29.09.2013 - 09:47 | Son Güncellenme:
TT Arena’da merak ettiğim o kadar çok şey vardı ki son anda akreditasyonumu alıp Aslantepe’nin yolunu tuttum.Hemen söylemeliyim... Öksüz bir maç izledim... Fatih Terim yoktu. Galatasaray tarihine ileride sayfalar dolusu yazılacak öyküleri de biliyorsunuz, kararı da. Sözleşmesi feshedilmiş İmparator’un “halefi” ise Rizespor maçına değil, Juventus deplasmanına yetiştirilecekti. Aday isimler havada uçuşurken, sarı- kırmızılı taraftarlar olgun ve onurlu biçimde hocalarına selam gönderdiler... Taffarel’i, Hasan Şaş’ı, Ümit Davala’yı tribüne çağırıp “İmparator” diyerek sevgi mesajları gönderdiler. Sonrası ise daha da ilginçti: Herkes gider, biz kalırız!” Şahsen üstüme alınmadım, ne bileyim alınması gereken birileri vardır, herhalde.Öksüz maça dönersek... Galatasaray önceki maçlara oranla daha gayretli, daha istekli gibi göründü. Ancak aldatıcı bir tabloydu bu... Savunma ve orta alan standart görev yaparken, hücumdaki üçlü, Sneijder ve önündeki golcüler - Drogba ile Burak- durgun, verimsiz, etkisizdiler... Sneijder ayrıca isteksizdi. Devre sonunu bile beklemeden 35’de oyundan alındı, doğru karardı. Özellikle Drogba’nın kendini bir ölçüde ekonomik kullandığını, enerjisini Çarşamba Juventus’a sakladığını düşündüm. Burak ise maç boyunca en az dört kez “tam da Buraklık” diyebileceğimiz pozisyonlar buldu. Vurmadı, vuramadı, durdu. Galatasaray’ın en iyisi, takımın en kıdemsizi Bruma’ydı. Sağ kanattan delici bir rüzgâr gibi topu adeta uçurarak rakip ceza alanına giren, adam eksiltip isabetli paslar veren Bruma, Engin’in golünde de hem topu getiren hem de asist yapan adam oldu. Sonrasında Drogba’nın pasında olduğu gibi bir - iki kez kale ağzında yüzde yüz gol şansıyla buluştu, kötü vuruşlarla topu hep auta attı.Galatasaray’da ayrıca bir gerginlik ve asabiyet hali de gözlemledik. Selçuk’un çok erken sarı kart görmesi, sonra da görevini kırmızı ile tamamlaması (!) tam da ortama uygundu.Rizespor, oyun olarak zenginlik ve renk sergileyemedi bize. Ama yine de dirençli, dayanıklı, hücum oynamaya niyetli bir takım kimliği gösterdi. Çalımbay’ın ekibinde Ali Adnan gereğinden fazla liderlik üstleniyor. Cernat da emekli bir usta gibi oynuyor. Leonard Kweuke, Sercan ve Tevfik Köse maçın başından sonuna kadar ısrarla golü aradılar ve duran topla beraberliği buldular. Galatasaray, bu sezon öne geçiyor, yakalanıyor. Derbide unuttukları arıza, Arena’da yine sorun yarattı. Üstelik Fatih Hoca da yoktu. Dedik ya öksüz maçtı bu!(Milliyet)
Galatasaray’ın Rizespor maçının zor geçeceğini aşağı-yukarı hepimiz biliyorduk. Hafta içinde Fatih Terim ve Ünal Aysal’ın yaşattığı depremden sonra futbolcular yine iyi mücadele ettiler. Burak’ın beş tane, Bruma’nın dört tane, Sabri’nin, Drogba’nın kaçırdıkları gol olsa bu sıkıntılı günlerde güle oynaya Galatasaray maçı kazanırdı. Ama bu futbol... Atamazsan, girdiğin pozisyonları gol yapamazsan üç puanı da alamazsın... Hatta Rizespor ikinci yarı girdiği gol pozisyonlarında biraz dikkatli olsaydı maçı bile kazanabilirdi.Galatasaray’da sıkıntı var. Bundan sonra daha da çok olacak. Sözü geçen bir teknik direktör kulübede olmazsa futbolcular da kafasına göre oynar... Mesela, Sneijder... Hiç yoktu sahada... Tek kelimeyle ayıp... Zaten 45 dakika bile sahada kalamadı.Drogba, o da mesuliyet almayı bırakmış... Defansına yardım etmiyor, sanki sağlıklı yaşam için dün gece sahaya çıkmış... Amrabat hep aynı... Girdi, çıktı... Oyunda kaldığı süre içinde bir tek ortası var o da Drogba’ya... Hepsi o kadar... Selçuk takımın iyilerindendi. İki sarı kart gördü, oyundan atıldı... Fatih Terim kulübede olsaydı, o sarı kartları görür müydü! Baş olmayınca bu sıkıntılar