Neyse... “Bu kadar da olmaz” sınırını ne zaman aşsa, arkasında mutlaka bir “dayısı, amcası, büyüğü” olduğu için cezasız kalarak teşvik edilmiş bir Emre var karşımızda. Hatta formasını giydiği kulüp tarafından korunarak ödüllendirilen bir Emre...Kulüp yetmezse, konjonktüre göre bir güç gelir Emre’nin etrafına koruma kalkanı kuruverir ihtiyaç anında ki, sanıldığı gibi “büyük kulüplerin” bu işe gücü yeterli değildir. Allah’ı var; Emre de gücün ne zaman kimde olduğunu çok iyi bilir ve doğru zamanda oraya yaslanıverir.Yaptığı yanına kar kalanın cüretini arttırma hadisesi...
İkinci şık... Özellikle son olaya “damardan Fenerbahçeli” olduğu için girişmesi ihtimali.Evet... Komplo teorisi ama sonuçlara bakarsanız delil sayılacak dayanakları var bu teorinin. Fenerbahçe’nin Türkiye Kupası’nı alamazsa perişan olacağı bir süreçte, Başakşehir karşısında dörtte bir bile şansı olmadığına futboldan anlayan herkes adı gibi eminken Başakşehir’in kavga çıkarıp kaleyi boşatması, güçten düşmesi ve bunun Emre Belözoğlu tetiklemesiyle başlaması nasıl izah edilebilir başka?(Bu arada birinci şıkka da bir gönderme var! Başakşehir yönetimi sözümona cezalandırıyor gazetecilere saldıran futbolcularını; ilk ateşi yakan Emre, yine korumada.)Bitmedi... Fenerbahçe’nin zor güç attığı iki golden biri de biçmek için Ozan’ın peşine düşen Emre’nin yaptığı faul sonucunda... Üç metre önden mi kullanıldı, beş metre mi tartışması, Emre’nin kasten yaptığı faulle Fenerbahçe’ye çok iyi bir fırsat hazırladığını unutturabilir mi?Bu durumda, Fenerbahçe rövanşı geçip Kupa’ya uzanırsa, kendi futbolcularından önce Emre’ye minnettar kalmalıdır. O zaman “takımı çökert, pozisyonu yarat” sonucu düşmez mi şüpheci bir akla.(Başka futbolcu sadece yarısını yapsa komplo teorilerinin kralını üretecek akıllara yerleşen durgunluğun sebebi de “birinci şık” değil midir?)
Harika çocuk olarak başladığı ve harika futboluyla tamamlamak üzere olduğu kariyerinden sonra, ne yazık ki “agresif futbolcu örneği” olarak anılacak Emre Belözoğlu zekasında bir futbolcunun, bir yandan büyük bir sermayedarın yüzlerce işçi çalıştırarak elde edeceği servet kazanırken bir yandan lümpen tavırlar içinde olmasını ve bunu futbol alemine dayatmasını “sinirli adam” tespitiyle izah etmek çok zor.Hatta imkansız gibi. Doktoru var, ilacı var öyle olsa...Bu işin altında başka şeyler olmalı.