25.01.2020 - 09:40 | Son Güncellenme:
"Şu anda izlediğimiz senaryo aslında Fatih Terim’in bundan önce Galatasaray’dan 3 kez ayrıldığında da üç aşağı beş yukarı sergilenmişti. Faruk Süren döneminde başkanın yönetme becerisiyle daha sessiz, Özhan Canaydın döneminde biraz daha duygusal, Ünal Aysal döneminde ise gümbürtülü bir şekilde sahnelendi.
Bu kez Galatasaray tarihinin en zayıf başkanlarından birine karşı Terim, kendi kişisel tarihinin en güçlü halinde... Sahada, yönetimde, hiç kimse Fatih Terim’in güçlü imajının yarısına bile ulaşamaz. Dolayısıyla Mustafa Cengiz de bu durumu gayet iyi biliyor.
Ancak sanırım hâlâ ona, “Bu işi halledebilirsin” diyen hayalcilerle çevrili etrafı. Dün yaptığı konuşma aslında “Ben seni gönderemiyorum. Sen istifa et” konuşması. Bundan başka bir anlam çıkarmak mümkün değil. Fatih Terim’in adını bile anmadan, Ünal Aysal’ın ‘eleman’ tavrına benzer bir şekilde sürekli ‘sayın teknik direktörümüz, hocamız’ diyerek herhalde bunu yapmak istiyor.
Şunu bilmek gerekir. Bu kriz Arda’nın, Galatasaray’a transferiyle ilgili değil. Arda’nın futbolcu performansıyla, Terim tarafından bu kadar istenmesi akla yatkın değil. Bu inatlaşmanın futbolda bir karşılığı yok. Arda şu anda Galatasaray’da futbol oynayacak seviyede değil. Fizik olarak Terim’in ondan yararlanma ihtimali yok. Bu karşılıklı inatlaşmanın temelinde neyin yattığını ise ancak iki taraf anlatabilir. Ama biliyoruz ki Arda’nın, Milli Takım’daki krizi gibi anlatılmayacak."
Hikaye, Arda Turan’ın Başakşehir forması giydiği dönemde Galatasaray maçı öncesi Fatih Terim’in elini öpmesiyle başlamıştı.Lakin senaryo, Arda tarafından çok önceden yazılmıştı. Formayı unutması, sözleşmesini fesih ederek boşa çıkması, ücretsiz Galatasaray’a gitmek istemesi, sıradan gelişmeler değildi.Terim’i Ankaragücü’nde teknik adamlığa başladığı dönemlerden tanırım. Çabuk sinirlenir, kolay affeder. Sert mizacına karşın yufka yüreklidir. Tıpkı doğaçlama gelişen “el öpme” olayında olduğu gibi.Ama plan bozuldu. Eski oyuncusuna sahip çıkıp onu Galatasaray’da görmek istediğini söylediğinde, başkan Mustafa Cengiz ile bu denli ters düşeceğini kestirememişti eminim.
Arda’nın geçmişteki vukuatları malum. Bunlara Fatih Terim’e yaptıkları da dahil. Hoca üzerine sünger çekse de, başkan Cengiz kendini bitirme noktasına getiren eski milli futbolcunun üzerini çizmesi ve Terim’e tavır alması, beklenmedik bir çıkış oldu. Olabilir. Her kulüpte yönetim ile teknik direktör arasında fikir ayrılığı yaşanabilir. Lakin Cengiz’in dünkü açıklamaları yenir yutulur cinsten değildi. Konu Arda’yı aştı, başkan ve teknik direktör restleşmesine döndü.Buraya yazıyorum. Terim, Arda olayının yarattığı tahribatı asla unutmaz. Çünkü “karizması” zedelenmiştir. Galatasaray başkanının çıkışı ise tuzu-biberi olmuştur. Bardağı taşıran son damla, Terim’in geleceğini de resmen tartışmaya açmıştır.
Sadece Arda konusu mu? Transfer sürecinde de ciddi sıkıntıları vardı Terim’in. Elindeki kadronun lig ve kupada yeterli olmayacağını biliyor ve taleplerini medya üzerinden aktararak, camiasına durumun vahametini anlatmaya çalışıyordu. Sanki başkan ve yönetimle ipleri koparmış gibi idi. Dolayısıyla yaşananlar, hayra alâmet değildi.Gelelim kendi kuyusunu kazmakla kalmayıp, Galatasaray’ı karıştıran Arda’ya!
Belli ki, Cengiz başkan olduğu sürece bu defter kapandı. Bonservisi elinde, talibi yok. Son dakika bir sürpriz yaşanmaz ise sezonun ikinci yarısını tek başına antrenman yaparak geçirebilir. Ya da yurt dışından gelecek vasat bir teklife, çok yetenekli “menajeri” sayesinde evet diyebilir. Nereden nereye değil mi? Sen Barcelona gibi bir hayali gerçekleştir, sonra zirveden dibe yuvarlan ve yanında kimsecikler olmasın.
Arda’nın yaşadıkları tüm futbolculara örnek olmalı. Bir rol modelden fazlası idi. Ama artık bir “mikser” olarak görülüyor.Nereye gideceğini bilmem, fakat Fatih Terim’i de peşine takarak yarattığı derin kriz, onun Galatasaray forması ile jübile yapma ihtimalini bitirmiş görünüyor.Bravo Arda! Kabarık sicil dosyana bunu da ekledin ya!"
CANLI BAHİS, Misli.com'da başladı! Maç listesini görmek için buraya tıklayın!