Fenerbahçe Torku Konyaspor maçı sonrası yazar görüşleri
Fenerbahçe-Torku Konyaspor maçının ardından spor yazarlarının görüşleri şöyleydi...
1
Deli dolu coşkulu ama (Şansal Büyüka) Fenerbahçe, deli, dolu, coşkulu oynuyor... Hevesi, isteği müthiş... Kazanma arzusu mükemmel... Ama bu coşkuyu üretime götürecek, organizasyonu, koordinasyonu yok... Topa basacak, araya bırakacak, oyunun temposunu ayarlayacak... Cristian, Meireles, Mehmet Topal, oyunu kuran değil, genellikle rakibe bozan oyuncular... İyi bir Alper olsaydı, Holmen aşısı tutsaydı, Salih kendini bulsaydı, bu eksiklik büyük ölçüde çözülürdü... Onlar da olmayınca Fenerbahçe bu müthiş coşkusuna rağmen koordinasyonu sağlamakta sıkıntı çekiyor... Ancak şunu hemen söylemeliyiz... Konyaspor müthiş oynadı... Fenerbahçe’ye Fenerbahçe’nin silahıyla karşılık verip, rakip sahada bastı... Bunun sonucu Fenerbahçe’ye pas yaptırmadı, oyun kurdurmadı... Üstelik çok net pozisyonlar buldu... Hleb gibi, Borek gibi, Gekas, Djalma gibi ayağına hakim oyuncularla da topu iyi çevirdi, tek pozisyonda “dan-dun“ vurmadı... Ergün Teber‘in de belki de kariyerinin en iyi maçını oynadığını söylemeliyiz... Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor dahil, hiçbir takımın bu sezon Fenerbahçe’ye bu kadar sıkıntı yarattığını görmedim... Fenerbahçe savunması belki de bu sezon, bir maçta ilk defa bu kadar zorlandı, bu kadar dağıldı... Fenerbahçe’de, Konyaspor’un işini kolaylaştırmadı değil... Eski maçlarında olduğu gibi, ceza alanına çok adamla giremedi... Hücum alanlarında Emenike çoğu kez yalnız kaldı ve o pozisyonlarda da çoğu kez kendine oynadı... Kuyt üretemese de çalışırdı... Sanki üretimi de, çalışkanlığı da geri vitese taktı... Hemen şunu da belirteyim... Konya golü öncesinde Gekas net ofsayt... Fenerbahçe‘nin Alves‘le bulduğu golde Sow pasif alanda ama aktif, yani hareketli... Kimi ofsayt dedi, kimi değil dedi... MHK‘nin devre arası seminerinde pasif ofsayt pozisyonlarına daha fazla “özgürlük“ tanınması istenmiş... Ama bana ofsayt geldi... Bu arada haksızlık etmeyelim, Fenerbahçe‘de Egemen ile Caner’in hakkını teslim edelim... Galatasaray’ın puan kaybettiği bir haftada, Fenerbahçe çok hayati bir galibiyete imza attı... Açık konuşalım: Üstelik bu sezon kendi sahasında mağlubiyete en yakın olduğu maçı kazanarak, şampiyonluk yolunda hayati bir adım attı... Konya‘ya helal olsun diyerek noktayı koymalıyım... Yoksa bu yazı eksik kalır... Milliyet MAÇIN GOLLERİNİ İZLEYİN
2
Kas hafızası (Uğur Meleke) Kas hafızası: Sık tekrarlanan eylemin bir süre sonra refleksin bir parçası olması, yüzde yüz konsantre olmadan yapılabilmesi... Yani tam da Fenerbahçe’nin Akhisar gibi, Konya gibi takımları yenme biçimi... Belki her şey yolunda gitmiyor, Cristian kayboluyor, Meireles kayboluyor. Kuyt-Sow-Emenike susuyor. Erken denilebilecek bir anda mağlup duruma düşülüyor. Ama ne sahada, ne tribünde hiç kimse Fenerbahçe’nin bu maçta puan kaybedeceği endişesi taşımıyor. Bazı melekeleşmiş kurguların sahneleneceğini düşünüyor herkes: Bir duran toptan Caner üretecek mesela, veya Sow mucize bir vuruş yapacak. Tarihte bu “kas hafızası”na sahip takımlar genelde şampiyon olmuştur. Fenerbahçe de o sinyalleri veriyor. Tek bir handikabı var Fenerbahçe’nin: 79’da Emenike’nin sakatlanıp kenara “beni değiştirin” işareti yaptığı anın ilk devrede yaşandığını düşünün. Ne olacak Allah aşkına? Ya da Sow’la Kuyt’ın aynı anda 2-3 haftalığına sakatlandığını varsayın, ana plan bozulmadan nasıl bir çare üretecek Yanal? Yanal’ın tek cephede küçük ve yönetilebilir kadroyla yürüme mantığını anlıyorum ama bir yerli hücumcu transferi göz çıkarmaz bence. *** Konya’daysa Tütüneker, Bakkal’a iyi bir ekip bıraktı; Konya