28.07.2016 - 07:56 | Son Güncellenme:
Yeter artık!. Birilerinin UEFA Hakem Kurulu Başkanı Pierluigi Collina’ya F.Bahçe’yi ve Türkiye’yi hatırlatması lazım. Bir İvan Bebek rezaleti yaşandı ama zarar gören Fenerbahçe oldu. Bebek yerli yerinde duruyor. Şimdi de İspanyol Jesus Gil Manzano... Rüştünü henüz ispat etmemiş, çok alt düzey maçlar yöneten hakeme Şampiyonlar Ligi gibi üst düzey bir organizasyonda çok önemli bir maç veriyorsunuz. Peki, bundan yarar gören kim? Monaco... Zarar gören kim? Her zamanki gibi Fenerbahçe... İlk devrede Fenerbahçe’nin attığı ve sayılmayan buz gibi golü hakem hangi gerekçe ile iptal etmiş bunu Fenerbahçe yönetimi mutlaka öğrensin, Collina’ya sorsun, hatta Roberto Rosetti’ye sorsun. Biz de bilelim, futbol kamuoyu de öğrensin. Fenerbahçe’nin yediği gol, yüzde bir trilyon ofsayt. Peki, buna ne diyecek Mr. Collina? Fenerbahçe, Avrupa arenasında sevilmiyor. Braga ve Monaco maçları bunu net bir şekilde ortaya koyuyor. Hakem ekibi, orta sahada yapılan faullerde kurala göre uygun kararlar verdi, kartlarda da aynı şekilde... Ancak tehlikeli alanlarda yani ceza sahasında iken özellikle Fenerbahçe lehine çıkabilecek kararlarda çok seçici davranıldı. Örnek mi? Salih’in pozisyonu pekâlâ penaltı olabilirdi. Tam anlamıyla penaltı demiyorum ama hakem verse tıpkı iptal ettiği gol gibi bu kez Monacolular ‘penaltı değil’ itirazında bulunurlardı. Hakemin yönetimindeki maç yorumu, ‘ev sahibini kollamayayım, misafir takımın burada cesur oynamasını sağlayayım’ havası içerisindeydi. Ne demek istediğimi anlayan anlar. Zaten literatüre geçmiş çok güzel bir söz var: “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur.” Fenerbahçe 2-1 galip geldi. Bu rövanş için yeterli mi? Bence evet. Ama bir şartla. Tarafsız, dürüst, kariyerli ve de son Avrupa Şampiyonası’na katılmış; yarı final ya da final yönetmiş hakem şartıyla. Dandik bir hakem verilirse F.Bahçe’nin işi zor.
Salih Uçan farkı - Mehmet Demirkol (Fanatik)İtalya’da sertleşmiş, oyun devamlılığı sağlamış, pozisyon bilgisi ve defansif katkısı gelişmiş, hem de oynamadığı 2 senenin sonunda... Ersun Yanal’ın ondan istediği de buydu. Sırtındaki 48 numaralı forma, memleketini anlatıyor ama Salih Uçan’ın aslında hak ettiği 10 numara.Salih’le başlamak lazım... Kendi kariyeri açısından İtalya yerine İspanya’ya gitse belki şu anda bambaşka bir seviyede, bambaşka bir noktada olacaktı. Belki Milli Takım’ın 10 numarası olacak, İspanya’nın ya da İngiltere’nin önemli takımlarından birinde forma giyecekti.Çünkü oyun yapısına, futbol karakterine çok daha uygun bir yerdi La Liga. Kendi kariyeri açısından verdiği bu hatalı karar, Fenerbahçe açısından büyük bir kazanç oldu. İtalya’da sertleşmiş, oyun devamlılığı sağlamış, pozisyon bilgisi ve defansif katkısı gelişmiş, hem de oynamadğı 2 senenin sonunda... Ersun Yanal’ın ondan istediği de buydu. Sırtındaki 48 numaralı forma, memleketini anlatıyor ama aslında hak ettiği 10 numara. Golcüler dikkatli olursa...Fenerbahçe zannediyorum aradığını 2 yıl önce kaybettiği oyuncuda buldu. Pereira’nın yeni 3-5-2 planı, aslında Zico’dan beri süregelen geleneğin devamı. 