05.10.2014 - 11:28 | Son Güncellenme:
Küçük mutluluklar ülkesi... (Şansal Büyüka)Türkiye’de herşey sonuca bağlı... Kazandın mı sorun yok... Elli türlü eksiğin, yanlışın olsa bile sorun yok... Galibiyet herşeyin üstünü örtüyor...Küçük mutluluklarla yetiniyoruz... Daha fazlasını talep etmiyoruz... Onun için büyük mutluluklara hasret kalıyoruz...İşte Galatasaray’ın Erciyes deplasmanı...Hafta içi bozgunundan sonra süper sonuç...Daha ne olsun... Gittin, Erciyes‘i yendin, geldin...Kimse sorgulamıyor... Daha hızlı niye oynamıyorsun, niye baskı kuramıyorsun, tempo yapamıyorsun... Topa hamle üstünlüğünü niye alamıyorsun...Bizim ligde büyükler biraz kımıldadı mı, zaten rakiplerini yenmeye yetiyor...Ama görüyoruz ki, “Annemizin Ligi“ Avrupa için yeterli değil...İstiyorsun ki, Arsenal karşısında, Anderlecht karşısında, kadro kalitesinin hakkını veren futbol oynayalım... Çağdaş oyunun gereklerini yerine getirelim...Takım galip ya, eleştirdin mi, bir eksiği, gediği söyledin mi Galatasaray düşmanı oluyorsun, Fenerbahçe düşmanı oluyorsun...Oysa bu ülkede artık şunu kabul etmeliyiz...Daha iyi zeminler, daha fazla seyirci, daha kaliteli, daha hızlı, daha çabuk futbol lazım... Maçın akışını trafik polisi gibi kesmeyen hakem lazım...En önemlisi daha fazlasını isteyen, bekleyen, azla yetinmeyen seyirci lazım... Tirajın uğruna, raytingin hatırına kötü futbolu gaza getirmeyen, Galatasaray’ın büyük sıkıntılarla kazandığı Sivas maçına “destan“ başlığını atmayan medya lazım...Allahaşkına şu Erciyes-Galatasaray maçında çağdaş futboldan hangi görüntü, hangi esinti vardı... Aklınızda ne kaldı... Kayserisever bir Sneijder... Başka? Başkası zorlasan da yok... Belki de biraz Olcan... Hepsi o kadar...Erciyes derseniz, hiç yok... Abartısız hiç yok...Azla yetine yetine küçük mutluluklar ülkesi olduk...Bu ilginin, bu sevginin, bu ekonominin karşılığı buysa, bu futbolsa ilgiye de, o paraya da gerçekten yazık...Milliyet
Nerede Prandelli'de o yürekBU Prandelli tam sopalık adam. 52. dakikada tartışmalı bir gol atmış, (bana göre ofsayt yoktu) sonrasında daha olumlu top oynayan, sırtı kaleye dönük oynamasına rağmen arkadaşlarını rahatlatan, onlara güzel pozisyonlar hazırlayan Burak’ı 69’da oyundan almaz mı? Be İtalyan, bırak oynasın Burak. İlla Umut’u alacaksan çıkarsana Telles veya Melo’yu. Ama yapamaz. Nerede o yürek onda.MELO'NUN LAUBALİLİĞİ!PRANDELLI’YE rağmen G.Saray kazandı ve rahatladı. Hafta içi Welbeck’in rezil ettiği Melo belli ki Arsenal maçındaki o travmayı üstünden atamamış. 81’de Melo’nun laubaliliği az kalsın 2 puandan ediyordu G.Saray’ı. Ayrıca 64’te gördüğü sarı kartlık hareketi İngiltere’de yapsa kırmızı bile görebilirdi.İLK yarının yıldızı Tarık Çamdal’dı. Sağ taraftan müthiş bindirmeler ve etkili ortalar yaptı. Kendisine Selçuk ve Olcan da büyük katkı yaptı. Ama ne hikmetse 2. yarı Tarık hemen hemen oyunda hiç yoktu.İyi hakem olamaz!G.SARAY’DA Semih, Chedjou, Tarık, Burak, Olcan ve zaman zaman Sneijder iyi oynadı. Selçuk yine güçsüzdü ama hiç değilse fazla koştu ve etkili paslar attı. Sneijder hakemle uğraştı ve çok önce kart görmeliydi. Hakem İlker Coşkun iyi hakem olamaz. Oyunculardan korkuyor. Sneijder’e kart verirken ürkek ve tedirgindi. Üstelik Hollandalı ile göz göze gelmemek için sarı kartı bile arkası dönük çıkarabildi. Yani İlker Coşkun cesur bir hakem değil ve bu şartlarda başarılı olması söz konusu olamaz.3 Büyükler’e gündüz yasak mı?SON sözüm TFF’ye... Bayramın 1. günü ve maçlar hâlâ gece oynanıyor. Ligin adını değiştireceğinize dönün geçmişe, oynatın maçları gündüz saatinde nasıl dolacak statlarımız. Çocuğu, genci, yaşlısı, bayanını stada çekmek istiyorsanız F.Bahçe, G.Saray ve Beşiktaş maçlarının ez az 10’unu gündüz saat 14’te veya 15’te oynamalı.BARCELONA, Bayern, Chelsea, Real, Manchester saat 13’te oynuyor ama biz halâ 3 Büyükler’i gündüz oynatamıyoruz. Neden? Yayıncı kuruluş istemiyormuş. Türk futbolunu Digitürk yönetiyorsa sözüm yok. Sonuçta Türkiye’nin marka takımlarının maçlarını ısrarla akşama alırsan işte böyle 3-5 bin kişiye oynatırsın.Vatan
