06.11.2013 - 06:30 | Son Güncellenme:
Şampiyonlar Ligi D Grubu 4. hafta maçında Kopenhag'a yenilen Galatasaray için yazarlar neler dedi?
10 dakikanın faturası (Şansal Büyüka)Bazı maçlar vardır; bir dakika içinde bir hata yaparsınız, 89 dakika altından kalkamazsınız... Galatasaray’da maça, kötü değil, “feci kötü” başladı... İlk 10 dakikada fırtınaya tutulmuş tekne gibiydi... Sağa sola yalpa yapıp durdu... Nitekim Kopenhag’ın golü de, direkten dönen topu da bu 10 dakika içinde geldi...Galatasaray geride kalan 80 dakikada topuyla tüfeğiyle saldırdı, maçı tek kaleye çevirdi. Galatasaray yarı sahası, adeta trafiğe kapandı... Ama Galatasaray ilk 10 dakikadaki faturanın bedelini sonraki 80 dakikada “canını dişine takmasına” rağmen ödeyemedi...Kopenhag golüne suçlu arayanlar sakın “gariban” diye Aydın’ı “kurban” seçmesinler... Aydın rakibi ile mücadele etti, topu kaybetti... Sonrasında Riera kademeye girmekte zorlandı, gol pasına izin verdi... Sırasıyla Semih, Chedjou, Eboue, önlerinden tıngır-mıngır giden topa müdahale edemediler... O Aydın ki , ilk yarıda önce Burak’ın kafasına, sonra Drogba’nın ayağına kelimenin tam anlamıyla “adrese teslim” iki orta gönderdi... Burak da, Drogba da gözü kapalı gol yapacakları bu iki pozisyonu kalitelerine, golcülerine yakışmayacak şekilde kaçırdı...Aslında ikinci yarıdaki tek kale maçta, Kopenhag takımı aşırı bunalmasına, aşırı baskı yemesine rağmen, paniklemedi, soğukkanlı kaldı. Allah’ı var, savunmasının göbeği de kusursuz oynadı...Galatasaray savunmasına kalesine tıngır- mıngır gelen ortayı gol olarak ağlarından çıkartırken, Kopenhag savunması kusursuz oynadı... Zaten öyle olmasa, Galatasaray ne kadar beceriksiz olursa olsun, gol yemeden bu maçı bitiremezdi... Genç Eray, golü atan Braaten’in mutlak bir pozisyonunu önlerken yere yattı, bir daha yere yatmadı... Çünkü top gelmedi...Peki Galatasaray, bu kadar baskıya rağmen niye gol atamadı... Çok çalışmalarına rağmen, Burak da, Drogba da “beceri” olarakkalitelerinin çok gerisinde kaldı... Melo gene “aslanlar” gibi oynadı... Bruma hareketliydi ama etkisiz kaldı...Mancini’nin “bir puana üzülmem” ifadesine sinirleniyordum, “sıfır” çektik... Oysa şu maçı kazansak, şu maçtan üç puanı kapsak, bir üst tur için bileti cebimize koymaya hazırlanıyor olacaktık... Juventus ile belki de formalite maçı oynuyor olacaktık, şimdi final maçı oynayacağız...Parken Arena’da bu Galatasaray’ı görünce 2000’in 17 Mayıs akşamındaki Galatasaray’ı andım... Hatıralar dört bir yanımı sardı, mutlulukla sarsıldım... Teselli aradım ama ortada, sıradan bir takım karşısında alınan 1-0’lık yenilginin taze gerçeği vardı...Keşke Parken Arena’daki bu Galatasaray, 2000 yılının O Galatasaray’ı olsaydı ...Milliyet
Neyse, sanırım zararı yok bu mağlubiyetin... Maç sonu başkan antrenöre uzun bir “geçmiş olsun” mesajı atmış, hoca da onu “Grazie Başkan” diye yanıtlamışsa her şey güllük gülistanlıktır herhalde. Gerisi de teferruat anlaşılan.Milliyet
Hevesimiz kursağımızda kaldı (Ruşen Çakır)G.Saray dün gece Kopenhag’da bir imkânsızı gerçekleştirdi ve nerdeyse dörtte üçünde ezici bir şekilde üstün oynadığı maçtan puan almayı başaramadı. Sarı-kırmızılılar oyuna çok kötü başladılar. Daha 6. dakikada çok kolay bir gol yediler. İki dakika sonra Kopenhag’ın bir şutu da direkten döndü. G.Saray ancak 20. dakikadan itibaren oyunda dengeyi kurabildi ve bundan sonra nerdeyse tüm takımın dahil olduğu bir becerisizlik gösterisine tanık olduk. Kanatlardan, göbekten onca atak yaşandı ama 34. dakikada Melo’nun direkten dönen kafası dışında kaydadeğer gol pozisyonları