yaşanacak... Bundan sonraki Juventus ve Akhisar maçları daha da zor geçecek...Bruma çok büyük yıldız olacak... Bir ara “Galatasaray Ribery’den daha iyi futbolcu transfer etmiş” dedim... Müthiş mücadele ediyor, koşuyor, gol pozisyonlarına giriyor... Engin’in attığı golün pasını da verdi. Ama bu kadar başarılı Bruma son vuruşlarda sıfır... Ama yine de olacak... Galatasaray’ın belki de son üç senedir yaptığı en iyi transfer... Her şeyden önce genç, büyük bir yıldız adayı...Taraftar çok kişinin beklediği gibi protesto yapmadı. Sadece “İmparator Fatih Terim” diye zaman zaman bağırdılar... Bu da takımı o kadar olumsuz etkilemedi...Rizespor’a gelince... Rıza Çalımbay’a saygı duymak lazım... Defansta Sezer, kalede Serkan Kırıntılı, orta sahada Kıvanç ve golü atan Tevfik’in yıldızlaştığı gecede takımı iyi mücadele etti. Bu Rizespor çok takımın canını yakacak...(Milliyet)
Yazılacak o kadar çok şey var ki, ben en iyisi Terim’den başlayayım. Öncelikle F.Bahçeliler’in Alex’i sevdiği kadar G.Saraylılar kendi öz evlatları Fatih Terim’i sevmiyor. Görevden alındığı salı akşamı yalandan 100-200 kişi evine gidip Terim’e sözüm ona destek, gerisi yalan dolan. Demek ki G.Saray’da başarılı olmayacaksın. Biraz daha genişletirsek bu ülkede başarılı olmayacaksın. Biraz sivrilir, biraz yükselirsen Terim’deki gibi kafanı koparırlar.Dün Telekom’da gerçekçi olmak gerekirse Aysal’a tepki, Terim’e destek bekliyordum ama Nerdee? Çıkan sonuç şu;Ya Terim insanları bıktırmış, kızdırmış ve gerçekten sevilmiyor ya da Aysal ve ekibi birkaç gündür tribün liderleriyle yaptıkları sıcak görüşmelerin karşılığını tepki görmeyerek aldılar. Helâl olsun F.Bahçe seyircisine... Başkanlarını, Aykut Hocalarını çok sevmelerine rağmen, sırf gönderiliş tarzına içerleyen sarı-lacivertliler Alex heykeli yapmış ve Türkiye’den ayrılana kadar Brezilyalı’yı baş tacı yapmıştı.G.Saray tribünlerine baktım, ne pankart, ne destek, ne tepki var. Helâl (!)Dün gece G.Saray takımı inanılmaz motiveydi. İlk yarı 3-4 golü bulmaları işten bile değildi. Ama Burak yine saç baş yoldurdu ve onun kaçırdıklarıyla G.Saray çok kıymetli 2 puan kaybetti. Hasan Şaş ve Ümit Davala önce Sneijder’i ardından da oyuna sonradan aldıkları Amrabat’ı çıkararak acaba bir mesaj mı veriyorlardı? Takım içinde olup biteni Başkan Aysal’a üfleyen bu iki yabancı mıydı? Şaş ve Davala, Terim ve kendilerinin gönderilmesinde bu iki yabancının işbirliği yaptığını düşünerek mi sözüm ona intikam aldılar? Tabii bunlar bir teori. Cevabını yakında öğreniriz zaten.AKLIN NEREDEYDİ?Sonuç olarak dün gece Şaş ve Davala’nın da son maçı oldu gibi geldi bana. Tüm oyuncuların Engin’in harika golünden sonra bu genç teknik adamlarına koşmaları anlamlı ve güzeldi.Ben G.Saray yönetimini ve seyircisini anlayamıyorum. Selçuk atılıyor, seyirci “Yeter Demirören” diyor. Maç bitiyor yönetim, federasyonu ve hakemleri kılıçtan geçiriyor. Ya ben aptalım ya onlar hafızasını yitirmiş.Hey G.Saray yönetimi, dün gece federasyonu, hakemleri topa tutacağına Terim’i Milli Takım’a kaptırmayıp, federasyona kafa tutsaydın. Sen Aysal Başkan, geçen sezon Demirören’in karşısında Fatih Hoca’nı kurda kuşa yem edip, arkasından konuşurken aklın nerdeydi? Bir de dün gece adamlarını federasyonun üzerine saldırtıyorsun. Aynı Adnan Nas’ı Real maçından sonra kurduğun gibi.Sonunu merak ediyorumTelefona çıkmadığı için hocanı kov, futbolcularına şirin gözük, kulübü borç batağına sürükle, başkandan çok patron edasıyla, “Alırım, satarım, kovarım” mesajı ver ve hâlâ o koltukta otur. G.Saray tarihi böyle bir başkan hiç görmedi. Bu başkanın sonunu inanın çok merak ediyorum.(Vatan)