2 hücumcu bek, savunmanın ortasına giren bir çapa ile diziliş rakamı farklı olsa da oyununu mentalitesinde büyük bir değişiklik yok. Değişiklik; Alves’ten sonra sınıf yükselten Skrtel... Ayrıca Gökhan’ın hiç yapamadığı ortaları yapan onun ilk sezonunu hatırlatan Van der Wiel.Salih’in hücumu hareketlendirmesiyle rakip savunmaların statik blokları, artık muhtemelen yeterli olmayacak. Fenerbahçe, hücumda daha hareketli bir takım ancak attığı 2 gole rağmen sürekli ofsaytta kalan Emenike, bu potansiyel hücum zenginliğini düşürüyor. Fernandao’yla birlikte biraz daha dikkatli olurlarsa bu sene Salih’i asist kralı yapabilirler. Fener’e garanti kaleci şartFenerbahçe, dün sahaya kağıt üzerinde de olsa yeni bir diziliş ve geçen sene ilk 11’de oynayan sadece 21 oyuncuyla çıktı. Bu belirgin bir oyun hamlığı ortaya çıkardı ama plana geçer not vermemek için hiçbir sebep yok.Neredeyse yarım pozisyon vermeden yenilen gol tamamen Ertuğrul’un heyecanıyla alakalı. Bütün kaleci antrenörlerinin sitayişle bahsettiği bu genç yetenek maalesef istenilen seviyede değil. Gelişir mi bilmiyorum ama Fenerbahçe an itibariyle bir garanti kaleci bulmak zorunda gibi... Volkan sağlam olarak yüzde 100 geri dönse de. Beklediğimden çok daha iyi bir Sarı-Lacivertli bir ekip buldum...
Fenerbahçe önde iken Emenike’nin yapabilecekleri sınırsız. Boşluk bulduğunda tutabilene aşk olsun. Tam iş yapacağı dakikalarda sahadan alındı. Üçüncü gol işi burada bitirebilirdi.Fenerbahçe’nin yediği gol ikram değil. Ziyafet. Zira deplasmanda atılan golün avantajı var. Pozisyon vermeden gol yemek, bizim takımlarımızın hastalığı. İster üçlü oynayalım ister dörtlü. Fark etmiyor! Oysa ikinci yarıya önde başlamak büyük avantaj olacaktı. Salih’e füze atsan stop eder. Ah birde son vuruşları yapabilse... Rakip defansa takılmasa o son paslar. Ama geliştirmiş kendisini... Basit oynamanın büyüsünü fark etmiş. Bu sezona adını yazdıracak. Zamana ihtiyaç yokFenerbahçe defansının zamana ihtiyacı yok. Gelişmiş kademeleri, yerinde müdahaleleri ve birbirlerini tamamlayan oyun anlayışları ile rakibe pozisyon vermiyorlar. Kanatlar için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Van der Wiel defansta nispeten başarılı. Hasan Ali için aynı şeyleri söylemek mümkün değil. Ters kademelerde gecikiyor. 3-5-2 de kanat oyuncularının yükü ağırdır. Ofansif katkı yetmez. Defansı da aksatmamak lazım. Orta sahasından destek almazsa Hasan Ali bu mevkide çok zorlanacak. Oyundan alınması garipEmenike’nin dönüşü muhteşem. Defans arkasına atılan paslarda deparını ve gücünü, Fernandao’nun indirdiği toplarda ise süratini kullanıyor. Oyundan alınması çok garip. Fenerbahçe önde iken Emenike’nin yapabilecekleri sınırsız. Boşluk bulduğunda tutabilene aşk olsun. Tam iş yapacağı dakikalarda sahadan alındı. Üçüncü gol işi burada bitirebilirdi. Tribün desteği güç katarFenerbahçe geçmiş sezondan çok farklı. Hava hakimiyeti Sarı Kanarya’ya bu sezon büyük avantaj sağlayacak. Duran toplarda daha iyisini yapabilecekleri kuşkusuz. Salih’in Emenike ile uyumu bariz dikkat çekiyor. Ozan, Salih’in varlığından pozitif etkilenmiş. Yanında abileri değil yaşıtı var. Ayakları yere daha sağlam basıyor. Biraz tribün desteği ile daha iyi şeyler yapacak. Fenerbahçe’nin önü açık..
Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turu ilk maçında sadece Monaco'yu değil aynı zamanda hakem Jesus Gil Manzano'yu da yendi.İspanyol, ilk yarıda sarı-lacivertlilerde son olarak Fernandao'nun dokunduğu topta nizami golü vermedi. O pozisyonda De Sanctis'e herhangi bir müdahale yok. İtalyan file bekçisi kendi takım arkadaşının üzerine düşmesiyle sakatlandı. Manzano'nun marifeti bununla da bitmedi.Monaco'nun beraberlik golünde Radamel Falcao'nun ofsaytta olduğunu hepimiz gördük. Dolayısıyla Sarı Kanaryalar, çok önemli bir galibiyet elde etti ve tur şansını gelecek haftaki rövanşa taşıdı. Emmanuel Emenike, bir futbolcunun ne kadar profesyonel olabileceğini gösterdi. Geçen sezon önce Al Ain ardından West Ham United'a adeta istenmeyen adam olarak kiralık verildi. Ancak Emenike iki golle hem moral buldu hem de uzun süredir arasının açık olduğu Fenerbahçe taraftarıyla barıştı. Robin van Persie şu anda eski CV'sinin ekmeğini yerken, Nijeryalı oyuncu formayı Hollandalı'dan söke söke alacağını gösterdi. Kulüplerimizi transferde genelde eleştiriyoruz.Ancak Gregory Van Der Wiel'i takıma kazandıran Fenerbahçeli yöneticileri kutlamak lâzım. Hollandalı sağ kanatta Monaco'yu adeta çökertti. Yaptığı asistle arkadaşlarına ne kadar çabuk uyum sağladığını da gösterdi. Keza savunmada sakatlanma pahasına mutlak gollük bir pozisyonda topu kesen Skrtel de sarı-lacivertlilerin savunmada bu sezon sigortası olacağının teminatını verdi.Hakem Manzano yüzünden belki de 3 farklı bir galibiyetten olan Fenerbahçe'nin gelecek hafta play-off turunu getirecek sonucu alacağına yürekten inanıyorum.