görmedik.Burak'ın kötü olmasına zaten alışkındık ama ona Drogba’nın da eşlik etmesi işin tadını iyice kaçırdı. Örneğin Aydın’ın iki güzel ortasının birincisini Burak, ikincisini Drogba çok kötü harcadı. İkisinin formsuzluğuna, Bruma ve Selçuk’un ofansif yönden zayıf kalmaları; maçın sonlarına doğru oyuna giren Umut ve Amrabat’ın da yeterince imkân bulamamaları eklenince G.Saray çok sayıda gol atabileceği bir maçta rakip fileleri havalandıramadı.UMUTLAR BİTMEDİHalbuki çok umutluyduk. Zira Mancini, G.Saray’ı ilkin Juventus deplasmanında ve 15 gün önce de TT Arena’da Kopenhag’a karşı çok iyi oynatmıştı. Ama bu sefer bu iki maçın tam zıttı bir G.Saray ile karşılaştık, hevesimiz kursağımızda kaldı. Bunda muhakkak Muslera ve Sneijder’in yoklukları etkili olmuştur ancak sorunun bundan ibaret olmadığı, olmayacağı da aşikâr.Bereket tur için umutlar bitmiş değil. Eğer sarı-kırmızılılar son maçta konuk edecekleri Juventus’u yenebilirlerse büyük ihtimalle ikinci tura geçecekler. Ki bu hiç de zor değil ancak yaşanan istikrarsız grafik nedeniyle insan karamsarlığa kapılmadan edemiyor. Bir de bu hafta sonundaki F.Bahçe maçı var ki, dünkü G.Saray’ın Saracoğlu’nda işinin pek kolay olmayacağı ortada.Vatan
Kurcaladıkça bozuldu (Güntekin Onay)G.Saray, sadece ilk 10 dakikasını kötü oynadığı maçta, Kopenhag karşısında oyun üstünlüğünü ele geçirmesine rağmen golü bulamadı. Maça 4-4-2 düzeninde başlayan Mancini, ikinci yarının başından itibaren takımın kurgusunda değişiklikler yaptı. 4-2-3-1’e dönen İtalyan teknik adam, Burak’ı sola, Bruma’yı ise Drogba’nın arkasında merkeze aldı.Ancak çift santrforlu düzenden tek santrfora geçince Kopenhag stoperleri Drogba’yı daha rahat kontrol etme imkanı buldu ve baskılı oyuna rağmen pozisyonlar gelmedi. Daha sonra Ceyhun’u oyuna alıp forvet arkasına Selçuk’u çeken Mancini, Bruma’yı tekrar kanada aldı. Ancak yine beklenilen olmayınca bu kez Ceyhun’u stopere çekip Selçuk’u eski pozisyonuna döndürdü.HENÜZ ŞANS BİTMEDİİkinci yarının tamamı G.Saray’ın hakimiyetinde geçmesine rağmen G.Saray pozisyon üretemedi. Formda bir Wesley Sneijder’in yokluğu bu baskılı oyunda çok hissedilirken bir diğer sakat oyuncu Fernando Muslera’nın yokluğu farkedilmedi. İlk 10 dakika dışında sahada istediklerini yapan G.Saray, yediği gole cevap veremeyince avuçlarının içindeki avantajı da yitirmiş oldu.Grupta bundan sonra Real Madrid ve Juventus’a karşı iki zor 90 dakika daha var. Belki avantaj kayboldu ama şans bitmedi. G.Saray kalitesinde bir takım, bu kadar iyi oynadığı bir maçta sahadan en kötü 1 puanla ayrılmalıydı.BEKLENTİLERİN ALTINDALARSelçuk, G.Saray takımında görevini en iyi yapan oyuncuların başında gelirken Burak ve Drogba gibi iki golcü beklentilerin altında kaldı. Kopenhag takımı ise gücü doğrultusunda savunma ağırlıklı oynayarak iyi bir direnç gösterdi ve bu mücadelesiyle 3 puanı kazandı.Mancini'nin maç sonunda yaptığı değerlendirmede beşinci hafta maçlarını es geçip son maçlara yönelik yorum yapması ise hiç hoş değildi. Belki gerçekçi sonuçlar 5. haftada Real Madrid ve Juventus’un galibiyetleri olarak görülebilir ama futbolda her şey elbette ki mümkün.Vatan