Futbol netice oyunudur. Maçtan sonra detaylar sadece konuşulur ancak top kaleye girmez ise ellerin boş kalır. Çok golün kaçtığı maçlara hepimiz tanıklık etmişizdir ancak ben hayatımda, boş kaleye bu kadar golün kaçırıldığı başka maç hatırlamıyorum.İlk yarı G.Saray bu sezonun en iyi futbolunu oynadı. Sarı-kırmızılı futbolcular sanki Fatih Terim varmış gibi disiplinli adeta Terim’sizliğe isyan edercesine hırslıydılar. Hasan Şaş ve Ümit Davala 4-2-3-1 gibi sistemi sahaya sürerken, Melo’nun yokluğunda defansif önceliği olmayan oyunculardan kurulu coşkulu bir takım sürdüler sahaya. Bruma’nın hızının yanısıra Selçuk ve Engin’in hücuma dönük oyunları ilk yarıda G.Saray’ın pozisyon zengini yaptı. Defansif etkinliği olmayan sarı-kırmızılılar, ilk yarıda Rize’ye sadece bir şans tanıdı, onu da Muslera önledi. G.Saray’ın girdiği pozisyonları önleyen yoktu, sarı-kırmızılı hücumcular beceriksizce, cömertçe harcıyordu.BRUMA OYUNU ETKİLEDİİlk yarı Bruma kalede kaleci yokken 3 topu dışarı attı. Cezalanı dışında müthiş işler yapan genç Portekizli, cezaalanı içindeyse acemice vuruşlar yaparak belki de ilk yarıda bitebilecek maçı G.Saray için kriz haline getirdi. Bruma’nın kaçırdıklarına Burak da eklemeler yapınca, tribündeki sarı-kırmızılı taraftarlar saç baş yoldu.İlk yarıda rakip kaleyi düşünmeyen Çalımbay’ın takımı 2. yarının başında 2 net pozisyon birden kaçırdı. Rize’nin kaçırdığı bu iki pozisyon sarı-kırmızılı takımı nedendir bilinmez paniğe sürükledi ve Rize’nin golü göstere göstere geldi.Selçuk doğru iki sarı kartla oyundan atıldı ama hakem Ali Palabıyık’ın futbolu bilmediği kesin. Enz 20 faul kararı tartışılırdı. G.Saray bir kişi eksik oynadığı dakikalarda da gol kaçırmaya devam etti. Ayrıca Şaş ve Davala, Umut’u oyuna sürmekte geç kaldılar. 10 kişi kalınca Amrabat’ın yerine Yekta’yı sürmeleri ise doğru bir hamleydi.Bu maçta Fatih Terim olsaydı neler olurdu bilinmez. Ancak G.Saray galibiyeti hakedecek pozisyonları bulmasına rağmen maçı kazanamadı. Şimdi Ünal Aysal düşünsün bakalım. G.Saray raydan çıkmak üzere. Gelecek teknik adamın, dağılmaya yüz tutan bu yapıyı onarmasını bu maçın sonucu daha da zorlaştırdı. Tribünler şimdilik ‘İmparator’ diye bağırdı. Böyle giderse ‘Yönetim istifa’ yakındır.(Vatan)
G.Saray'ın Çaykur Rizespor maçını, New York’ta, Beşiktaş maçını olduğu gibi 2. Cadde’deki Ali Baba Restaurant’da izledim. Önceki Fatih Terim’in son maçı olmuştu, dünküyse Terim’siz G.Saray’ın ilk maçı. Terimli Sarı-Kırmızılılar Beşiktaş’a karşı ilk yarıda çok kötü, ikinci yarıda çok iyiydi; bu sefer tam tersi oldu. İlk 45 dakikadaki oyunuyla farka gideceğini sandığımız G.Saray sonra kötüledi, Rizesporsa tam tersine toparlandı ve kornerden kolay bir golle durumu eşitledi.Dün sarı-kırmızılılarda özellikle üç isim dikkati çekti. Öncelikle göz doldurucu hareketleri, Engin’e güzel asisti ama harcadığı dört gol pozisyonuyla Bruma. Ardından Bruma’nın değerlendiremediği güzel topuk pası dışında varlık gösteremeyen, kaçırdığı her pozisyonun ardından başını iki elinin arasına alan Burak. Ve nihayet defalarca rakiplerini kaçırıp kalesinde gol tehlikeleri yaratan Dany.MORALSİZ KULÜBEMuslera dahil diğer oyuncuların hepsi (belki Engin hariç) ya vasat ya da vasatın altıydı. Ama en önemlisi kulübe, yani son maçlarına çıkan Ümit Davala ve Hasan Şaş moralsiz, dolayısıyla zayıf ve etkisizdi. Keşke parlak bir sonuçla veda edebilselerdi ama olmadı.G.Saray dün yenilmemiş olduğuna ve bir puanı kurtardığına şükretmeli. Bakalım olağanüstü kongre sürecini Fatih Terim’i yollamak için başlattığı açık olan Ünal Aysal takımın başına kimi getirecek. Bir G.Saraylı olarak, kim gelirse gelsin Terim’den iyi olmayacağını düşünüyorum. Dünkü maç bile tek başına, yönetimin yaptığı yanlışın vahametini gösteriyor.(Vatan)