Vallahi bravo! Şampiyonlar Ligi ön elemeleri gibi netameli bir süreçte Fenerbahçe her türlü tersliğe ve talihsizliğe rağmen hem maçı kazandı, hem de turun kapısını araladı.. Peki bu skor yeter mi ? Rövanşta 1 gol atarsa yetebilir. Yetmezse, dünkü ilk yarım saatte Emenike’nin, Salih Uçan’ın kaçırdıklarını anımsamalı!Tartışmalı skoru bir yana bırakıp yenilenmiş Fenerbahçe’ye bakarsak:Pereira’nın 3-5-2’si hiç de sırıtmadı dün... Kjaer, Skrtel ve Neustadter ilk kez bir arada oynadıkları resmi bir maçta yine de sağlamdılar. Falcao’nun attığı golde savunmanın değil, Ertuğrul’un hatası talihsizliği söz konusuydu.Yenilenmiş Fenerbahçe’de cezalılar ve sakatlardan sonra eldekilerle oluşturulan kadro, yine de uyumluydu. Salih Uçan’ın yumuşak, çabuk ve akıllı oyununu çok beğendim. Fizik olarak biraz daha güçlenirse çok iş yapacak. Ozan Tufan’a da baktım.. Avrupa Şampiyonası’nda kafayı yenilemiş. Hem savunma, hem de ofans anlamında iyi iş yaptı. De Souza bence emanetçi... Alper ve Mehmet Topal döndüğünde kulübede oturur gibi duruyor. Çift santrforlu bir sisteme dönüş de akıllı bir seçim. Ancak Fernandao ve Emenike yan yana oynar mı? Robin van Persie ve Aatıf’ın da katılacağı forma rekabetinde ortaya nasıl bir tablo çıkar, bilmiyoruz. Van der Wiel, Hasan Ali ya da Şener sisteme uyacak gibi görünüyor.Bu iyimserliğin nedenini de açıklamalıyım: Nani gibi hepimizi hayran bırakan bir Euro 2016 performansı Fenerbahçe’den ayrldı. Caner Erkin gurbete uçtu... Volkan cezalı, kaleci Volkan tedavide... Mehmet Topal, Alper de cezalı... Teknik direktör Pereira sezonu kulübe dışında açıyor. Her şeyin ötesinde Şampiyonlar Ligi ön eleme maçları yılın en ters zamanında oynanıyor... Bu etabı atlatıp lige ve Avrupa’ya hazır olmak o kadar kolay değil.Monaco da İstanbul’a eksikli geldi. Atletico Madrid’de hayranlıkla seyrettiğimiz Radamel Falcao eski gücünü ve etkinliğini kaybetmiş. Attığı gol sadece şanstı!Elbette gecenin kahramanı Emenike! Dün attığı iki golden fazlasını kaçırdı. Ama hırsı, enerjisi ve kararlılığıyla formayı bırakmaya hiç de niyeti yok gibi. Haydi “hoşdöndün” Nijeryalı!
Fenerbahçe’nin ilk iddialı maçında tribünlerin boş kalmasını bilet fiyatlarının pahalılığına bağlayanlara çok da katılmıyorum... Geçen yıl üç kupanın birden ıskalanması, büyük umutlar ve paralar bağlanarak alınan oyuncuların hayal kırıklığı yaratması, taraftarın tutmadığı hoca ile “devam” kararı alınması, geçmiş yıllara oranla daha “düşük profilli bir takım” kurulması, bazı tribünlere seyirci girmesine ambargo konması, Fenerbahçe’ye gönül verenleri kırdı, kızdırdı...Şurası kesin... Fenerbahçe bu değil... Fenerbahçe seyircisi bu takımı, bu futbolu çok da kabul etmez... Çare; ya çok iyi oynayacak ve kazanmayı istikrar haline getireceksin, ya da takıma yeni, bilinen, beğenilen, iş yapacak, ihtiyaç duyulan oyuncuları alacaksın...