜNAL AYSAL'DAN RiCAMHIZLA unutmak isteyeceğimiz ama unutmamamızın zor olacağı bir maçtı. Prandelli'nin Selçuk'u kadroya almamasının, Olcan'ı kenarda tutmasının, Melo'yu defansta, Sneijder'i defansa daha yakın, Burak ile Pandev'i birlikte oynatmasının pek bir işe yaramadığını gördük. Hele Hamit varken Veysel ile başlaması ayrı bir olaydı.NEYSE. Bu sezon Süper Lig'ten sonra Şampiyonlar Ligi hayalinin de kısa süreceği ortada. Artık kongreyi ve yeni yönetimin ne yapacağını beklemek dışında fazla bir seçeneğimiz yok. Ama bir tür enkaz devretmek üzere olan Başkan Ünal Aysal'a bir çağrım var: Eğer yazıldığı gibi Belçika'da (veya dünyanın herhangi bir yerinde) bir kulüp alacağınız doğruysa lütfen Prandelli'yi ve bu yılki transferleri+Veysel'i de yanınızda götürün lütfen...Vatan