Matemden bayrama! (Osman Şenher)
Ligin bitmesine dört hafta kaldı. Şampiyonluk yarışı her geçen hafta daha da zorlaşıp heyecan veriyor. Dün gece Konyaspor ile Galatasaray öyle bir maç oynadı ki taraftar, futbolcular herhalde şampiyon olsalar ancak bu galibiyet kadar sevinebilirdi. Önce şunu söyleyeyim... Şampiyonluğa oynayan takımların stresten coşkulu futbol oynaması mümkün değil. Sarı-kırmızılılar da bilhassa ilk 45 dakika öyle bir gergindi ki sanki 4. yıldızı takmak isteyen takım Konyaspor’du.
Hasan Kabze ve Kenan Özer iki defa Muslera ile karşı karşıya kaldı. Uruguaylı kalesinde yine devleşmese ilk yarı konuk ekibin lehine biterdi. Aykut Kocaman’ın takımı kesinlikle rakibini yenmek için İstanbul’a gelmiş. Hasan Kabze, Mahlangu ve Kenan... Üç forvet, arkalarında Djalma, Mehmet Güven ve Ali Çamdalı... Cim Bom’u bayağı hırpaladılar.
İlk yarı berabere bittiyse bu ev sahibi ekibin şansıydı. Devre arasında Hamza Hamzaoğlu soyunma odasında mutlaka futbolcularla bir şeyler konuştu. İkinci yarı sahada temposunu artırmış, daha çok gol pozisyonuna giren, kazanmak isteyen takım hüviyetindeydi.
Sneijder ile 2, Melo’yla 2, Burak’ın boş kaleye kafa ile atamadığı yine bir pozisyon harcandıktan sonra herkes maçın berabere biteceğini, şampiyonluk yarışında Galatasaray’ın yara alacağını düşünürken Selçuk’un 85. dakikadaki o kafa golüyle 30 bin taraftar stadı bir anda bayram yerine çevirdi. Tribünler fokur fokur kaynadı. Müthiş bir uğultu... Futbolcular dirildi. Bu da bize gösteriyor ki bundan sonra sarı-kırmızılıların oynayacağı Mersin İdmanyurdu, Gençlerbirliği, Beşiktaş ve Rize maçlarının da çok zor geçeceği, dün geceki mücadelenin Galatasaray’a yetmeyeceği apaçık ortaya çıktı.
Melo ve Selçuk... Takımın en önemli futbolcuları... Sahada herkesten çok koşup iyi de mücadele ediyorlar. Ama Galatasaray hücuma çıktığı zaman çok yavaş kalıyorlar. Ne doğru dürüst bir final pası atabiliyorlar, ne de rakibi eksiltebiliyorlar.
Sadece mücadele ediyorlar, bu da yetmiyor. Burak, forvette yalnız kalıyor. Hamza hoca buna mutlaka çare bulmalı. Etkisiz bir Burak’ın takıma katkısı olmuyor. Sonuçta Galatasaray kötü de oynasa aldığı galibiyetle şampiyonluk yarışından kopmayacağını ve yarışın en büyük adayı olduğunu gösterdi.
(Milliyet)