İşin kötü tarafı, orada da UEFA “azrail” gibi ensende... Oysa Volkan Demirel’in bel fıtığı ameliyatından sonra birinci sınıf bir kalecinin alınması kaçınılmazdı, almadılar... Salih, yeni sezon için ne kadar umut olursa olsun, orta sahaya bir patron gerekiyordu, almadılar, en önemlisi, golcülerin geçen yıl yarattıkları büyük hayal kırıklığından sonra mutlaka çok iyi bir golcüye ihtiyaç vardı, O’nu da almadılar...Fenerbahçe’nin geçen yıl tek sağlam tarafı savunmasıydı... İşin ilginç yanı bütün transferi savunmaya yaptılar, bununla da kalmadı, savunmanın sistemiyle, fabrika ayarlarıyla da çok oynadılar... Savunma için yeni bir sistem arayışı çok mu gerekliydi... Monaco’nun golünde baktım, Falcao ofsayt ya da değil, Ertuğrul hatalı, hepsi kabul ama, bir ara topunun üç stopere rağmen rakip oyuncuyla buluşması, savunmanın henüz oturmadığının çok açık göstergesiydi...Her şeye rağmen Skrtel’in hakkını teslim edelim... Adam zaten yıllardır Premier Ligi yemiş, yutmuş... Bu her halinden belli oluyor... Ama tekrar edeyim Fenerbahçe bu değil... Avrupa Şampiyonası daha gözlerimizin önünde... Hadi iyi oynamıyorsun, bir coşku, bir patlama, bir isyan, bir tepki, bakıyorsun hiçbiri yok... Üstelik kadronda bir hareketi ile maçı çevirecek yıldız oyuncun da yok... O zaman bir takım duruşu, bir takım direnişi sergileyeceksin... İsyanın yüzünden, gözlerinden okunacak, mücadelene tribünler “şapka” çıkaracak... Fenerbahçe bunların çok uzağında... Fenerbahçe’ye 2-1 yeter mi? Monaco’yu, Stade Louis II’yi çok iyi bilen biri olarak şunu söylemeliyim... Zaten 18 bin kişilik bir stat... Monaco’nun kadını tuvaletini, erkeği smokinini giyip baloya gider gibi maça gelir... Yani Fenerbahçe’nin üstünde bir baskı oluşturamaz... Ama sorun Monaco’dan önce Fenerbahçe’nin kendi içinde... Fenerbahçe kendi sorunlarını aşabilse, Monaco’yu çok rahat aşar... Ancak sezon başlarken şunu görüyorum; Bu kadro, bu futbol, bu tribünleri doldurmaz...
40. saniyede soluyla vurduğu ve direkte patlayan top... İlk 7 dakikada duran toplarda sağ ayağıyla yarattığı iki önemli tehlike... Maça çok iyi giren Salih’le başlamalı yazıya! Çünkü kimsenin beklemediği başlangıcın kahramanıydı Uçan! Verilmeyen golümüz, 18 ve 27’de Emenike’nin akıllara zarar kaçırdığı pozisyonlar... İşler iyi gidiyordu. Mütereddit kaldığımız 3-5-2 ise deneyimli savunma üçlüsü ile iyi bir sınav vermişti. Oyun bir parça soğuduktan sonra Emenike’nin devreye girmesiyle çok iyi zamanda 1-0’ı yakaladık! Ancak yine bir klasik Türk takımı zaafiyeti... Soyunma odasına galip gidecek oyun soğutma faaliyetindeki başarısızlık!2. yarıda başlangıç rolleri değişti. Rakip, ilk 10 dakika teslim aldı, önemli pozisyonlar yakaladı. Emenike’nin 60’ta gelen harika golü, herkesin rahatladığı an oldu. Yapımı harika bir goldü... 3-5-2’nin en kıymetli aksiyonlarından olan kanat organizasyonundan skor üretmek, Kjaer-Salih-Wiel-Emenike dörtlüsünün golü hazırlaması ümit vaat etti. Merkezi doğru kullanıp kanatları etkin kılmak. İlk yarıda birkaç pozisyonda olduğu gibi Hasan Ali üzerinden de gelebiliyor olmak...3-5-2 KOLAY DEĞİL1989 G.Saray’ı ve 2003 Beşiktaş’ı dışında ülkemizde iyi örneklerini görmediğimiz, Euro-16 ile tekrar moda olan 3-5-2’yi oynamak da oynatmak da kolay değil. F.Bahçe ilk sınavını iyi verdi. 6 net eksik ve boş tribünler önünde bu oyunu oynamak, çeşitli sıkıntılarına rağmen tatmin edici.SONUÇTAN bağımsız oyuna bakacak olursak.. F.Bahçe orta sahasının göbeği arkada Topal; önünde Salih ve Ozan ile tahkim edilecek gibi duruyor. Souza’ya kupa yolları görünüyor! 81. dakikada Ozan’ın kaçırdığı pozisyonları çoğaltmanın yolu da bu üçlünün uyumlu oyunundan geçecektir.