Galatasaray rahat değil (Osman Şenher)Prandelli’nin talebeleri özgüvenini kaybetmiş... Teknik direktörlerinin bu kadar eleştirilmesi, üst üste alınan mağlubiyetler, ortaya konan kötü futbol, taraftarın baskısı, futbol takımından çok şey götürmüş...İnsan şaşırıyor. İki sene önce Selçuk’u seyrederken hayranlık duyardık. O Selçuk öyle bir konuma gelmiş ki, takımına en ufak bir katkısı yok. İkili mücadeleleri kaybediyor... Final pasları atamıyor... Kaleye şut çektiği zaman da dağlara taşlara vuruyor. Eminim, iyi şeyler yapmak istiyor ama yapamıyor... Mutlaka kendisi de üzülüyordur... Ancak bu görüntüsüyle bilhassa İstanbul’daki maçlarda başı çok ağrıyacak.Sneijder, Galatasaray’ın en teknik, en kaliteli futbolcusu... Topa harika vuruyor... Adam eksiltmesi, verdiği paslar tek kelime ile mükemmel... Prandelli neden Sneijder’ı kaleden uzak oynatıyor, inanın anlamış değilim... Burak, Galatasaray’ın çok koşan, mücadele eden futbolcusu... Çok ofsayta giriyor, kendini yere atıyor, hatalar yapıyor... Bunları kabul ediyorum... Ama iyi niyetle yaptığı mücadeleye de saygı duyuyorum... Sanki gol attı diye hocası ceza veriyor. Oyundan çıkarıyor, Umut’u alıyor...En çok eleştirdiğim konu da Galatasaray’da bu transferleri kimin yaptığı... Gerçekten çok merak ediyorum... Galatasaray’ın kadrosunda oynayanlar, oynamayanlar, kiraya verilenler, kadro dışı kalanlar... Baktığımız zaman gerçekten futbolcu çöplüğüne dönmüş kulüp... Diyoruz ki, borç 400 milyon dolar oldu. Vallahi bu kadar fuzuli futbolcu alınmışsa, bu kadar sokaklara para döküldüyse, bu borç az bile...Son söz sözüm de Prandelli’ye... Korkaklar hiç bir zaman kazanamaz... Arsenal’e karşı forvette Burak ile Pandev’i yanyana oynatıyor. Erciyes’e karşı Burak forvette yalnız oynuyor... Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu... Bruma, Galatasaray’ın en kıymetli futbolcusu... Fakat kadroda bile yok... Yani Galatasaray, iki gol atarak üç puanı aldı, taraftarlarını sevindirdi... Ama baktığımız zaman o kadar çok sorun var ki... Ve bu sorunlar kolay kolay çözülecek gibi de değil...Erciyes’e gelince... Bülent Korkmaz, takımını iyi mücadele ettiriyor... Tek sıkıntıları Necati gibi kaliteli, iyi bir golcünün yanında Edinho’un yer alması... Oysa daha iyi bir partneri olması lazım. Necati yalnız kaldığı müddetçe Erciyes çok gol sıkıntısı çeker...Milliyet
Ölçü olmaz ama değerli bir maçtı (Ruşen Çakır)ÇARŞAMBA gecesi Arsenal, Cumartesi akşamı Kayseri Erciyesspor deplasmanları... Malum, ilki hezimetle sonuçlandı. Zaten işlerin hiç de iyi gitmediği için G.Saray'ın dün de yeni bir kazaya uğraması işten bile değildi. Fakat son dakikalarda zorlansa da sarı-kırmızılılar 2-1'lik skorla üç puanı almayı başardı.ASLINDA tahminlerin ötesinde kolay bir maç oldu G.Saray için. Öncelikle sağda Tarık, solda kısmen Telles ile kanatları nihayet etkili kullanan konuk ekipte Melo ve Olcan da iyi oynayınca işler kolaylaştı. Fakat gerek Selçuk ve Sneijder'in vasatı bile tutturamamaları, gerekse Burak, Olcan, Yasin gibi bir dizi oyuncunun gol atma becerisi gösterememesi nedeniyle ilk yarı sürpriz bir şekilde golsüz sona erdi. Sürpriz diyorum zira çok iyi kontratağa çıkan Erciyes oyuncuları defalarca Muslera ile başbaşa kalmalarına rağmen, rakipleri gibi beceriksiz çıktılar ve gol atamadılar.WESLEY SNEIJDER'E ALKIŞMAÇIN üç golü de duran toplardan oldu. Burak ve Caner'in korner karambollerinden doğan golleri üzerine, ikincisinde, sahanın en iyilerinden olan Melo'nun acemice hatası dışında, konuşmaya değmez. Fakat Sneijder'in frikiğini alkışlamak şart. G.Saray taraftarları olarak bu tür güzel hareketleri özlemiştik. Şu da bir gerçek: Hollandalı yıldız, eğer oyuna daha fazla ağırlığını koysaydı daha fazla atar ve attırırdı.ERCİYESSPOR deplasmanı kesinlikle ölçü olamaz, doğru. Bununla birlikte işler ne kadar kötü giderse gitsin, G.Saray'ın kendini toparlama imkanlarına sahip olduğunu hatırlatmış olduğu için bu maçın (üç puana ek olarak) bir değeri var. Sonuçta sarı-kırmızılılar bir bütün olarak bakıldığında iyi oynadılar.ŞAHSEN en çok, artık futbol hayatını noktalamakta olduğu spekülasyonları yapılan Hamit'in bu maçta da, kısa süreli de olsa oynamasına, üstelik iyi oynamasına sevindim. Kaldı ki sırf maç sonrası röportajları için bile Hamit gibi bir futbolcuya sahip olmak güzel.Vatan