Sneijder olmayınca (Osman Şenher)Galatasaray, dün gece Kopenhag karşısındaki futboluyla bizi hayal kırıklığına uğrattı. Şampiyonlar Ligi’nde Juventus ve İstanbul’da Kopenhag karşısında ortaya koyduğu futbolu bu kez oynayamadı. Bunun da tek nedeni Sneijder’in sakatlığından dolayı olmayışıydı.Cim-Bom’un takım bütünlüğü tamamen bozulmuş... Defans, orta saha, forvet, iki bekler... Karmakarışık olmuş... “Takımın en iyisi kim?” derseniz, genç kaleci Eray’ı söyleyebilirim... Yediği golde hatası yoktu. Rakiple karşı karşıya kaldığı pozisyonda da golü önledi. Yani, görevini en iyi şekilde yaptı, kalesinde güven verdi.Eboue ve Riera’ya sözüm yok... Sadece Avrupa Kupaları’nda oynuyorlar... 15 günde bir forma giyecekler... Bu futbolculara ne yaparsan yap, maç eksiği mutlaka olur... Bunu da gördük...Melo ve Selçuk’a bilhassa ilk yarı orta sahada yardım eden tek futbolcu yok... Bu bölgede Kopenhag daha üstündü. Sneijder olmayınca Melo ile Selçuk da yeteneklerini sahaya yansıtamadı. Sneijder’in en büyük özelliği takım hücuma kalktığı zaman harika final pasları atması... Ayrıca top kendisine geldiği zaman da rahatlıkla gol atabiliyor...Burak iki çok net gol pozisyonuna girdi. İkisi de kalecinin kucağına gitti. Üçüncü girdiği pozisyonda Bruma vursa belki gol olacaktı. Bruma’dan topu istedi ama topa depar yapamadı ve üçüncü net gol pozisyonunu böyle harcadı. Melo’nun direkten dönen topu şanssızlıktı. Drogba ise çok mücadele etmesine rağmen hep markajda kaldı. Rakip defans tek hata yapmadı, Drogba’yı 90 dakika kontrol altında tuttu. Fildişi Sahilli yıldız boş alan bulamayınca Burak’la da uyum sağlayamadı ve etkisiz kaldı.Uzun boylu olan rakip defans oyun felsefesi olarak hep topu şişirdi... Belki Mancini topu yerden oynatsaydı. Galatasaray’ın gol bulma şansı artabilirdi. Kopenhag, Galatasaray’ın her akınını rahatlıkla etkisiz hale getirdi.Sonuçta, bir üst tur için çok büyük avantaj varken bu avantaj kaybedildi. Şimdi Real Madrid’le İspanya’da, Juventus’la Arena’da iki maç oynanacak. Ve Galatasaray iyi sinyal vermiyor... Bu iki maçta bu futbolla puan alması mümkün değil...
Acı yenilgi (Kadir Çetinçalı)Yıllar önce bir şarkısı vardı Ahmet Kaya’nın; Yaprak döker bir yanım, bir yanımız bahar bahçe... G.Saray’ın takım yapısı şarkıdaki gibi. Ofansif yönü bahar bahçe. Ama gel gör ki bu ofansif zenginlik Kopenhag’ın soğuk havasında da dondu kaldı. G.Saray kendisinden kalite olarak çok çok gerideki bir rakibine diş geçiremeyip yine kadro yapısındaki handikapından ötürü acı bir yenilgi ile karşı karşıya kaldı.Kopenhag ilk maçı kaybetmenin hırsı ve rövanş alma isteği ile hızlı başladı maça. 10 dakikalık coşkulu futbolu ile de golü bulup istediği sonucu aldı. Muslera’nın yokluğunda temkinli ve pısırık başlayan G.Saray rakibinin başlangıç rüzgarını durduramamanın faturasını da maçı kaybederek ödedi. Yenilen golde Eray’ın hatası yoktu. Muslera olsaydı da sonuç değişmeyecekti. Tecrübesiz file bekçisi bir de kritik top çıkarıp farkın artmasını da önlemiş oldu.G.Saray'ın birçok arızası var. Bunu her maç yaşıyoruz. Gol yedikten sonra da üretememe sıkıntısı var. Aydın ve Brumalı kanatlar rakibi çok rahatsız etmese de en azından birkaç isabetli orta yapabildi. Bana göre Aydın, G.Saray’ın iyileri arasındaydı. Mancini’nin, Aydın’ı çıkarıp Ceyhun’u oyuna sürmesi bizler tarafından anlaşılır bir durum değildi.POZİSYON YOKMaç sonrası da epey düşündüm... Acaba Mancini yenik durumdayken neden forvet çıkarıp defansif bir orta sahayı sahaya sürer... Ardından yapılan Semih-Umut değişikliği de ayrı bir hayal kırıklığıydı. Takımı yenik durumdayken İtalyan hocanın yaptığı değişiklikler G.Saray’ın oyununu daha da kilitledi. Kopenhag 2. yarı golü korumak adına kapanınca G.Saray koca bir 2. yarıda pozisyon dahi bulamadı.Mancini'nin değişikliklerini fazlasıyla yerdik ama G.Saray, Kopenhag yenilgisi ile şansını azalttıysa, bunun asıl sorumlusu transfer döneminde kadrodaki eksik yönlere takviye yapamayan başkan, yönetim ve o dönemki teknik heyettir.Vatan