özgüveni yüksek, ileride de çok organize goller atabilen kaliteli bir takım. Bu gruba Hleb zekasının eklenmesi de (eğer yine bir sakatlık sorunu yaşamazsa) muazzam bir karar olmuş. Ancak Hleb takıma katıldığı için bir diğer zeki adam Recep’i kenara hapsetmemek gerek. Hatta iki zekinin yan yana oynaması, hücum kalitesini artıracak bir faktör olur. Bakkal’ın zaman zaman Gekas’ı kenarda oturtup (Kabze’yi santrforda) Recep’i 11’de kullanmasının herkesin verimini artıracağına inanıyorum. İki gol de ofsayt Malumunuz bu detaylara pek girmem, hakemlerin Gekas ve Sow’un ofsaytlarını kaçırmalarını insani hatalar olarak değerlendiriyorum her zamanki gibi... Ancak Alves’in golüne karara değil kurala dair bir detay olduğu için değinmek istedim: Kurala yapılan son revizyon sonrası, Alves kafayı vurduğunda Sow’un aktif alanda olmasının, hatta hareketlenmesinin ofsayt bayrağı için yeterli olmadığını biliyoruz. Ancak Sow kayarak Itandje’ın kurtarışını etkilediği anda bayrak gerekiyordu. Eğer Sow aktif alanda olduğu halde, hatta koştuğu halde en azından kaleciye doğru kayıp onun hareketini kısıtlamasa bayrağa lüzum olmayacaktı. Milliyet
3
Bu araba devrilmez! (Ediz Sırapınar) Ligin ilk yarısında Fenerbahçe’yi rakiplerinden ayıran sadece kaliteli bir kadro, bilimsel çalışma, iyi yönetim ve disiplin ortamı değildi... Teknik Direktör Ersun Yanal, takımını öncelikle kulübün yakasını bir türlü bırakmayan 3 Temmuz sürecinden sıyırmayı başarmıştı... Tamamen futbolu odaklanmıştı... Kısacası sahayı bir şekilde kurtarmıştı... Ancak son Yargıtay kararı gösterdi ki, Fenerbahçe’yi yine o girdabın içine bir şekilde çekmiş... Bu maç Başkan Aziz Yıldırım’ın “19. şampiyonluğu istiyorum. Bu sezon bizim için çok önemli” talimatının motivasyon yerine sarı-lacivertli oyuncuların kafasını iyice bulandırdığının bir göstergesiydi adeta... Evet Fenerbahçe’nin coşkusu ve heyecanı yine fazlasıyla vardı... Ama oyuncuların yüzlerine yansıyan gerilim ve baskı maça hükmetmelerini, pozisyon üretmelerini, topu istedikleri gibi yönlendirmelerini ciddi ciddi engelliyordu. Hele hazırlık dönemini çok iyi değerlendiren, Hleb gibi müthiş bir tecrübe ile kumaşı biraz daha parlayan Konyaspor’un önde basan, dirençli, iştahlı futbolu da geceye eklenince liderin kimyası tamamen bozuldu. Kadıköy’de rakiplerin puan kayıpları sonrası doğal olarak gövde gösterisi yapması beklenen Fenerbahçe’nin can çekiştiği ve ofsayt kokan bir pozisyon sonrası geriye düştüğü bir ilk 30 dakika geçirdik böylece. Meireles ve Cristian’ın devreye bir türlü girmemesi yine duran toplara mahkum etmişti ev sahibini... Nitekim gol de böyle geldi. İkinci yarının başlarında yine kabus gibi bir 10 dakika geçiren Fenerbahçe, ardından seyircisinin de desteği ile rakibinin üzerine adeta karabasan gibi çöktü. Özellikle Caner’in canını dişine taktığı, tek başına isyan bayrağı açtığı son bölümlerdeki müthiş baskı belki de ligin kaderini tayin edecek galibiyeti getirdi. Şunu da es geçmeyelim; Fenerbahçe’nin bu orta saha üçlüsü ile çok fazla ofansif zenginlik taşıması zor. Meireles’i bütün takım arkadaşları sevebilir, Samandıra’nın neşe kaynağı da olabilir. Ancak sahada tek gram faydası yok. Hatta zararı daha çok. Cristian istikrarsızlık abidesi... Bir de Webo bu takımda tribüne çıkacak en son kişi. İkinci yarıda nasıl arandığını hep birlikte gördük. Sanırız hoca da görmüştür. Gelelim herkesin merak ettiği en önemli soruya; “Bu araba devrilir mi?” Bu büyük puan farkından sonra açıkcası biraz zor... Elbet Fenerbahçe de tökezleme, tıkanma, düşüş süreçleri yaşayacaktır... Şike süreci dün geceki gibi yine ayaklara zaman zaman pranga vuracaktır. Ancak tüm bunlar bu saatten sonra bu takımı yolundan alıkoymaz. Çünkü öyle veya böyle bu Fenerbahçe olağanüstü savaşıyor... Milliyet
