Bir yapmadığı da o kaldı demeyin. Gençliğinde futbolcu, sonrasında teknik direktör, ayrıca bir dönem Türkiye Futbol Direktörü... Ancak şimdi Galatasaray'da durumu farklı... Fatih Terim, isteyen kabul etsin, isteyen etmesin Galatasaray'ın zaten eş başkanı...Ne diyor kulüp açıklaması; Başkan Mustafa Cengiz ile Teknik Direktör Fatih Terim arasındaki görüşmenin mutabakatla tamamlandığını belirtiyor. Demek ki, düzeltilmesi gereken şeyler, tamir edilmesi gereken bir uzlaşmazlık vardı! Patron-çalışan değil; iki süper gücün ateşkes ilan etmesi sanki... En kolay yol, Galatasaray'ı karıştırmak istiyorlar... Sen bunları söyledin mi?, Sen o sözlerle ne demek istedin? demek yok, ama kumpas çok! Satmayı beceremiyoruz, almayı başaramıyoruz diyen bir hocaya Tamam, iyi ya, gel sen bu işi yap diyecek biri lazım, o da yok... Seçimmiş, şuymuş, buymuş hikaye... Muhalefetin daha kendi içerisinde lideri bile yok. Yarın haydi seçim deseler, ıkına sıkına birileri elbet çıkar ama yönetme kabiliyeti konusunda koşulsuz, gözü kapalı kulüp emanet edilecek kişi var mı? O da yok. Erzurum maçında Galatasaray'ın kazanması, gol öncesinde faul var mı yok mu tartışması, ya da takımın ayağa kalkması hiç önemli değil... Çünkü Terim, Sanılmasın ki içerde veya dışardakilerin niyetlerini hesaplarını arkamdan planlarını bilmiyor değilim. Sanılmasın ki farkında değilim dedi. Gel de manşetini maçtan at... Ertesi gün de, kime dedi, neye dedi, nasıl dedi, niçin dedi diye sorgula, şifrelerini ara... Ben 2-3 senedir burada değilim. 50 senedir bu camianın içindeyim diyen Fatih Hoca, eğer bu sözüyle Mustafa Cengiz'i kastetmediyse, kime dedi? Artık kimsenin ne arkasındayım ne de yanındayım derken, bugüne kadar kimin arkasında, kimin yanında oldu? Kim onun sayesinde ayakta durdu? Eğer Terim, kimsenin arkasında ya da yanında olmayacaksa, geriye bir tek şık kalıyor; hepsinin önünde olmak... Öyleyse Fatih Hoca tez elden başkanlık için soyunmalı, ortaya çıkmalı... Zaten o varsa başka bir kimse aday olmaz, olmamalı... Türkiye Futbol Federasyonu, locaların yüzde 50'sine seyirci alınacağını açıkladı ya, ilk kaçak Galatasaray'da çıkmıştı. Ama Fenerbahçe'deki durum vallahi Helal olsun! dedirtti. Foto muhabiri arkadaşımız Cengiz Malgır'ın bir kareye sığdırdığı, 57 kişi... Sağında solunda kaç kişi daha var bilemem. Ama bu locanın kaç kişilik olduğunu da merak ederim. Bu locaların denetiminin kimde olduğunu da açıkçası daha fazla merak ediyorum. 1907 tribünü loca sayılır diyorlarsa, başka bir kulüp de, Bizim maraton tribünü de loca sayılır diyebilir. Bunun bir standardı mutlaka olmalıdır. Bu loca konusunda en yaratıcı olan da Denizlispor oldu. Adamlar tuttu, normal koltukların çevresini muşamba ile çevirdi, tribünler localığa terfi etti. Tüm stadı bu şekilde parselleseler yine de kimse itiraz etmezdi! Maske tamam, temizliği bilmem ama mesafe hiç doğru değildi. Cezasını tribünde çeken bir teknik direktörün sahaya talimat vermesi talimatlar gereği yasak! Tellisiyle, telsiziyle her şeyiyle iletebilirsin ama yukarıdan aşağıya bağıramazsın. Saçma... Ama esas saçmalık, talimat gereğince alt sınırı 4 maç olan cezanın TAKDİREN 2'ye indirilmesi... Sözlerim Gaziantep Teknik Direktörü Sumudica'ya verilen 4 maçlık cezanın Tahkim Kurulu tarafından 2'ye düşürülmesi... Olmaz ama, velev ki olduğunu kabul edelim, Tahkim'in söylediği, ihlalin gerektiği koşullar ve olayın oluş şekli nasıl değerlendirildi acaba? Herhalde Sumudica savunmasında şunu dedi: Sahada o kadar kötü oynuyorlardı ki, dayanamadım. Beni tahrik ettiler. Tribünden aşağı gayriihtiyari bağırdım. O sırada futbolcularım duymuş olabilir. Yoksa taktik verme gibi bir niyetim yoktu. Zaten çok yukarıdaydım. Duyacaklarına ihtimal vermiyordum! Çaykur Rizespor bu sezon turnayı gözünden vurdu. Büyük kulüplerin bile bulmakta zorlandığı, bulsa bile getirmekte uğraşabileceği Loic Remy, bugün yeşil-mavi forma altında... Sivas maçında yine sahanın kahramanları arasındaydı. 6 maçta 5 gol attı ama ben ilk iki karşılaşmayı oynanmamış kabul ediyorum. Çünkü çok az süre aldı. Olympique Lyon alt yapısında serpildi, Lens, Nice, Marsilya derken, kendini İngiltere'de kabul ettirdi. QPR ile başlayan yolculuk, Newcastle, Crystal Palace, Chelsea ile devam etti. Ardından ver elini La Liga... Las Palmas ve Getafe sonrasında bu kez Fransa'ya dönüş ve iki sezonluk Lille macerası... Sonrası ise bildiğiniz gibi Süper Lig... Helal olsun Rize Yönetimi'ne... Getirmek, oynatmak, onu takıma uyarlamak kolay değildi. HAFTANIN TAKIMI: Fenerbahçe, HAFTANIN FUTBOLCUSU: Cisse (Fenerbahçe), HAFTANIN TEKNİK DİREKTÖRÜ: Erol Bulut (Fenerbahçe) Günay (Gaziantep), Zeki (Yeni Malatya), Luyindama (Galatasaray), Caulker (Aytemiz Alanya), Caner (Fenerbahçe) Atiba (Beşiktaş), Edin Visca (M.Başakşehir), Cisse (Fenerbahçe), İrfan Can (M.Başakşehir) Davidson (A.Alanya), Remy (Ç.Rize) Sanal Bahis Misli.com'da Hemen oynamak için buraya tıklayın!