4
İnanmış çocuklar (Sinan Engin) Artık F.Bahçe’nin Süper Lig’deki tüm maçları final havasında geçer. Ligde kolay maç, kolay takım yok. F.Bahçe sahaya en doğru 11’le çıkmış ama Emre dışında.. MeIreles dün Torku Konya karşısında kontenjandan oynadı. Ama orta sahanın patronu bundan sonra Emre olmalıdır. F.Bahçe çok tempolu, çok koşuyorlar.. Hele Sow ve Emenike rakip defansı hem pres hem driplingleriyle hem de topu ayaklarına aldıklarında zorladılar. F.Bahçe'nin orta sahasında RAul Meireles dışında aksayan yoktu. Raul Meireles’in aksamasından dolayı F.Bahçe bazen orta sahayı verdi ve gol gelebilecek pozisyonlar verdi. Çünkü orta sahada bir oyuncun aksarsa rakip topla daha çok oynar. Bu da pozisyon vermek demektir. F.Bahçe kanattan da göbekten de hücum yapıyor. Ama Emenike dün fizik olarak iyi durumda değildi. İyi olsaydı bire bir pozisyonlarda gol atabilirdi. Ancak 2. yarının daha başındayız. Bu normal karşılanmalı. F.Bahçe'nin orta sahadaki dinamizmini artırması için Emre mutlaka oynamalı. Çünkü şu an oynayanlardan daha hızlı ve rakip eksiltme var. Bu ne gaddarlık! Bruno Alves, bu ne gaddarlık. Bu yaptığın 1 değil, 2 değil... Senin düzeyinde, kalitende bir oyuncuya bu fauller yakışmıyor. Hasan Kabze’ye yaptığın hareket direkt kırmızı kartlıktı. Golünü attın, takımını galibiyetinde pay sahibi oldun ama bu hareket hem futboluna hem de attığın golüne gölge düşürdü. Maçın hakemi evine gidip karşılaşmayı tekrar izlediğinde seni kırmızı kartla oyundan atmadığı için pişman olacak ve üzülecektir. Herhalde Ersun Yanal da sana gereken uyarıyı yapacaktır. Takımını 10 kişi bırakabilirdin. Eğer F.Bahçe dün 10 kişi kalsaydı kazanamazdı. Partnerin Egemen’e gelince. Golünü attı, 3 puanı kazandırdı. Yürekten oynayıp kazanmak için her şeyi yapıyor. Gökhan bildiğimiz gibi. Caner sol tarafı harika kullanıyor. Alves’e attırdığı gol de kalitesini gösteriyor. Vatan
5
Kalite yok güç ve istek var (Güntekin Onay) 4 haftalık bir aranın ardından maç ritmini ve temposunu kaybetmek son derece doğal. F.Bahçe dün akşam bu sıkıntıyı gözle görülür bir şekilde yaşadı. Çünkü F.Bahçe'nin oyunu tamamen fiziksel gücü dayalı. F.Bahçe açısından yenik duruma düştükten sonraki baskı ve arzu iyi ancak pozisyon üretme konusunda ciddi sorunlar yaşadı sarı-lacivertliler. Rakibi hataya zorlama düşüncesiyle öne doğru atılan uzun toplar ve sonrasında yapılan baskı tam bir kaos oyunu. Bu oyun planı Türkiye Ligi’nde iş görüyor. Ancak dün Konyaspor savunması zaman zaman panik yaşasa da çok fahiş hatalar yapmadı. FORVETLER DURGUNDU F.Bahçe ile ilgili bir diğer realite ise şu: Meireles oynadığı zaman sarı-lacivertli takım zorlanıyor. Çünkü Portekizli oyuncunun hücuma katkısı minimum düzeyde. Kuyt da oyuna değer ve kalite katacak işlerden uzak kalınca F.Bahçe'nin gol şansı duran toplara + Caner veya Gökhan'ın getirdiği toplara veya rakibin yapacağı bir hataya kalıyor. Nitekim F.Bahçe'nin ikinci golü böyle geldi. 2 stoperin de zor geçen maçta gol bulması forvetlerin durgun olduğu bir maçta çok önemliydi. Emenike güçlü ve rakip savunmayı çok zorluyor ancak pas becerisinden ve hava hakimiyetinden yoksun. F.Bahçe dün 18'de olmayan Webo'yu aradı. 1 GOLDEN FAZLASI GEREKLİ! 2. yarının başında 2 kez gole yaklaşan Konyaspor bu pozisyonlardan sonuç çıkartamayınca özellikle kanat akınlarında dikkatli savunma yaparak ayakta kalmaya çalıştı. Ancak Mesut Bakkal'ın ekibi İstanbul'dan puan alabilmek için 1 golden fazlasını bulmak zorundaydı. F.Bahçe'nin dünkü oyununda Caner hariç kalite yoktu. Ancak kazanma arzusu ve rakibi hataya zorlayan fiziksel direnç galibiyet için yeterli oldu. Vatan
6
